‘Munzur Baba’nın taşına toprağına, suyuna hiç kimse dokunamaz’

Dersim Ovacık’taki Munzur Gözeleri’nin koruma statüsünün düşürülmesine tepkiler sürerken, verilen bu kararı Munzur Gözeleri’nin merkezinde köylülere ve ziyaretçilere sorduk. Bu kararın rant amaçlı verildiğini vurgulayan yurttaşlar, Munzur Gözeleri’nin bir inanç merkezi olduğunu ve bu şekilde korunması gerektiğini söylediler.

2003 yılında “1. Derece Doğal Sit Alanı” olarak tescillenen Dersim’in Ovacık ilçesindeki Munzur Gözeleri, 28 Temmuz 2023’te statüsü düşürülerek, ‘Nitelikli Doğal Koruma alanı’ olarak ilan edilmişti.

Dersim Alevileri için kutsal sayılan en önemli yerlerden birisi olup son yıllarda doğal güzellikleri nedeniyle turizme de açılan Munzur Gözeleri’nin 1. Derece doğal Sit alanı olmaktan çıkarılıp, statüsünün 2’nci dereceye düşürülmesine karşı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Dersim İl Koordinasyon Kurulu, bu kararının iptali yönünde Erzincan İdare Mahkemesi’ne dava açmıştı. Açılan bu dava kapsamında mahkeme heyeti, 1 Kasım’da Munzur Gözelerinde keşif yaptı.

Kamuoyunda ciddi tepkilere yol açan bu kararı Munzur Gözelerinde köylülere ve gözeleri ziyarete gelen yurttaşlara sorduk. Ağırlıklı görüş bu kararla birlikte Munzur Gözelerinin ranta açılacağı yönünde. Talep olarak da buranın bir inanç merkezi olduğu ve bu şekilde korunması gerektiği vurgulandı.

“BÖLGE HALKININ YÜZYILLARDIR KUTSAL SAYDIĞI BİR MEKAN KORUNMALIDIR”

Verilen bu kararla birlikte şok olduklarını belirten Ovacık Mıkıkan (Tepsili) köyünden Emin Artut, “Neyi amaçladıkları pek bilinmemekle beraber çok olumlu baktığımız bir olay değil. Böyle bir yer sit alanındaysa, böyle bir basit bir şekilde sit alanı olmaktan çıkarılmamalı. Burası bölge halkının, yılların, yüzyılların getirdiği inançla birlikte kutsal saydığı bir mekan. Doğal haliyle korunmasından yanayız. Sit alanı olarak dokunulmazlık özelliği nedeniyle bu şekilde kalmalı diye düşünüyorum” dedi.

Munzur Gözeleri’nin sit alanı olmaktan çıkarılmasının altında, özel yapılaşmaya doğru bir adım olduğuna dair kuşkuları olduğunun altını çizen Artut, “Bugüne kadar burayı bu noktaya getiren bölge halkıdır. Burada yaşayan genci, yaşlısı, canlısı, hayvanı, kuşu, kedisi, köpeği, dağı, yılanı, hepsi buranın bu hale gelmesinde payı olan canlarımızdır” diye görüş belirtti.

“MUNZUR BABA’NIN OCAĞINA KİMSE KARIŞAMAZ”

Gözelerde çıra satarak geçimini sağlayan kadınlardan biri tepkisini, “Munzur Baba herkesin ibadet yeridir, Cenab-ı Allah fırsat vermesin” diyerek dile getirdi.

Bu karara kesinlikle karşı olduğunu ve kabul etmeyeceğini söyleyen ve yine Gözelerde çıra satan Birgül Ağdoğan, “Burası 1’inci derece sit alanı olarak kalacak. Burası korunacak. Burada bizim ziyaretlerimiz var. Burada bizim lokma dağıttığımız, dua ettiğimiz, çıra yaktığımız yerlerimiz var. Munzur Baba’nın taşına toprağına hiç kimse dokunamaz, karışamaz. Burası bizim inanç ve ibadet yerimiz. Munzur Baba’nın ocağı var burada. Munzur Baba’nın ocağına kimse karışamaz” dedi.

