Çarşamba, Eylül 10, 2025

Anayasa Tartışmaları ve Aleviler

Türkiye önemli bir eşikten geçmektedir. Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözümü adına geliştirilen sürecin yarattığı tartışma kültürünü önemli ve gerekli görüyoruz. Geride kalan yüzyıl, tekçi ulus devlet anlayışının yarattığı inkâr ve asimilasyon girdabıyla geçti. Cumhuriyet’i yeni yüzyılda Demokratik bir Cumhuriyet’e evriltmek, kuşkusuz geniş bir konsensüsle hazırlanması gereken nitelikli bir toplumsal sözleşmeyi ihtiyaç kılmaktadır.

Geçmiş yüzyılın mağduru olan halkları ve inançları bu tartışmaların öznesi kılmak, bu açıdan vazgeçilemez bir demokratik ilkedir. Siyasi iktidarın bu konuda gerekli zemini oluşturma yükümlülüğü vardır. Muhalefet partilerinin de kuşkusuz bu zemini toplumsallaştırmak adına büyük iş düşmektedir. Kadınların, gençlerin, ezilenlerin, emekçilerin ve bir bütün olarak toplumun önerileri alınmadan hazırlanacak bir anayasa, geçmiş anayasaların yeni döneme uyarlanmış biçiminden başka bir anlam ifade etmeyecektir. Özellikle muhalefet partileri, bahsettiğimiz tüm toplumsal grupların örgütlülüklerinden oluşan temsiliyetleri, sürecin öznesi yapabilmenin yöntemlerini yaratacak arayışlarını güçlendirmelidir.

Bugün ise yeni anayasa tartışmalarının gölgesinde, Aleviler üzerinde yeniden oyunlar oynandığı görülmektedir. AKP iktidarı, Aleviliği kendi anlayışıyla tanımlamaya, “makbul Alevi” yaratmaya çalışırken, bunu atamalar ve kurumsal kuşatmalarla yürütmektedir. CHP’ye yapılan son atamalar ve bu atamalarda Alevi kimliğinin öne çıkarılması da bu oyunun bir parçası haline gelmiştir. Gürsel Tekin örneğinde olduğu gibi, şahısların Alevi kimliği üzerinden gündeme taşınması, Alevilerin iradesiyle hiçbir ilgisi olmayan, temsiliyet üzerinden yürütülen bir siyaset tarzıdır.

Oysa Aleviler için mesele, bir kişinin atanması ya da bir makama getirilmesi değildir. Alevilik hakikat yoludur; bürokratik makamlarla temsil edilemez. Aleviler eşit yurttaşlık, inanç özgürlüğü, cemevlerinin yasal statüsünün tanınması, zorunlu din derslerinin kaldırılması ve geçmişle yüzleşme taleplerini dile getirmektedir. Bu talepler, atamalarla ya da göstermelik temsillerle karşılanamaz.

Aleviler artık hiçbir partinin oyununa gelmeden, kendi kurumları, kendi temsilcileri ve kendi iradeleriyle siyasal süreçlerin öznesi olmalıdır. Gerçek bir toplumsal sözleşme, Alevilerin sesi duyulmadan, talepleri güvence altına alınmadan kurulamaz. Bu nedenle hem iktidarın hem de muhalefetin Aleviler üzerinden yürüttüğü temsiliyet oyunları boşa çıkarılmalı; Aleviler kendi yolunda, kendi hakikatleriyle var olmalıdır.

Toplumsal sözleşmeler önce dinleme kültürünün oluşmasıyla başlar. Dinlemenin olmadığı yerde hakikate de.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın Diğer Yazıları