Suriye’de yaşanan Alevi katliamı, bizlere yönelik aşağılayıcı, dışlayıcı ve düşmanlaştırıcı söylem pratiklerinin, tarih boyunca sistematik olarak biriktirilmiş nefretin ve inanç temelli ötekileştirmenin açık bir sonucudur.
Bu kanlı saldırılar, yalnızca Suriye’deki Alevileri değil, tarih boyunca benzer acıları yaşamış tüm Alevi topluluklarını derinden yaralamıştır. Bizler yakın yarihimizden biliyoruz ki, bu tür saldırılar yeni değil, ilkte değildir.
Koçgiri, Dersim Maraş, Çorum, Sivas katliamları; zorunlu göçler ve sürgünler; yıllarca süren asimilasyon ve görünmezlik politikaları; eşitsiz yurttaşlık uygulamaları ile eğitim politikaları üzerinden kurumsallaşan dışlanmışlık adeta bu sistematik yaklaşımın özetidir.
Halen günümüzde de devam eden bu tip katliamlar, bütün olarak Alevi toplumuna yönelmiş yapısal bir nefretin tarihsel tanımıdır.
Bu nedenle bir kez daha vurguluyoruz; Alevi toplumuna yönelik nefret söylemi, tarihi, politik ve toplumsal dinamiklerle beslenen çok katmanlı bir sorundur. Bu nefret söylemi yalnızca Alevileri hedef almamakta, aynı zamanda toplumsal barışı, halkların bir arada yaşama iradesini ve demokratik geleceğini de derinden tehdit etmektedir.
Barış inşası, hukuki düzenlemeler dahil;
• Toplumsal belleğin onarılması
•Hakikatin görünür kılınması
• Karşılıklı güvenin güçlendirilmesi
• Farklı inanç grupları arasında adil ve eşit bir ilişkinin kurulması ile mümkündür.
Bugün Suriye’de yaşanan katliam, Alevi toplumunun hafızasında zaten canlı duran yaraları yeniden kanatmış; bizlere bir kez daha hakikatle yüzleşme ve toplumsal barışın inşası için acil adımların gerekliliğini göstermiştir.
Alevi toplumunun tarihsel deneyimi açıktır. Türkiye’de kalıcı barış, ancak adalet, eşitlik, tanınma ve hakikatle yüzleşme süreçleri samimiyetle işletildiğinde mümkün olacaktır.
Bizler, her coğrafyada Alevilere yönelik nefretin karşısında durmaya, barış, adalet ve insanlık değerlerini savunmaya devam edeceğiz.
Ne kendi hakikatimizden vazgeçeriz, nede dayatılan nefret ve insanlık dışı yaklaşımlara rıza gösteririz. 72 millet ile özgürlük temelinde, kardeşlik ve barışı inşa edeceğiz.