Birkaç yıl önceydi. Bir dayanışma gecesinde hasbelkader organizasyona katkılarımdan dolayı “bir kaç kelime de sen et” dediler. Resim kötü. Söylesen dert, söylemesen bin bir dert…
Söyledim…
Şimdi burada da tekrarlamış olayım.
Aleviler, çeteler, organize işler…
Çok iğreti duruyor. İğrenç ötesi bir duruma tekabül ediyor.
Ürpertiyor.
Kocaman araçlara binmiş, kirli kocaman adamlar cemevlerine ellerini sallayarak girip çıkıyor. Ne iş tutukları bilinen bu adamların cirit attığı mekânlarda, organize işler sıradanlaştırılıyor. Meşru işlermiş gibi, meşru iş adamları muamelesi görüyor.
Bağışları, katkıları övülüyor. Çay, kahve muhabbetlerinin müdavimleri oluyor. Kirli paraların ürettiği mekânlardan, kirlenmişlik örgütleniyor.
İnsanlar satın alınıyor, satılıyor.
Kirlenmişlik toplumsal bir hal alıyor.
Aleviliğin tüketildiği oranda, kirlenmişlik yaygınlaşıyor.
Dokunulmazlık zıhları paranın satın aldığı kadar genişliyor. Yöre derneklerinden, cemevlerinden, dergâhlardan, kısacası içinde oldukları tüm kesimlerden, kurumlardan dokunulmazlık satın alınıyor. Koruma satın alınıyor.
Parası kadar Alevi sayılıyor. Çok parası olan, çok “Alevi” diye övülüyor.
İşte o gün “Ana”nın biri bana gönül koymuş. Duydum ki “biz kapımızı açtık o geldi, çetelerden, uyuşturucudan bahsetti” demiş. Yani lütfetmiş! “Babasının” mülkünde bize kapısını açmış. Biliyorum, kapasitesi bu. Gönül gözünü kapatmış. Paragözünü açmış. Kapısını açtığı şebekelere dokunduğumuz için gönül koymuş.
Onun yerine utandım…
Onun utanmasını, içinde olduğu kurumların bu konuda tavır koymasını beklemek Sedat Peker’in anlattıkları karşısında, adı geçenlerin utanmasını beklemek gibi bir şey…
Beklemedim.
Beklemesen de gerçeklik yüzümüze bir şamar gibi vurur.
Bir haber olur, gelir bulur seni.
“Britanya Alevi Federasyonu, İngiltere’nin Bournemouth kentinde yaşayan 13 yaşındaki Mehmet Altun’un uyuşturucudan hayatını kaybetmesine tepki olarak gerçekleşecek yürüyüş ve mitinge katılım çağrısında bulundu.
Kayseri’nin Sarız ilçesi nüfusuna kayıtlı Altun ailesinin çocukları olan Mehmet Altun, perşembe günü yarım saatliğine dışarı çıkmış ve geri dönüşünde fenalaşarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmişti. Yapılan araştırmalar sonucunda Mehmet Altun’un aşırı dozda uyuşturucudan kaynaklı yaşamını yitirdiği bildirilmişti.
Britanya Alevi Federasyonu (BAF), 13 yaşındaki Mehmet Altun’un uyuşturucudan hayatını kaybetmesine tepki olarak yürüyüş gerçekleştirecek.”
Ne desen yetersiz kalır.
Gencecik bedenler aramızdan ayrılırken, bir bakmışız yüzlerce genci zehirleyen başka kirli bir el “başınız sağ olsun” der, acınızı paylaşır. “Bir ihtiyacınız var mı?” diye sorar. Kimi zaman o zor anınızda “derman” olur size… Minnettar kalırsınız o kirlenmişliğe…
Ve hep birlikte kirleniriz…
BAF’ın duyarlık göstermesi güzel. Toplumun dikkatini bu sorunlara çekmesi anlamlı. Lakin sadece sorunun sonuçlarıyla değil, nedenleri ile de uğraşması gerekir. Her gün bizden bir parça koparan yaklaşım tarzına karşı çıkması, uyuşturucu başta olmak üzere çocuklarımızın arasında yaygınlaşan intihar olaylarını engelleme konusunda toplumsal öz güvenin artırılması çalışmalarını yoğunlaştırmalı.
Değerler topluluğu olmayı esas alan bir Alevilik üzerinden yol almalı -kaldı ki aldığına inanıyorum- mevcudiyeti aşabilsin. Toplumsal gerilikleri tedavi edebilsin. Bizler dergâhlarımıza düz odun taşıyalım ki yaktığımız ateş bizleri ısıtsın.
Çocuklarımıza ışık olabilsin.
Işığımız sönmesin…