Salı, Kasım 4, 2025

Korkudan Değil, Umuttan Yana Olmak

Bu ülke çok şey yaşadı.

Korkunun, sessizliğin ve adaletsizliğin gölgesinde yıllar geçti.

Bir toplumun vicdanı, bir ülkenin adalet terazisi bu kadar uzun süre bu kadar ağır sınavlardan geçmemeliydi.

Ama geçti.

Ve biz hâlâ buradayız.

Konuşuyoruz, sorguluyoruz, vazgeçmiyoruz.

Bugün, yıllardır cezaevinde bulunan siyasetçiler, gazeteciler ve farklı düşüncelerden insanlar için toplumun özgürlük ve adalet beklentisi yeniden yükseliyor.

Toplumun en temel talebi, hukukun üstünlüğünü merkeze alan bir anlayışın oluşmasıdır.

Sayın Selahattin Demirtaş ve Sayın Figen Yüksekdağ başta olmak üzere, yıllardır cezaevinde tutulan siyasi tutsakların özgürlüklerine yönelik atılan adımlar, Türkiye’nin demokrasi mücadelesi açısından son derece önemlidir ve umut vericidir.

Ne var ki, demokrasi halen zorunlu ve baskıcı bir yaklaşımın gölgesinde işlemektedir.
Bu adımlar, bireylerin değil, toplumun tüm kesimlerinin hukukun üstünlüğüne ve demokratik değerlere olan özlemini hatırlatmaktadır.

Son dönemde yaşanan gelişmeler, toplumsal barışın güçlenmesi açısından önemli bir eşikte olduğumuzu gösteriyor.

Toplumsal barış ve kardeşliğin konuşulduğu bugünlerde, siyasetin katı sınırlar ve zorlamalar üzerinden değil, gerçek demokratik kanallarla işletilmesi büyük önem taşımaktadır.

Bu süreç, toplumun demokrasiye olan inancını güçlendirecek ve umut iklimini büyütecektir.

Artık kimse, “hukukun üstünlüğü” kavramını süs cümlesi olarak duymak istemiyor.
İnsanlar adaletin sesini sadece mahkeme salonlarında değil, hayatın her yerinde duymak istiyor.

Bugün ülkenin her yanında yükselen sessiz bir istek var:

Artık yeter.

Yeter; adaletsizliğe, ötekileştirmeye, korku iklimine, sessizliğe zorlanmaya.
İnsanlar özgürlük istiyor.

Sözlerini söyleyebilmeyi, fikirleriyle var olabilmeyi, yanlışları dile getirdiğinde düşman ilan edilmemeyi istiyor.

Bu istek tehlikeli değildir; aksine bir ülkeyi ayağa kaldıran şeydir.

Çünkü umut hâlâ burada.

Her sabah biraz daha büyüyen, her haksızlık karşısında biraz daha güçlenen bir umut bu.

Gerçek değişim, en çok da susmayanların kararlılığında yeşerir.

Ve bugün bu ülkede, adaleti talep eden herkesin sesi, artık yankılanan bir çağrıdır.

Adalet talep etmek suç değildir.

Tam tersine, bir halkın onuruna sahip çıkmasıdır.

Türkiye’nin geleceği, özgürlük ve adalet talebini kararlılıkla savunanların direnci ve ısrarıyla şekilleniyor; bu süreç, umudun yeniden yeşermesi için kritik bir eşiktir.

Çünkü biliyoruz:

Bir gün adalet gerçekten yerini bulacak.

O gün geldiğinde bu ülke nefes alacak.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın Diğer Yazıları