Pazar, Kasım 2, 2025

Kilise Taşı

Hozat
Sorpiyan Köy girişi.
İki “dal” Kilise Harabesi.
Ardında taş okul…
O da harabe…
Taş okul KİLİSE taşları ile
KİLİSE yerine yapılmış.
O da harabe kalmış…
Köye girdiğimde
gördüm ki,
Köy haneleri de harabe…
Harabelerden beyaz büyük taşlar fışkırmış Güneşe…
Beyaz Taşlar
Beyaz Kilisenin Taşları…
Her Hanede köşe taşı…
Virane Haneler…
*
Eşimin Ana-Dede Köyü.
Mazlum Dedeleri…
Ozan…
Ailenin kutsalı,
Haneleri harabe
Aile,
karşısına geçer
Ağıda durur…
Ocağına ağıt yakar
Konuşur Hane ile…
*
Dedim ki
Kendi kendime…
Bu virane “Hane” ile bir de ben “Muhabbet” edeyim…
Ettim.
Eşimin çocukluğunu gördüm. Şen şakrak.
Aslı Ana’yı gördüm…
Güzel…
Teyzelerini gördüm Hanede….
Biri diğerinden Güzel…
Dedim ki Aşık olduğum İnsanın,
Ailesinin anıları
gizli bu viranede..
Denir ya
“Hakk viranede gizlidir…”
Bir el atayım bu gizemli Haneye dedim kendi kendime.
Zaten ben hep kendi kendime derim kelamı, önce…
*
Bir yaz günü gittim Dersim’e…
Vardım Hozat-Sorpiyan’a..
Yanımda Diyarbakırlı Usta…
Ustanın yanında üç Yardımcısı…
Başladık yıkmaya Harabeyi.
Bir tek Hanenin yaşayan büyüğü Ali Dayı ve Zarife Yenge Köyde…
Harabeye de bana da ev sahipleri…
Yık Yık bitmiyor…
Taş, Toprak, Tomruk…
Yıkıntılar arasında sarı tespih taneleri çıktı.
Çıktıkça aldım.
Cebime attım.
Yıkıntı bitti
Baktım 12 adet sarı tespih tanesi…
Tesadüf mü,
Günler Muharrem ayı…
Ozan Mazlumun tespih taneleri…
Terk etmemişler Viraneyi..
Armağan ettim Tek tek Hanenin Evlatlarına…
Kolye oldu boyunlarına…
Babalarının, Dedelerinin tespih taneleri….
Sarı tespih taneleri…
*
Yıkım bitti….
Aynı taşlar ile Evin yapımına başladık .
Herşey aynı olacak.
Otantik:
Taş, Toprak, Tomruk…
Usta,
köşeye bir büyük beyaz “köşe taşı” koymaya çalışıyor.
Baktım beyaz taşa…
Üstünde Haç işareti.
“Ustam Dur…
Bu taşı koyma…”
Diyarbakırlı Ustam yine baktı bana imalı imalı.
İmalı bakışları:
“Bu adam kaçık”
demek olduğunu sezmiştim.
“O taşı koymayalım bu Haneye Ustam.”
“Bu taş, bu Handen çıktı.
Tam da bu köşede.
Tam da bu köşeye koyacağım.
Yine ne geldi o kafana…”
“Ustam, o kafama takılanı anlatmam uzun Tarih.
Ne ben anlatayım
Ne de Sen dinle…
O taşı koyma oraya…”
Usta kafasını salladı.
Yardımcıları kafalarını salladı.
Taş kenara bırakıldı…
*
Taşın fotoğrafını çektim.
Beyaz, büyük, haçlı…
KİLİSE Taşı…
Sorpiyan Ermeni KİLİSE Taşı…
Bir harbeden alınmış bir Haneye.
Hane de harabe olmuş…
Taş bembeyaz ayakta kalmış…
Tarih…
*
Birkaç gün sonra İstanbul…
Sevgili Sanatçımız Yaşar Kurt ile buluştuk bir yemekte.
Yaşar Hemşinli Ermeni.
Yemektekiler Ermeni Dostlar.
Muhabbet…
Sözü ortaya düşürdüm.
” KİLİSE TAŞI,
Manevi Mirasınız…
Ne yapmalıyım Dostlar…?”
Sözü alan aynısını söyledi.
“Hocam, Haneydi, Ocaktı.
Yeniden Hane olacak.
Yeniden Ocak tütecek
O Taşı
O Haneye koyun…”
“Eyvallah…”
Döndüm Sorpiyan’a…
“Ustam, O beyaz köşe Taşı’nı, O köşeye koyalım…”
“Eee bak yine benim dediğim oldu…”
“Yok Ustam,
Ne Senin dediğin oldu,
Ne de benim dediğim…
O Taşın Manevi Mirasçılarının Rızalığı oldu. “
Usta yine imalı imalı baktı bana….
Yine başını salladı..
Yardımcıları da başlarını salladı…
Hep birlikte
O beyaz, büyük, Kilise Taşı’nı
O Haneye köşe Taşı olarak koyduk…
*
Manevi huzur diye birşey var ya…
Her Sorpiyan’a
O Haneye gittiğimde,
O Taşı her gördüğümde,
Elimi sürdüğümde
O huzuru duyuyorum…
.
Yüreğim,
O Tarihe,
O Coğrafyaya bir derin yolculuk yapıyor ….
İnsanoğlunun üzerinde yaşadığı Coğrafyayı,Tarihi ne çok utandırdığını da hisediyorum…
*
Ustama nasıl anlataydım ki, “O Taşın, yalnız Taş olmadığını?
Bu coğrafyada Üç bin Ermeni Kilisesinin Milyonlarca Taşından
bir Taş olduğunu
“Yaşayan bir Taş” olduğunu…?
O Taş’ın manevi ağırlığını
hiçbir terazinin, kantarın tartamayacağını…?
O Taşı tartacak tek kantarın Vicdan Kantarı, Hürmet Kantarı, olduğunu…?
Sahi nasıl anlatacaktım?
Necati Şahin
07.09. 2025
***
(Bonn’da Hastane’den çıkıp biraz dolaştım.
Bir Kilisenin bahçesinden geçtim.
Baktım Taş bina.
Bir Rahibe iki büklüm dolanıyor Bahçe’de…
Bir Rahibeye baktım.
Bir binaya.
Binadaki taşlara.
Yürümeye devam ettim.
Yüreğim gitti Sorpiyan’a.
“Kilise Taş”ı benimle yürüdü ormanda…
“O Kilise Taşı” ile
birlikte kurguladık yazıyı…
Hastane odama varınca
görevi Kaleme bıraktık.
O da yazdı Sizlere…)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın Diğer Yazıları