Eğitim-Sen Genel Başkanı Kurul: Eğitim hakkı ihlal ediliyor; birlikte mücadeleyi yükseltelim

Demokrasi Konferansı Bileşeni olan Aleviler öncülüğünde, ana sınıfına kadar zorunlu din dersinin dayatılmasına karşı başlatılan kampanyaya ilişkin konuşan Eğitim-Sen Genel Başkanı Necla Kurul, hükümeti eleştirerek, “Sömürü düzenlerini koruyabilmek için muhafazakar politikalara daha fazla ihtiyaç duyuyorlar. Yaşamımıza sahip çıkmak için emek mücadelesi ve eşit yurttaşlık mücadelemizi birlikte yükseltmeliyiz” dedi. Kurul, laikliğin önemine vurgu yaptı. 

Demokrasi Konferansı Bileşeni olan Aleviler öncülüğünde demokrasi güçlerinin, ana sınıfına kadar indirilmek istenen zorunlu din dersine karşı “Eşit yurttaşlık temelinde özgür bir toplum için laik ve bilimsel bir eğitim istiyoruz” başlığıyla 28 Aralık 2021’de başlattıkları kampanya sürüyor.

Ana okullarına da din dersi dayatmasına karşı başlatılan imza kampanyası 3 Mart’a kadar devam edecek.

Kampanyayı yürütenler ve destek verenler paylaştıkları kısa videolarla zorunlu din dersinin kaldırılmasını ve laik bir eğitim sisteminin getirilmesini istiyor.

“LAİKLİK HAK TEMELLİ EMEK MÜCADELESİNİN, İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GÜVENCESİDİR”

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Genel Başkanı Prof. Dr. Necla Kurul, kampanyaya destek için paylaştığı videoda, laikliğin önemini vurgulayarak, “Bugünün Türkiye’sinde egemenler attıkları her adımda, uyguladıkları her politikada var olan eşitsizlikleri daha da derinleştiriyorlar. Kendi sömürü düzenlerini koruyabilmek ve kendi ayrıcalıklı konumlarına halkın geniş kesimlerini ikna edebilmek için muhafazakar politikalara daha fazla ihtiyaç duyuyorlar. Bu hakikati ortaya çıkarmak için laikliği savunuyoruz, savunmalıyız. Laiklik kavrayışımızı, sınıfsal eşitsizliklere odaklanan ve eşit yurttaşlık ilkesini temel alan bir perspektifle oluşturmamız gerekir. Bu bağlamda son derece önemli laikliği savunmak. Otoriterleşme karşısında demokrasiyi, tek tipleştirme karşısında özgürlüğü ve nihayetinde eşitsizlikçi politikalar karşısında eşitliği savunabilmektir. Laiklik hak temelli emek mücadelesinin, eşit yurttaşlığın ve inanç özgürlüğünün güvencesidir” dedi.

“AİHM KARARLARINA RAĞMEN AKSİ UYGULAMALAR SÜRDÜRÜLÜYOR”

Prof. Dr. Necla Kurul, eğitim hakkının ihlal edildiğini belirterek şöyle devam etti:

“Bu bağlamda eğitim sistemi ve okullarımızı laiklik temelinde yeniden düşündüğümüzde ortaya çıkan tabloyu bir kez daha görmemiz gerekiyor. 12 Eylül askeri darbesinden bu yana Din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri zorunlu olarak ilkokul 4. sınıftan 12. sınıfa kadar haftada 2 saat okutuluyor. Alevi toplumunun çocuklarına, inancını ve değerlerini dinden uzak bir yaşamla yaşayan yurttaşların çocuklarına diğer inançlara düşmanlaştırmadan yaşamak isteyen çocuklarımıza ve İslamın Sünni Hanefi yorumuyla zorunlu olarak okutularak eğitim hakkı ihlal ediliyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) aksine kararlarına karşı bu uygulama sürdürülüyor.

“SEÇMELİ DERSLER, ZORUNLU SEÇMELİ DERSLER HALİNE GETİRİLDİ”

2012 yılında getirilen 4 + 4 + 4 eğitim sistemi ile ortaokullarda haftada 2 saat olarak uygulanan seçmeli dersler arasına din, ahlak ve değerler başlığı taşıyan 3 ders konuldu. Kur’anı Kerim, Hazreti peygamberin hayatı ve temel dini bilgiler dersleri okullarda kimi zaman okul yöneticilerinin kimi zaman ilçe ve il Milli Eğitim Müdürlerinin zorlamalarıyla adeta zorunlu seçmeli dersler haline getirildi. 20. Milli Eğitim Şurası’nda okul öncesi eğitim programında, çocuğun gelişim düzeyi dikkate alınmayarak din, ahlak ve değerler eğitimi yer almalıdır şeklinde tavsiye kararı alınmıştır. Bu tavsiye kararı, bu yaş grubundaki öğrencilerin gelişim düzeyine uygun olmadığı için çocuğun yararına olmadığı gibi laiklik ve bilimsellik ilkelerine de aykırıdır. Bu tavsiye kararı, şuranın ilgili komisyonlarında tartışılmadan Genel Kurula baskın biçimde getirilerek alınmıştır.”

“EŞİT YURTTAŞLIK MÜCADELEMİZİ BİRLİKTE YÜKSELTMELİYİZ”

Dinci çevrelerin etkisine vurgu yapan Eğitim-Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Necla Kurul, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı gibi birçok kurum arasında protokoller yapılarak, dinselliğin etkisi başta okullar olmak üzere çok farklı alanlara taşınmıştır. Kadınların yaşam hakkının korunması ve güçlendirilmesi için çok önemli bir uluslararası belge olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı İslamı siyasallaştıran iktidarın ve dinci çevrenin etkisi ile alınmıştır. Hiçbir siyasal iktidar çocukların ve yurttaşların nasıl yaşayacağına karar veremez. Yaşamımıza sahip çıkmak için emek mücadelesi ve eşit yurttaşlık mücadelemizi birlikte yükseltmeliyiz” diye konuştu.

Kaynak: PİRHA/İSTANBUL  

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON EKLENENLER