Sivas Madımak Katliamı’nda yaşamını yitiren Murat Gündüz’ün babası Mehmet Gündüz, 28 yılın ardından acılarının hala taze olduğunu belirterek, “Almanya’da katledilen 5 vatandaşımız için ‘Utanç Müzesi’ yaptılar ama Madımak’ı ‘Utanç Müzesi’ yerine ‘Bilim ve Kültür Evi’ yaptılar. Neyin bilimi ve kültürü? İnsanları öldürmekle bilim kültür mü olur? Böyle bir anlayışı nasıl kabul edelim?” dedi.
1993 yılında Sivas Madımak Oteli’nin gerici guruplar tarafından yakılması sonucu 2’si otel çalışanı 35 can hayatını kaybetti. Katliamın üzerinden 28 yıl geçti. O gün yaşamını yitiren Murat Gündüz’ün babası Mehmet Gündüz, acılarının halen diri olduğunu söyledi.
Baba Mehmet Gündüz, Murat Gündüz’ün öldürüldüğünde 22 yaşında başarılı bir üniversite öğrencisi olduğunu anlattı. Baba Gündüz, acılarının hala taze olduğunu söyleyerek; “Madımak’ın ‘Utanç Müzesi’ olmasını istiyoruz. Orasının, dünya aleme ibret olmasından yanayız. Kara bir leke olarak dünya toplumu bunu kabul etti. Onun için aileler, bu kara lekeyi hiçbir zaman unutmaz, unutamaz unutturmaz da. Beş asır da geçse biz bu acıyı unutturmayacağız” dedi.
“KATİLLER ÖDÜLLENDİRİLİYOR”
Mehmet Gündüz, katliam sonrasında açılan davaları da eleştirdi. Yürütülen yargılamaların adaletli olmadığını ifade eden Gündüz şunları dile getirdi:
“2012 yılında bu dava zaman aşımına uğratıldığında, Başbakan Erdoğan, dava zaman aşımına uğradı diye hayırlı olsun mesajı verdi. Oysaki bizler o mahkemedeyken coplatıldık, biber gazı ile dağıtılmaya çalışıldık. Bunları sanıkları koruma amaçlı yapıyorlardı. Onların adamlarını ödüllendiriyorlar. Hala cezaevlerinde kaç kişi var, bizlerin bilgisi dahilinde değil. Bunlara Almanya’da lokantalar açıyorlar, yakalananları da gidip alıp gelmiyorlar. Kırmızı Bülten ile arandıkları halde kol kanat geriyorlar, açıkçası bunları ödüllendiriyorlar.
Şu anki hükumet onların yandaşları. Sanki onları ödüllendirmeye görevliler. O güzel canlarımızı kaybetmemizin acısını bize unutturacaklarını zannediyorlar ama asla unutamayız. Bugün Almanya’da katledilen 5 vatandaşımız için Almanya’ya gidip ‘Utanç Müzesi’ yaptılar. Madımak’ı ‘Utanç Müzesi’ yapmadılar. Bilim ve Kültür evi yaptılar orayı. Neyin bilimi ve kültürü? İnsanları öldürmekle bilim kültür mü olur? Böyle bir anlayışı nasıl kabul edelim! Asla kabul etmiyoruz, onaylamıyoruz, nefretle kınıyoruz.
1993 yılında yargıçlar ve hakimler sanıkları korudular. Sanıklar, mahkemede hakimlere, savcılara bozuk para ve ceplerindeki çakmakları fırlattılar. Hiçbir şey demediler onlara. Kaybettiğimiz canların yakınlarına da ‘Laf ederseniz, çok ses çıkarırsanız sizi mahkemeden dışarı atarım’ diye uyarıda bulundular, tehdit ettiler. Bizleri yok saydılar, hala da yok sayıyorlar. Böyle bir anlayış, böyle bir düzen yok olsun.
Kırmızı Bülten ile aranan bir sanık, karakola 400 metre ilerde evinde ölü bulunuyor ama Türkiye Cumhuriyeti’nin emniyeti nasıl oluyor da bu aranan şahsı bulamıyor. Bunları istismar ediyorlar bunları istismar ettikleri için onların taraftarı olmuş oluyorlar ve aynı zamanda bu aranan şahıs askere gidiyor, evleniyor, çocuk yapıyor. Nasıl oluyor da bulunamıyor? Bunu hangi akıl mantık alır? Onun için biz bu acıyı unutmayız, unutturmayız. Madımak utanç müzesi oluncaya kadar da çaba sarf edeceğiz.”
“ÖRGÜTLENMEMİZ LAZIM”
Baba Mehmet Gündüz, Sivas Katliamı’nın aydınlatılması için Alevi kurumlarının birlik içerisinde olması gerektiğini de ifade etti. “Birlikten güç doğar” diyen Gündüz, “Derneklerimize, vakıflarımıza sahip çıkmamız lazım. Üye olup, örgütlenmemiz lazım. Her şey örgütten örgütlenmeden geçer. Çünkü bunlar tamamen taraflı çalışıp milyonlarca parayı götürdükleri için Türkiye’yi böyle idare ediyorlar. Örneğin muhalefet, ‘şu kadar para kayıp’ diyor. Bunları sorarken maalesef hiçbir cevap yok” şeklinde konuştu.
