Cuma, Ekim 3, 2025

İnancımız, her coğrafyada farklı bir nefes, ayrı bir güzelliktir

Özümüzde, Hakk ve Pirlerimizin izinde yürüyen gönüllerimiz, adaletin izinde birleşen vicdanımız var. Bizler, inancımızı sözle anlatırız; türküyle, nefesle taşır, lokmayla paylaşırız.

Yaşadığımız kadim topraklar gibidir yüreğimiz. Tüm kötülüklere rağmen şifa oluruz bu coğrafyaya. Ne kadar farklı görünürsekte, bir o kadar benzersiz, bir o kadar ortak ve güzeliz Cem meydanı gibi.

Kendi inanç tanımı içinde ortak kültür ve gelenekleri olan Alevilerin, doğası gereği sözlü geleneği oldukça önemlidir. Bir sonraki kuşaklara kendisini taşıması, yeniden üretmesi, var etmesi ise “saklı bilgi” geleneğinin devamıdır.

İnancımız, hakikate dair derin bilgiyi, insanın iç yolculuğunu, irfanı ve yol erkanının özünü bu “Sır” dan alır. Bugün ve her dönem, bize belirsizliği dayatan devlet, net özgürlük ayırımı koymak istemedi ve bilinçli yarattığı belirsizlikten doğan yanlışlarla Alevileri birbirine düşürme ve ötekileştirme politikaları üretti.

Aleviler kendi inançsal yapısını ve yaşam koşullarını, hem iç hem de dış müdahalelere karşı koruma zorunluluğu yaşadı. Sürekli adaptasyon ve asimilasyon dayatıldı. Bizim içerde kendimize ve Yol’umuza olan ikrar ve bakışımız dışardaki devleti hep korkuttu. İçinde bulunduğumuz zamanda yaşadığımız ise; tüm baskılara karşı bilinçli olarak kendimizi korumak amacıyla tepkisel olarak kendimizi tanımlamamızdır.

Yaşadığımız dönem, birbirimize kırılma ve birbirimize kendi Aleviliğimizi dayatmanın zamanı değildir. Tüm farklılıklarımızla, “Yol Bir Sürek Binbir” desturunun gücüyle “sözümüz sırrımızla anlam bulacaktır” diyelim, sevgide ve hoşgörüde birleşmeye devam edelim.
Aşk ile…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın Diğer Yazıları