“Merhaba, ben Serdar,
SİZDEN değilim,
Sizin Dostunuzum…”
Aleviliği bilen,
Alevileri iyi tanıyan Sanatçı, Karadenizli Canım Arkadaşım Serdar Alevileri ile tanışırken böyle derdi…
Birlikte,
Alevi ortamlarına, evlerine, kurumlarına gittiğimizde ben tanıştırmadan,
O hemen
elini uzatır:
“Merhaba, ben Serdar
Sizden değilim, Sizin Dostunuzum…”
Serdar’ın selam verişindeki o derin zarif mesajı beni düşündürdü .
“BİZDEN…”
“BİZDEN MI…”
Alevileri parolası gibi.
Yanınızda tanımadıkları biri varsa kaşla göz arasında, bazen el işareti ile, bazen fısıldayarak, bazen bir kenara çekerek
Arkadaş “BIZDEN MI?”
diye sorarız ya…
Geçmişte, bir korunma, bir koruma içgüdüsü ile söylediğimiz bu terimin şimdilerde doğru bir terim olmadığı, sorunlu bir terim olduğunu düşünüyorum.
“Gelin BİZDEN mi?”
“Gelin güzel ama BİZDEN değilmiş…”
“Damat iyi bir çocuk
Ama BİZDEN değilmiş”
“O Doktor BİZDEN”
“O Sanatçı BİZDEN”
O….
B…
İşte,
bu “BİZDEN ” teriminin ayırımcı bir terim olduğuna;
Alevi olmayan dostlara karşı saygılı olmayan bir terim olduğu kanısına vardım.
Ve kullanmıyorum.
Kullanılmaması gerekir diye düşünüyorum.
Bir yandan
Ayrımcılığa karşı olduğumuzu söylüyoruz,
diğer yandan da “BİZDEN Duygusu” ile davranıyoruz.
Gönlümüzü okşayan “BİZDEN Duygusu”,
evrensel ilkemizi esir alıyor bazı bazı..
Nerden geldim bu “BIZDEN” deyimine?
Siyaset…
Kimi Alevilerin,
“BİZDEN” duygusunu
ideolojiden daha etkin hissetmeleri;
siyasette BİZDEN duygusudan medet ummaları sorunludur.
Kemal Kılıçdaroğlu
CHP Genel Başkanı oldu.
Solcumuz, devrimcimiz, sosyalistimiz, komünisttimiz sevinçten uçtuk…
“BİZDEN…”
BİZDEN duygusu,
bizi o kadar yönlendir ki
ideolojimizden o kadar uzaklaştırdı ki;
BİZDEN olan istedi diye, hiçbir ideolojik paydamız olmayan İslamist Ekmeleddin’e tıpış tıpış oy verdik.
Kılıçdaroğlu, ısrarla “etnik, inanç kimlikleri üzerinden siyaset yapmam” dedikçe;
Bizler de ısrarla
O “BİZDEN” demeye devam ettik.
Yetmedi,
PİRO dedik.
Dede dedik.
Ben daha bir hafta önce yazdığım mektubum da “Dedem Sultan” dedim.
Kılıçdaroğlu,
siyasetçi değil, Cemevimizin post dedesi sanki…
İşte, bu “BİZDEN” duygusu, realiteyi es geçemize neden oluyor bazen.
Kılıçdaroğlu’nun siyasetteki en önemli başarısı, siyaseti “BİZDEN” duygusu ile yapmamasıdır kanımca.
Umarım, şimdi, bu zorlu süreçte de yapmaz..
Doğuştan gelen
Etnik Haklar mücadelesi ile Etnik siyaset yapmak aynı şey değildir.
Etnik siyaset,
o Etnik topluluğa da zarar verir..
Bu günlerde iktidarın
Alevilere kurduğu tuzak budur.
CHP’yi bu tuzak ile parçalamak istiyor.
Erdoğan,
geleceğini bu tuzağın başarısına bağlamış gibi.
Bizler bu tuzağa düşersek İslamist rejime hizmet etmiş oluruz.
Dikkat…,!
“BİZDEN Duygusu”
bizi bu tuzağa düşürebilir.
Birkaç örnek vereyim:
CHP İstanbul İl kongresi seçimleri öncesi yandaş basın altını çize çize şöyle servis ediyordu :
“Alevi Kılıçdaroğlu’nun adayı Cemal Canpolat; İmamoğlu’nun adayı genç Özgür Çelik”
Bakar mısınız hinliğe…
Be kardeşim Özgür Çelik de Alevi…
“O zaman Sünni İmamoğlu’nun adayı Alevi Özgür Çelik…” diye yazaydın bari…
Be Kardeşim o zaman,
“Zindana attığımız
Beşiktaş, Beyoğlu, Avcılar, Şişli Belediye Başkanları da Alevi…” diye yaz…
Esir aldıklarınızı da etnik, inanç kimlikleri üzerinden de kategorize ediniz…
Ediniz ki, Ortadoğu ülkesi olma yolculuğumuz daha süratli ola…
Demem o ki;
Dikkat!
İktidar, siyaseti kendine göre yeniden dizaynı etme stratejisinin başarılı olması, Alevilere kurduğu tuzağın başarısına bağlı…
Birdenbire
“Alevisever” oluşu;
Tuzaktır işte…
“BİZDEN duygusunu saf dışı bırakırsak bu tuzağa düşmeyiz…
Yoksa bu tuzağa da düşeriz, başka tuzaklara da düşeriz…
Onun için Canım Arkadaşımın;
“Merhaba, ben Serdar
Sizden değilim, Sizin Dostunuzum” özdeyişindeki “dost mesajını” tekrar andım…
Son günlerde,
Alevi Örgütlerin yayınladıklari acemice bildiriler ile tuzağa düştüklerini;
Liyakatsız yöneticilerin ardındaki menfaatçı kurnazları;
Entelektüel insanlara karşı saldırılarını;
Kimi Alevilerin sosyal medya paylaşımlarındaki söz fukarılığını;
Suriye Alevi Soykırımı’na ilgisiz kalan Kurumları, Alevileri gördükten sonra;
“Hoşça Kalın…
Ben Necati Şahin
SİZDEN değilim…
Sizin Dostunuzum…”