İzmir Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği’nin Buca ilçesinde düzenlediği kahvaltıda konuşan dernek başkanı Aslan Sultan, “38 Dersim soykırımı bitmedi ve devamı sürekli geldi. Coğrafyamızı insansızlaştırmak ve yok etmek için çaba sarf ettiler. Bugün Dersim’de 35 baraj ve 167 tane maden projesi var. Dersimi sahiplenmek zorundayız, yoksa elimizden kayıp gidecek” dedi.
İzmir Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği dayanışma kahvaltısı düzenledi. Buca ilçesindeki Şirinyer Düğün Salonu’nda gerçekleşen dayanışma kahvaltısına Alevi kurumları, yöre dernekleri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütlerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.
Etkinlikte Seyit Rıza ve anadile sahip çıkma çağrısı bulunan pankartlar asıldı.
“38 SOYKIRIMI DEVAM EDİYOR”
Dayanışma kahvaltısında gelen misafirleri Türkçe, Kırmancki ve Kurmanci selamlayarak konuşmasına başlayan İzmir Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Aslan Sultan, soykırımın devamı olarak Dersim coğrafyasına bir bütün saldırıların devam ettiğine işaret ederek, “Derneğimiz 1994 yılında bir ihtiyaçtan kaynaklı kuruldu. 1994 yılında Dersim’de 38 benzeri bir soykırım başlatıldı. Köylerimiz yakıldı, insanlarımız katledildi ve şehirlere göç ettirildi. Kurumumuz o günden bu yana duruşundan ve ilkelerinden taviz vermedi. 38 Dersim soykırımı bitmedi ve devamı sürekli geldi. Coğrafyamızı insansızlaştırmak ve yok etmek için çaba sarf ettiler. Bugün Dersim’de 35 baraj ve 167 tane maden projesi var. Dersimi sahiplenmek zorundayız, yoksa elimizden kayıp gidecek” diye konuştu.
AYSEL TUĞLUK ÇAĞRISI
İzmir Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu üyesi Hasan Ali Kılıç ise sağlık durumu kritik evrede olan Aysel Tuğluk’un serbest bırakılması çağrısında bulunarak, “1920’de bütün Kürt aileleri içerisinde Kürtçe yüzde yüz konuşuluyordu. Bu oran şimdilerde ise yüzde 20’ye düşmüş durumda. Bu oran Dersim’de yüzde 10’dur. Bugün ülkede çoklu kriz yaşanıyor ve bu çoklu krizin altında yatan ise Kürt sorunudur. Dersim’de halen doğamız, ormanlarımız talan ediliyor, onlarca barajla sulara gömülmek isteniyor. Maden ocakları ile dağlar, taşlar deliniyor. Bu sebeplerden kaynaklı sayısız Dersimli ülkenin farklı yerlerine savrulmuş durumda. Amaç inkar, imha, soykırım ve asimilasyon projelerini hayata geçirmektir. Bizlerin amacı da bu saldırılara karşı dilimizi, kültürümüzü, doğamızı savunmaktır. Bugün ülkede halen siyasi tutsaklar ölüme terkedilmek isteniyor. Bunlardan birisi de hemşehrimiz Aysel Tuğluk’tur. Aysel Tuğluk şahsında ölüm sınırında bütün siyasi tutsaklar bir an önce tahliye edilmelidir” dedi.
“MÜCADELEMİZ BARIŞ VE ADALET MÜCADELESİDİR”
Yurtsever Devrimci Çerkesler adına söz alan Tevfik Bugatekin de, ortak kaderi yaşadıkları Dersimliler ile barış ve adalet mücadelesini beraber büyüttüklerini kaydederek, “Sofrasını bizimle paylaşan Dersimli kardeşlerimiz ile aslında çok uzun zamandır bu coğrafyada ortak bir kaderi de paylaşmaktayız. Farklı tarihler olsa bile aynı acılar ile dövülen, örülen var olma kavgamız şimdi omuz omuza gelerek güçlü bir mücadeleye dönüşüyor. Bu mücadele artık ülkede yaşayan halkların mücadelesi olmuştur. Bizim atalarımızın tarihe fısıldadığı, ‘Birlikteysek güçlüyüz’ sözü; Dersim’den İzmir’e, Çerkeslerden Kürtlere, Türklere bizlerle ulaşıyor ve yarınlara da dayanışmamızla ulaşacaktır. Sizin mücadeleniz bizim mücadelemizdir. Bizim mücadelemiz barış, adalet ve kardeşliktir” ifadelerini kullandı.
Dayanışma kahvaltısı Grup Wengê Mâ ve sanatçı Şenol Akdağ’ın seslendirdiği klam ve türküler ile son buldu.