⌈Haber Merkezi⌉ Alevi kurumları, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Tokat’ın Almus ilçesinde bulunan Hubyar Sultan Tekkesi’ne el koyma girişimine karşı ortak bir açıklama yaparak karara sert tepki gösterdi. Açıklamada, söz konusu müdahalenin Alevi toplumunun tarihine, inancına ve kutsal mekânlarına yönelik açık bir saldırı olduğu vurgulandı.
“İnanç Merkezleri Turizm Nesnesi Değildir”
Açıklamada, Hubyar Sultan Tekkesi’nin Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün bünyesine alınabilecek bir tarihî mekân olmadığı belirtilerek, bu yaklaşımın Alevileri yok sayan ve inanç merkezlerini birer turizm nesnesi olarak gören anlayışın ürünü olduğu ifade edildi. Tekkelerin yüzyıllardır Alevi inancının ocak merkezleri olduğu, yol erkânının bu mekânlarda sürdürüldüğü vurgulandı.
Hubyar Sultan Tekkesi’nin tapu kayıtları, masa başı kararlar ya da bürokratik tasarruflarla tanımlanamayacağı belirtilen açıklamada, bu mekânın Alevi halkının rızasıyla yaşattığı ve kuşaktan kuşağa aktardığı bir inanç merkezi olduğu kaydedildi.
“Rıza Alınmadan Yapılan Müdahale İnanç Gaspıdır”
Alevi kurumları, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Alevi toplumunun iradesini yok sayarak, hiçbir istişare yapmadan ve rıza almadan Hubyar Sultan Tekkesi’ne el koyma girişimini açık bir inkâr ve inanç gaspı olarak değerlendirdi. Bu yaklaşımın, Alevilerin kendi kutsal mekânlarını yönetemeyeceği varsayımına dayanan vesayetçi ve asimilasyoncu bir anlayışın devamı olduğu ifade edildi.
Devletin görevinin inanç topluluklarının kutsal mekânlarını denetim altına almak değil, inanç özgürlüğünü güvence altına almak olduğu vurgulanan açıklamada, gelinen noktada Alevilere reva görülen muamelenin koruma değil el koyma, eşitlik değil asimilasyon, diyalog değil dayatma olduğu belirtildi.
“Gerçek Sahip Alevi Toplumudur”
Ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi: Hubyar Sultan Tekkesi’nin gerçek sahibi Vakıflar Genel Müdürlüğü değil, Hubyar Ocağı’dır, Alevi toplumudur. Bu mekânın her karış toprağı yüzyıllardır olduğu gibi Alevilerin inançsal kuralları doğrultusunda, Hubyar Ocağı’na bağlı yol önderleri ve analar ile dedeler tarafından yürütülmelidir.
Devletin bu sürece müdahalesinin inanç özgürlüğüne açık bir saldırı olduğu vurgulanan açıklamada, Alevi inancını tanımayan, cemevlerini hâlâ ibadethane olarak kabul etmeyen bir anlayışın başta Hacı Bektaş Veli Dergâhı olmak üzere tüm dergâhlar ve tekkeler üzerinde tasarruf iddia etmesinin kabul edilemez olduğu belirtildi.
“Karar Derhal Geri Çekilmelidir”
Alevi kurumları, bu uygulamanın Alevilerin kamusal alanda görünmez kılınmasının ve inançlarının kontrol altına alınmak istenmesinin somut bir örneği olduğunu vurgulayarak, söz konusu hukuksuz kararın derhal geri çekilmesi çağrısında bulundu.
Aksi halde Alevi toplumunun bu dayatmayı kabul etmeyeceği belirtilen açıklamada, mücadelenin demokratik, hukuki ve meşru tüm yollarla kararlılıkla sürdürüleceği ifade edildi.
“Dergâhlarımız Bizimdir”
Açıklama, “Dergâhlarımız bizimdir. Dergâhlarımızdan ve inancımızdan elinizi derhal çekin” ifadeleriyle sona erdi.
Ortak açıklamaya Alevi Bektaşi Federasyonu, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Türkiye Alevi Federasyonu, Avustralya Alevi Bektaşi Federasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği imza attı.