“GECE GÜNDÜZ DURMAZ ÇAĞLAR SUYUN”

Gözelerde dedelik yapan Ali Baba, Munzur’un sularının senede bir ay bembeyaz aktığını ve o ayın bu ay olduğuna dikkat çekerek tepkisini dörtlüklerle dile getirdi ve herkesi Munzur Baba’ya davet etti:

“Her derde dermanmış alabalığın
Dilerim mevladan şenlensin dağın.
Gece gündüz durmaz çağlar suyun.
Hiç mi kesilmiyor senin soluğun.
Pir Sultan Abdal’ım Ali’dir Munzur,
Nerede çağırsan orada hazır.
Onun 366 gözesi nazır,
Cemali nurdandır ya Munzur Baba.”

“BİRLİKTE HAREKET EDERSEK MUNZUR KURTULUR”

Kırmancki konuşan köylü bir kadın da, “Buranın kaderi ve Munzur’un akıbeti insanlarımızın elindedir. Eğer insanlarımız birlikte hareket ederlerse Munzur kurtulur. O kadar gazeteci geliyor, konuşuyor ama bir şey değişiyor mu? Hayır. Ancak birlikte arkasında durursak değişir” değerlendirmesinde bulundu.

“KORUMA STATÜSÜ ALEVİLERİN İNANÇ MERKEZİ OLDUĞU İÇİN DÜŞÜRÜLÜYOR”

Kaz Dağları ziyaretinden sonra babasıyla birlikte Munzur Gözelerini görmeye gelen Malatya Arguvanlı İnan Karaca ise, kararı yanlış bulduğunu vurgulayarak şunları dile getirdi:

“Zaten cemevlerinin ibadethane sayılmaması da buranın birinci derecede sorunu. Dersim dediğimiz yer, çoğunlukla Alevilerin yerleşik olarak yaşadığı bir yer. Durumu böyle değerlendirirsek bu ziyaretler, Munzur Baba, Düzgün Baba buralar daha çok Alevi yurttaşların inanışları doğrultusunda biçim alan yerler. Buranın 1’inci derece sit alanlarından çıkartılmasını ben tamamen buna bağlıyorum.

Balıkesir’den, Kaz Dağları’ndan geliyorum. Ora gayet güzel korunuyor. Orada da aynı buradaki gibi doğal kaynak suyu var ama orada bir inanç yeri yok. Ora bu şekilde korunurken, ben buranın bir inanç merkezi olması sebebiyle tamamen bilinçli bir şekilde 1’inci derece koruma statüsünden çıkartıldığını düşünüyorum.”

Bektaş Karaca da kararı doğru bulmadığını belirterek şunları ekledi: “Buraya ilk defa geldim. Bu kararın doğru olmadığının farkındayım. Aslında tüm insanların da bunun farkında olduğunu biliyorum. Buranın koruma statüsünün rant için düşürüldüğüne inanıyorum.”

“GÖZELERİN DOĞALLIĞININ VE GÜZELLİĞİNİN BOZULMAMASI GEREKİR”

Yüzyıllardır bedel ödediklerini ve bu bedeli de ödeyeceklerini söyleyen Ziyaret köyünden Huri Ağdoğan, “Munzur’umuza hiçbir zaman dokunamazlar. Munzur’umuz hep özgür akacaktır. Rica ediyoruz. Buralarda sit alanı falan istemiyoruz. Zaten Munzur suyunu kaldırırlarsa buralarda gerçekten yaşanılmaz” şeklinde görüş belirtti.

Gözeleri turistik olarak ziyarete gelen İbrahim Sarı, Munzur Gözeleri’nin doğallığının, güzelliğinin bozulmaması ve insanların yaşamına müdahale edilmemesi gerektiğini vurguladı.

“BÖYLE BİR DOĞAL GÜZELLİK BAŞKA HİÇBİR YERDE YOK”

Böyle bir doğal güzelliğin başka hiçbir yerde bulunmadığını ifade eden Gazeteci Serdar Duman, “Burası Munzur’un ana kaynağı. Tam tersine her zaman 1’inci derece sit alanı olarak korunması ve üzerinde daha da durulması gerekiyor. Hatta sadece buranın değil Munzur Vadisi’nin, vadisiyle, dağlarıyla birlikte çok iyi bir şekilde korunması gerekiyor. Hepimiz biliyoruz ki, buradaki bitki çeşitliliği ve florasına baktığımız zaman çok zengin bir coğrafya” dedi ve şunları ekledi:

“Hatta burası üzerinde daha ciddi çalışmaların yapılması gerekiyor. Çünkü çok eksikliklerin olduğunu görebiliyoruz.  Mesela hiçbir şekilde piknik yapılmaması gerekiyor. Burada endemik bitki çeşitliliği çok fazla. Onların fotoğraflanıp üzerine isimlerinin yazılması ve açıklamalarının yapılması, tabelalar konularak insanların da bunlara bakarak onların korunması gerektiğini anlamaları gerekiyor.”

Sadece Munzur Gözeleri’nin değil Türkiye’nin doğusundan batısına, kuzeyinden, güneyine her taraf ranta açıldığını vurgulayan Duman, “Anadolu coğrafyasının, Trakya’nın, Ege’den Karadeniz’e, yaşadığımız coğrafyaya kadar her tarafında muazzam zenginlikler var. Bunların korunması gerekiyor. Her şeyi ranta peşkeş çekmek doğru bir şey değil. Buraları atalarımızdan miras aldık. Çocuklarımıza, torunlarımıza kesinlikle miras bırakmamız gerekiyor” şeklinde ifade etti.

“ALEVİLERİN KUTSİYET ATFETTİĞİ BU ALANIN TALANINA İZİN VERMEMELİYİZ”

Hasan Şadoğlu adlı yurttaş, “Munzur’un sit alanından çıkarılmasına ve bazılarına peşkeş çekilmesine karşıyız. Haklarımızı sonuna kadar savunacağız” dedi.

Gözelerin statüsünün ikinci dereceye düşürülmesinin kesinlikle ranta açılması anlamına geleceğini belirten insan hakları savunucusu Gönül Sonbahar, “Bu talan, bu yağma rantı destekleyecektir. Turizmi destekleyecektir. Burada taş ocakları kurulması, belki ihaleye açılıp Munzur Su dışında başka firmalara verilerek tekrar suyun ticarileştirilmesi söz konusu olacaktır. Biz Dersim’de yaşayanlar olarak, buranın, özellikle Dersim Alevilerinin kutsiyet atfettiği bu alanın asla talanına, yağmasına izin vermemeliyiz, vermeyeceğiz de. Bu alanlar kapitalist sistemin ranta çevireceği alanlar değildir. Türkiye’nin dört bir tarafı, doğası talan edilmekte, kapitalist işletmelere peşkeş çekilmektedir. Munzur Gözeleri’nde de amaçlanan budur. Bunu asla kabul etmeyeceğiz” tespitinde bulundu.

Gözelerin bulunduğu Ziyaret köyünden Nuray Aydoğan ise, “Ben birlik beraberlik olmamızı istiyorum ama onu yapmıyoruz. Burası eski düzenine gelsin. Sit alanından çıksın, tekrar ibadet yeri olsun. Böyle bir şey olamaz. Böyle giderse biz yarın, öbür gün burada dışarı da çıkamayacağız” diyerek tepkisini gösterdi.

Eyüp HANOĞLU/DERSİM

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON EKLENENLER