65 yaş üstüsünüz.
Tapu’ya gidiyorsunuz.
Tapu memuru Sizden
“Tasarruf ehliyeti / akli yeterlik” raporu istiyor.
65 Yaş üstüsünüz.
Evleneceksiniz.
Nikah Dairesine gidiyorsunuz.
Nikah Memuru Sizden
“Tasarruf ehliyeti / akli yeterlik” raporu istiyor.
Hadi
bir vesile ile
“Tasarruf ehliyeti / akli yeterlik” raporu alıp Malınızı sattınız…
Bu sefer çocuklarınız, mirasçılarınız devrede.
“Babamız
Mal mülk idare edemez durumdadır” iddiası ile dava açıyorlar, mahkeme süreci başlıtıyorlar.
Satışı iptal ediyorlar.
Hadi,
bir vesile ile sağlık raporu aldınız.
Evlendiniz.
Çocuklarınız, mirasçılar ya.
“Babamızın, tasarruf ehliyeti / akli yeterlik”i yoktur. Rapor sahtedir. Rüşvet ile alınmıştır.
Kadın babamızı kandırmıştır.
Malına mülküne konmak için evleniyor.
Dava dava üstüne.
Mahkeme mahkeme üstüne…
Evlilik iptal ediliyor bazen.
İptal edilmese de “Gelin” de “Güvey” de bıkıyor zamanla.
Boşanıyolar bazen.
***
DEVLET’in TAPUSU “DEVLET”te
DEVLET Bey
80’ne merdiven dayamış…
Ülkenin Tapusu
Devlet Bey’de…
Ülkenin Cumhurbaşkanı’nın “Hareket Alanı Tapusu”
Devlet Bey’de…
Kürtlerin
“Özgürlük Tapusu”
Devlet Bey’de sanki…
İMRALI Adası kalmıştı.
O’nun tapusunu aldı.
“Ada Tapusu” da
Devlet Bey’de…
Ülkenin,
“Ortadoğu Strateji Tapusu”
Devlet Bey’de…
Ülkenin,
Mahkemelerin, Savcıların, Polislerin
Hakimlerin, Hapisanelerin Tapuları Devlet Bey’de…
Ülkenin,
Köprüleri yolları,
Dağları bağları,
Denizleri ovaları
Fabrikaları atölyeleri,
Yerüstü yeraltı
Kaynakları Madenleri…
Tabuları yabancılara verilirken, talancılara peşkeş çekilirken de
Tapular Devlet Bey’deydi. Çünkü, AKP’nin Tapusu Devlet Bey’de .
Cumhurbaşkanın da…
Devlet Bey,
Devlet Babadır…
Devlet Babanın Çocukları
bırakın;
“Babamız hasta, yürüyemiyor, konuşamıyor, göremiyor, hastane hastane dolaştırılıyor.
“Babamızın Devlet Sevdası” suistimal ediliyor…”
“Tamam Babamızın akli yeterliği yerinde de,
tasarruf ehliyeti” için Rapor talep ediyoruz “
Demiyorlar,
Diyemiyorlar.
Çünkü Onların Tapusu da
Devlet Bey’de…
*
Diğer Partiler de kendi kendini oyalanıp duruyorlar.
Partilerinin Tapusunun dolaylı olarak Devlet Bey’de olduğundan bihaberler…
***
Gelelim CHP’ye…
Onlar da Tapunun kendilerinde olduğunu sanıyorlar ya…
Kardeşim Tapunuz o kadar çok el değiştirdi ki…
Her değişimde
Devlet Bey vardı.
Bazen arkada:
“Ekmeleddin Gelecek Ekmek Yiyeceksiniz” hesabı gibi…
Bazen önde :
“CHP Davalar Yolculuğu’nda
Arabanın Direksiyonun’da yine Devlet Bey…
Arabada Ferdi Tayfur dinleyerek Yol alıyor, keyfli…
“Hadi Köyümüze dönelim”
Direksiyonu bazen sola bazen sağa çeviriyor.
Araba öyle sürüklüyor zaten.
Sola çevirince bir “umut” Sizde.
Sağa kırınca bir keder
Sizde…
Arabesk aynı ama:
” Hadi Köyümüze dönelim…”
*
Bir başka 80’ne merdiven dayamış Büyüğümüz;
Devlet’ten gelmiş,
ama Devletin Tapusunu hiç eline alamamış; Bizimkisi de;
Devlet Beyin
“Hadi Köyümüze dönelim” Arabeskinden etkilenmiş ki, Köyüne dönmek istiyor.
“Çocuklarım beni oyuna getirdiler, arkamdan hançerlediler. Köyümü elimden aldılar. Bu Ülke Ağaların Ülkesidir. Köy Ağası ölmeden, Köy Çocuklara geçmez… “
O demiyor.
O düşünüyor galiba.
Ben öyle seziyorum galiba…
Sezdiğimi yazıyorum
O’nu sevdiğim için olsa gerek…
Tamam
Evlatların sana ihanet etti. Hile etti. Hançerlediler.
Sen Babasın…
Baba, evlatları hayırsız da olsa hırsını frenler, aynısını yapmaz onlara.
Hele hele,
el eliyle,
el hilesi ile,
el mızrağı ile
Evladını kalbinden mızraklamaz.
Hadı yaptın diyelim
O mızrak utanır, batmaz. ..
Ayrıca,
Köyün Tapusu
artık Halk’ta.
“Maraba” köyü işgal etmiştir.
Köyün Tapusu,
Ne Devlet Baba’dadır.
Ne Dede’dedir
Ne Ekrem’dedır.
Ne Özgüroğlan’dadır…
*
HALK,
uykulu uykulu boşa akan “Su”ydu…
“Devlet Bey -AKP Düğünü” sonrası öyle bir bulut çöktükü ki Halkın üstüne…
Öyle şimşekler çaktı,
öyle yıldırımlar düştü ki Halkın üstüne…
Son Yıldırım,
CHP’yi parçalama Yıldırım’ı,
Halkı öyle bir çarptı ki…
Halk “elektriklendi…”
Elektrik enerjidir…
Karabulut,
“Baran” oldu, öyle yağdı, öyle yağdı ki,
Ülke’de uyuyan Su,
çok Su aldı.
SEL olmuş akıyor
Ülkenin dört bir yanında.
SEL,
Ne Tapu tanır,
Ne Tapu sahibi;.
Ne Savcı tanır
Ne Hakim
Ne de kanun.
Kendisi kanundur gayrı. ..
SEL,
önünde duracak
Tapuyu da,
Tapu sahibini de alır sürükler bilinmeze…
*
Bir çift Sözüm de
SEL’den kütük, tomruk çalmaya çalışan Kurnazlara olsun.
SEL’den tomruk çalmak,
oy çalmaya, rol çalmaya
benzemez.
“Devletin malı deniz, yemeyen keriz” zihniyetiyle Devlet’ten mal, makam çalmaya benzemez…
SEL’den
tomruk çalmaya çalışanı SEL affetmez.
Binsen de o Tomruk’un üstüne;
Tomruk SEL’ içindedir daha.
SEL,
katar Seni önüne
götürür bilinmeze…
Tomruk üstünde,
bir de bakmışsın ki,
gitmişsin başka limana…
Kirli bir limana…
*
Demem o ki;
Tapulu malına güvenme,
Gel Yunus’u dinle…
“Mal sahibi, mülk sahibi Hani bunun ilk sahibi
Mal da yalan, mülk de yalan
Var biraz da sen oyalan”