HDK Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Hubyar Sultan Tekkesi’ne yönelik yeniden açtığı davaya dair önemli açıklamalarda bulundu. Kenanoğlu, daha önce benzer gerekçelerle açılan davaların kesinleşmiş yargı kararlarıyla sonuçlandığını hatırlatarak, sürecin sadece hukuki değil, siyasi bir boyutu da olduğunu vurguladı. Hubyar Sultan Tekkesi’nin, Alevi inancı açısından sıradan bir mekan olarak değerlendirilemeyeceğini belirten Kenanoğlu, tekkenin tarihsel ve toplumsal özellikleri ile Alevi inancındaki önemine dikkat çekti.
Hubyar Sultan Ocağı’nın, hem ocak hem de tekke işlevini birlikte yürüten nadir inanç merkezlerinden biri olduğunu dile getiren Kenanoğlu, bu tekkenin Dersim’deki Kürt ocaklarıyla olan ilişkisini ve Alevi inancı içindeki rolünü de vurguladı. II. Mahmut döneminden itibaren sistematik bir baskıya maruz kalan Hubyar Sultan Ocağı, tarih boyunca çeşitli müdahalelerle karşılaşmış ve bu süreç Cumhuriyet döneminde de devam etmiştir.
Kenanoğlu, mülkiyet meselesinin Alevi inancı üzerinde derinleşen sorunlara yol açtığını ifade etti. Tekke ve zaviyelere ait taşınmazların, Vakıflar Genel Müdürlüğü aracılığıyla hazineye veya özel mülkiyete devredildiğini belirterek, bu durumun inançsal otorite oluşturarak sağ siyasetin işine yaradığını kaydetti. Gerekçeleri ve önceki yargı süreçlerini hatırlatarak, 2017 yılında muhtarlığa geçen tekke tapusuna rağmen Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yeniden dava açtığını belirtti.
Kesinleşmiş yargı kararına rağmen aynı konuda yeni bir dava açılmasının hukuka aykırı olduğunu vurgulayan Kenanoğlu, bu durumun Alevi kamuoyu için kritik bir öneme sahip olduğunu ifade etti. 30 Aralık’ta Tokat’ta görülecek duruşmanın, Alevi toplumunun inanç özgürlüğü ve eşit yurttaşlık mücadelesi açısından büyük önem taşıdığına dikkat çekti.