Pazar, Aralık 14, 2025

Meclis’te Taciz, Ülkede Çürüme

TBMM’de ortaya çıkan taciz skandalı, Türkiye’nin uzun süredir inkâr edilen bir gerçeğini yeniden ve sert biçimde hatırlattı: Bu ülkede sorun artık tekil vakalar değil, sistemin kendisidir. Olayın adresi sıradan bir kurum değil; halkın iradesini temsil ettiği söylenen Meclis’tir. Bu nedenle yaşananlar sadece adli değil, doğrudan siyasal bir meseledir.

Taciz iddialarının uzun süre fark edilmemesi ya da görmezden gelinmesi, denetim mekanizmalarının ne kadar işlevsiz hale geldiğini açıkça göstermektedir. Üstelik mağdurların genç stajyerler olması, meseleye ayrı bir ağırlık kazandırmaktadır. Devletin koruması altında olması gereken çocukların, devletin kalbinde böyle bir riskle karşı karşıya kalması, üzerinde durulması gereken asıl utançtır.

Burada durup şu soruyu sormak gerekiyor:
Bu olay neden daha önce engellenmedi?
Kimler biliyordu, kimler sessiz kaldı?

Bu sorular cevapsız kaldıkça, yapılan her açıklama eksik kalacaktır.

İktidar cephesinin her kriz anında başvurduğu “münferit olay” söylemi bu vakada da devreye sokulmuştur. Ancak Meclis gibi yüksek güvenlikli ve hiyerarşik bir yapıda yaşananların münferit olarak nitelendirilmesi, kamuoyunu ikna etmekten uzaktır. Sorun birkaç kişinin suçu değil; hesap vermeyen bir siyasal kültürdür.

Ahlak, aile ve değerler üzerinden toplumun her alanına müdahale eden bir siyasal anlayışın, kendi yönettiği kurumlarda yaşanan bu tablo karşısındaki sessizliği dikkat çekicidir. Bu sessizlik, aslında bir iletişim tercihi değil; aynı zamanda bir sorumluluk reddidir.

Bu noktada şunu söylemek gerekir: Benzer olayların geçmişte de gündeme gelmiş olması, gerekli önlemlerin zamanında alınmadığını göstermektedir. Eğer bu ülkede gerçek bir denetim ve şeffaflık mekanizması işletilseydi, bugün bu yazı yazılmak zorunda kalmayabilirdi.

Benim için asıl mesele, bu olayın nasıl ele alınacağıdır. Soruşturmanın birkaç kişiyle sınırlı tutulması, idari ve siyasi sorumluluğun tartışma dışı bırakılması, toplumda zaten zayıflamış olan adalet duygusunu daha da aşındıracaktır.

TBMM’de yaşanan taciz skandalı, Türkiye’nin içinde bulunduğu sosyal ve siyasal çürümenin simgesidir. Bu tabloyla yüzleşilmediği sürece, “değerler” üzerine kurulan her söylem havada kalacaktır. Çünkü güven, sözle değil; hesap verebilirlikle inşa edilirken toplumun her alanında sosyal çürüme rekor hızıyla yükseliş göstermektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın Diğer Yazıları