Mehmet Gündüz, cezaevinde olan bir katliam sanığının Cumhurbaşkanı tarafından affedildiğine de işaret ederek “Hapishanelerde daha ağır hastalar var, onları niye affetmiyor?” diye sordu. İktidarın, sanıkları koruduğunu ifade eden Baba Mehmet Gündüz şu sözlerle devam etti:
“Diğer hasta tutuklular Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil mi? Kendinden olanları insan olarak görüyor, kendinden olmayanları, kendisine oy vermeyenleri insan olarak görmüyor. Böyle bir anlayışla yola gidilmez. Onun için biz güçlü olmak zorundayız, kalemimize sahip çıkmak zorundayız. Beraber savunma yapmalıyız.”
“YAZIKLAR OLSUN”
Mehmet Gündüz, Madımak Katliamı sanıklarından olan ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde otopark görevlisi olarak yıllardır çalışan İhsan Çakmak hakkında da konuştu “Buda bizim ayıbımız. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, devir alırken bunun istihbaratı hiç mi yapılmadı?” diye sorarak “Belediyeyi alalı aşağı yukarı iki yıl oldu. Bunu orada nasıl barındırıyorlar. Onun için ayıplıyorum. İmamoğlu bunu nasıl es geçmiş hayretle izliyor ve İmamoğlu’na da ‘yazıklar olsun’ diyorum” ifadelerini kullandı.
“SANIKLARA NEDEN İDAM CEZASI VERMİŞLER?”
Baba Mehmet Gündüz, Sivas Katliamı ile ilgili yürütülen davanın uluslararası bir mahkemeye taşınması gerektiğini de söyledi. Hollanda hükumetinin, davaya yaklaşımını da eleştiren Gündüz, şunları söyledi:
“Hollanda, bu kadar duyarlıydı da niye bugüne kadar müdahil olmadı. Bunun için illa da şehit aileleri ‘gelin sahip çıkın’ mı demesi gerekirdi. Devlet olarak Hollanda’yı da kınamak lazım. 28 sene sonra mı Carinna Cuanna’yı hatırladınız? Bu olayı niye sahiplenmediniz? Onun için bu mahkemenin sonucunun nereye varacağı belirsiz. Ama o korudukları kaçakları, zaman aşımına uğratacakları gibi beklentileri var diye düşünüyorum. Yurt dışında aranan sanıkların bugüne kadar yakalanması gerekmez miydi? Hollanda’da bir tanesi yakalandı, konsoloslukta 40 gün tuttular. Buradan Türkiye Cumhuriyeti hükümeti o kişiyi getirip de burada yargılayamaz mıydı? Bu, devletlerin taraflı çalıştığını gösteriyor.
Bu yargılamayı yapanlar, sanıklara niye idam cezası vermişler? Madem sadece yürüyüşlere katıldılar, neden idam cezası almışlar? Bunları düşünmek lazım. Olaydan önce kaldırım taşlarını söküp hazırlayanlar, o zaman Karamollaoğlu’nu yargılamaları gerekmez miydi? Otel yandıktan sonra ‘kazanız mübarek olsun’ diyen şimdi bir parti başkanlığını yapıyor. Bunların yargılanması gerekmez miydi? Bunlar aynı zamanda da ödüllendirildi.
Orada belediyenin itfaiyesi yok muydu? Oradaki yangını söndürmeye yetkili değil miydi? Oranın valisi, oranın garnizon komutanı, emniyeti bu olayın önüne geçemez miydi? Bir tatbikat gibi bu oteli yakmak, orada bulunan canları diri diri yok etmek, 33 canımız, iki otel görevlisi ve iki de saldırgan vardı. Silahla kendi kendilerini vurdular…
Madımak’ta o saldırganların ismi de geçiyor. O güzel insanların içinde onların ne işi var? Biz 33 canımız için mücadele ediyoruz.
“BU NASIL BİR MANTIKTIR?”
Mehmet Gündüz, katliamın ‘Alevi düşmanlığı’ üzerinden yapıldığına işaret ederek şöyle devam etti:
Eski Bakan Mustafa Kul, olayı duyup Sivas’ta otele geldiğinde orada MİT’in adamlarından birinin ‘burada tatbikat yapıyorlar, bundan hükümletin haberi var’ diyor. İnsanların canı üzerinden tatbikat olur mu? Bu nasıl bir mantıktır?
Buradan insanlara çağrı yapıyorum; ‘bu davanın zaman aşımı olmaz’ diye hukukçulardan duyuyoruz. Katliam davalarında zaman aşımı olmadığı için bu insanlar, gelecek burada yargılanacaklar. Madem bu hatayı yaptılar, madem bizim canlarımızı yok ettiler…
Kendisine ‘insanım’ diyen herkes bu işe sahip çıkmalı. Birlik beraberlik içerisinde olmalı, bu işi çözmeliyiz. Kardeşçe yaşamalıyız.”
Cebrail ARSLAN/ANTALYA