Bugünün genç kuşağı artık yalnızca köylerdeki cemlerde büyüyen, pirlerin nefesiyle yetişen bir nesil değil; dijital dünyanın hızlı akışında şekillenen, bilgiye ve etkiye anında ulaşan bir kuşaktır. Kimliklerini, değerlerini ve meraklarını büyük ölçüde sosyal medya ve yapay zekâ üzerinden oluşturuyorlar. Bu nedenle Aleviliğin geleceğini korumak istiyorsak hem cemevlerinde hem de dijital dünyada gençlerle nasıl iletişim kuracağımızı yeniden düşünmek zorundayız.
Alevilik yüzyıllar boyunca sözlü kültürle aktarıldı. Cem meydanı, muhabbet, nefes ve pirlerin yol bilgeliği her zaman Yol’un temel direkleri oldu. Ancak bugün gençlerin çoğu Aleviliği önce cemevinde değil, YouTube, TikTok ve Instagram gibi platformlarda karşılarına çıkan içeriklerden öğreniyor. Bu alanlar boş bırakıldığında ise Aleviliği asimile etmeye çalışan kişiler tarafından üretilmiş eksik, çarpıtılmış ve yanlış bilgiler gençlerin zihnine yerleşiyor. Gençleri Alevilikten koparmaya yönelik girişimler, başka bir inanca ait ritüellerin Alevilikmiş gibi sunulması veya Aleviliğin başka bir dinin koluymuş gibi gösterilmesi, asimilasyon riskini doğrudan artırıyor. İşte bu, dijital çağın en görünmez ve en güçlü tehdididir.
Cemevlerinin rolü bugün her zamankinden daha belirleyicidir. Çünkü erkanların, öğretilerin ve Yol’un özünün farklı kuşakların anlayabileceği bir dille aktarılması gerekir. Gençler ağır, kapalı ve resmi anlatımlardan uzaklaşıyor; sade, açık ve yaşamla bağ kuran bir dili benimsiyor. Bu nedenle gençlere yönelik muhabbet ortamı onların dünyasına ve anlayacağı dile uygun şekilde oluşturulmalıdır. Gençlerin diliyle kurulan bu doğal ve samimi iletişim, Yol’un özünü geleceğe taşımada en etkili köprüdür.
Bugünün gençleri bilgiyi kitaplardan çok uygulama, deneyim, etkileşim ve yaratıcılık üzerinden öğreniyor. Sadece dinlemek değil; dokunmak, üretmek, tartışmak ve paylaşmak istiyorlar. Bu nedenle cemevlerinde genç kuşağa yönelik atölye çalışmaları düzenlemek, Yol’un geleceği açısından hayati bir ihtiyaçtır.
Geçmişte pirlerimiz, çağlarının olanaklarıyla gençleri sözlü kültür, muhabbet, görgü ve hizmet üzerinden yetiştiriyordu. Bugün ise bu öz korunarak çağın araçlarıyla güçlendirilmelidir. İşte atölyeler tam da bu noktada devreye girer.
Ancak cemevlerimizde yüz yüze eğitim tek başına yeterli değildir. Gençler günün büyük bölümünü dijital ortamda geçiriyor. Eğer cemevleri bu alanı boş bırakırsa dijital dünyadaki boşluğu başkaları doldurur ve gençler Aleviliği yanlış kaynaklardan öğrenmeye devam eder. Bu nedenle cemevlerinin sosyal medya hesapları yalnızca taziye, zengin menü, kahvaltı veya duyuru paylaşan sayfalar olmamalıdır. Asimilasyona karşı bilinçlendirici içerikler sunmalı; Yol’un özünü sade bir dille aktarmalı; cem, semah, rızalık, delil, lokma ve Yol’un felsefesini gençlere hitap eden kısa videolarla paylaşmalıdır. Genç pirler ve zakirlerin katılımıyla interaktif içerikler hazırlanmalı ve gençler sürece dahil edilmelidir.
Gençlerin Aleviliğe ilgisiz olduğu düşüncesi doğru değildir. Sorun ilgisizlik değil, gençlerin diliyle konuşmakta geç kalınmasıdır. Gençler cemlere geldiklerinde kendilerini anlayan, kabul eden ve yaşadıkları çağın diliyle konuşan bir ortam görmek istiyor. Onların beklentisi ağır ve kapalı ifadeler değil; sade, açık, samimi ve yaşamla bağ kuran bir anlatımdır.
Cem meydanına gelen gençler erkanın neden yapıldığını, her hizmetin anlamını ve rızalıkla görgünün yaşamla bağını duymak istiyor. Sadece izleyen değil; sürece dahil olan, soru sorabilen, kendini ifade edebilen bir ortam talep ediyorlar. Gençler için cem, sadece ritüellerin tekrarlandığı bir yer değil; Yol’un felsefesini anlayabildikleri ve kimlikleriyle bağ kurabildikleri bir alan olmalıdır. Bu nedenle genç pirlerin, genç zakirlerin ve gençlere yakın bir dil kullanabilen örnek kişilerin varlığı önemlidir.
Cemevlerimizde verilen yüz yüze eğitim muhabbet, sohbet, nefes, lokma ve rızalık üzerinden yürüdüğünde gençler kendilerini Yol’un bir parçası olarak hisseder. Gençlerin beklentisi cemde gördükleri her hizmetin neden yapıldığını bilmektir. Yol’un felsefesini, edebini ve özünü kendi anlayabildikleri dille duymaktır. Bu karşılandığında gençler Aleviliği benimser, içselleştirir ve gönüllü olarak taşır.
Gençlerin aidiyet hissetmesi için eğitim yalnızca bilgi aktarmakla sınırlı kalmamalıdır. Toplulukla bağ kurduklarını hissettiklerinde kimliklerini sahiplenir ve bilgiyi içselleştirirler. Bu nedenle cemevinde verilen eğitim ile dijital ortamda hazırlanan çalışmalar birbirini tamamlamalıdır.
Tüm bunları başarabilmek için kuşaklar arası çatışmaya yol açmadan, Aleviliğin temel kuralı olan “ele ele, el hakka” anlayışıyla cemevlerinde gençlere alan açmak, yönetimlerde söz sahibi olmalarını sağlamak ve en önemlisi onlara güvenmek gerekir. Çünkü yarının hakikatini koruyacak olanlar bugün doğru bir şekilde ulaştığımız gençlerdir.
Aşk ile
21.11.2025 Alevi Haber Ağı
