Cumartesi, Eylül 27, 2025

MELEK Yeryüzünde… KATİL Gökyüzünde..

Odam,
oda değil,
Melek Mozaiği’nin girip çıktığı enternasyonal
Gül Bahçesi sanki …
Beyaz melekler diyoruz ya
Melekler ‘yalnız’ beyaz değildir. Rengarenktir…
Melekleri gökyüzünde arıyoruz ya, Melekleri yeryüzündedir…
Melekleri kanatlı biliyoruz ya, Kanatları kalplerinden fìşkıran Işıktır…
Günlerdir,
Melekler: beyaz, bordo, yeşil, mavi, kahverengi kostümler içinde;
beyaz, siyahi, sarı, çikolata, kızıl tenleri, gülen yüzleri ile odama gelip gidiyorlar.
Her Melek,
kendi dilinin rengini Almanca’ya dolamış, Almanca tatlamış;
O tatlanmış Almanca ile,
O şirin şiveleri ile öyle yürekten bir “Günaydın” diyorlar ki;
Kalplerinden öyle bir ışık yansıyor ki kalbinize;
Gününüzün aydın olmaması mümkün değil..
AYDIN…
Melekler,
Dünyanın dört buçağından…
Kara Afrika’nın ak yürekli insanları; Latin Amerika, Uzakdoğu, Ortadoğu’nun, Almaya’nın güzel yürekli insanları;
Dünya’nın Kuzey-Güney- Doğu-Batı Coğrafyaların gönlü güzel, kalbi iyilikle dolu Melekleri…
Odama gelip gidiyorlar…
Öyle yürekten “iyi günler” diyorlar ki;
Gününüzün iyi olmaması mümkün değil…
İYİ…
Günlerdir düşünüp duruyorum.
“Insan, bu kadar nasıl iyi, güzel, gülen olabiliyor, bunca kötülüğün içinde” diye…
Dayanamadım sordum
bir siyahı Meleğe:
“Nasıl bu kadar iyi olabiliyorsunuz Sevgili Meleğim?”
Cevap derin:
“Şifa dağıtmak iyi insanların işidir.”
İşte,
bu Orduyu,
hatta, daha daha bir büyük Ordu diliyorum İnsanlığa:
Sağlık Ordusu.
GÜZEL, AYDINLIK, İYİ…
Melekler..
yalnız beyaz değildir.
Rengarenktir.
Melekler kanatlı değildir “kalb”lıdir..
İyilik ile dopdolu kalpler.
O kalplerden taşan ışıktır kanatları…
Melekler gökyüzünde değildir.
Melekler yeryüzündedır.
Görmeye göz, işitmeye kulak, söylemeye dil verilmiştir bize…
Melekleri görelim, duyalım, söyleyelim yeryüzüne…
İyi kalbli, güzel gönüllü olduklarını söyleyelim yüzlerine…
Onure edelim…
Bu “Onur Ordusu”nu…
***
Hastane odamda bir yandan bunları düşünürken, bir
GÜZELLİK girdi yüreğime.
Kalsın Yüreğimde…
Diğer yandan da
Bir ÇİRKİNLİK de girdi beynime.
Çıkmıyor bir türlü.
Yazarsam, utanır, çıkar diye düşündüm…
Yazıyorum:
GÜZELLİK…:
Tiran Havaalanı’na bir Meleğin adını vermiş Arnavutluk Devleti:
“NËNA TEREZË Havaalanı…”
“TERESA ANA
MOTHER TERESA
MUTTER TERESA
Havaalanı…”
TERESA ANA,
Osmanlı döneminde, Osmanlı Toprağı’nda, Üsküp’te, 1910’da doğan Arnavut kızıdır.
Hemşire-Rahibe olmuştur.
İnsanlığa merhem olmuştur.
“Derdi, Can Derdi” olmuştur.
Yaralı yüreklere merhem olmuştur.
MELEK olmuştur.
Yeryüzünde…
Arnavutluk Devleti,
“TERESA ANA” adını
Tiran Havaalanı’na koymuştur.
Arnavutluk Devleti böylece,
Meleğini de,
Devletini de,
Milletini de
onure etmiştir.
Güzellik…
*
ÇİRKİNLİK:
Ülkemizde Osmanlı torunu olduğu ile övünen Hükümetimiz ne yapmıştır….?
Çocuklara, kadınlara, İnsanlığa, Doğaya, gökyüzünden bomba yağdıran, ölüm saçan bir kadın pilotun adını,
Ülkemzin ikinci büyük Havaalanına koymuştur:
“SABİHA GÖKÇEN Havaalanı…”
Böylece,
Ülkesinde yaşayan 25 Milyon ALEVİ Yurttaşını renci etmiştir.
Onlara mesaj vermiştir.
Kötülük mesajı…
“Hatırlayın ha…!
Aklınızda kalsın ha…”
SABİHA GÖKÇEN.
1938’de, günlerce DERSİM’i bombalayan pilot…
Melek Yeryüzünde…
Katil Gökyüzünde.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın Diğer Yazıları

ERDAL ERZİNCAN…

BERİVAN-Kürtkızı

Bizden… mi…?

Kilise Taşı

Tapu

Türkmen

Söz Verdim O Ağaca