Cumartesi, Aralık 13, 2025

Ezilenin dahi ezdiği bir halkız: Roman Aleviler

Yazar Ozan Doğan, İletişim Yayınları’ndan çıkan Roman Aleviler adlı kitabında, Alevi toplumu içerisinde süregelen ayrımcı ve hiyerarşik ilişkileri gözler önüne seriyor. PİRHA’dan Eren Güven’e konuşan Doğan, Roman Alevilerin hem toplumda hem de Alevi inancı içinde “ötekinin de ötekisi” olarak konumlandırıldığını vurguladı.

Uşak merkezli saha çalışmasını Afyon, Kütahya, Manisa, Elazığ ve Malatya’ya da taşıyan Doğan, Roman Alevilerin cemevlerinde, Hacıbektaş anmalarında ve inanç mekânlarında ciddi dışlanmalara maruz kaldığını söyledi. Doğan, “Sünni Romanlar camilerde nasıl dışlanıyorsa, Alevi inancını benimseyen Romanlar da cemevlerinde ve Alevi kamusal alanlarında benzer ayrımcı pratiklerle karşılaşıyor” dedi.

Alevilik içinde görünmez bir hiyerarşi

Araştırmasının Alevi toplumu içindeki tahakküm ilişkilerine odaklandığını belirten Doğan, Aleviler arasında görünmez bir hiyerarşi bulunduğuna dikkat çekti. “Türk Aleviler en üstte, Kürt ve Arap Aleviler ortada, Roman Aleviler ve Abdallar ise en altta görülüyor” diyen Doğan, Roman Alevilerin bu nedenle çok katmanlı bir ötekileştirmeyle karşı karşıya kaldığını ifade etti.

“Çingenelerin dedesi” yaftası

Doğan, Roman Alevilere taliplik eden dedelerin de hedef alındığını aktararak, bazı inanç önderlerinin yalnızca Roman talipleri olduğu için “Çingenelerin dedesi” şeklinde yaftalandığını söyledi. Bu dışlayıcı dilin, hem inanç önderlerinde hem de toplulukta derin kırılmalara yol açtığını belirtti.

Zengin kültür, derin inkâr

Roman Alevilerin yüzyıllara uzanan ocak bağları ve güçlü bir inanç geleneğine sahip olduğunu vurgulayan Doğan, buna rağmen Aleviliklerinin sürekli sorgulandığını ifade etti. “Romanların Alevi olamayacağı yönündeki algı, bu topluma ne kadar yabancı olunduğunu gösteriyor” dedi.

“Sorumluluk Alevi kurumlarında”

2009 sonrası artan dernekleşme ve cemevi çalışmalarıyla Roman Alevilerin özneleşme sürecine girdiğini belirten Doğan, asıl sorumluluğun Alevi kurumlarında olduğunun altını çizdi. “Tepeden bakan, onun adına konuşan bir dil yerine; eşitlikçi, dinleyen ve anlayan bir dil kurulmalı” çağrısında bulundu.

Roman Aleviler kitabı, Alevi toplumunun kendi içindeki ayrımcılıkla yüzleşmesi gerektiğini hatırlatırken; eşitlik, adalet ve birlikte yaşam mücadelesine güçlü bir çağrı sunuyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz