Ana sınıfına da zorunlu din dersi getirilmek istemesine karşı yürütülen imza kampanyası kapsamında konuşan Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, Erdoğan’ın kendi iktidarını tahkim etmek için dini inançlar ve mezhepler üzerinden toplumu kutuplaştırma siyaseti izlediğini söyledi. Veli-Der Başkanı Ömer Yılmaz ise Diyanet İşleri Başkanlığı’nın MEB şurasında sunduğu tavsiye kararının yanlış olduğunu söyledi.
Demokrasi Konferansı Bileşeni olan Aleviler öncülüğünde demokrasi güçleri, ana sınıfına kadar indirilmek istenen zorunlu din dersine karşı “Eşit yurttaşlık temelinde özgür bir toplum için laik ve bilimsel bir eğitim istiyoruz” başlığıyla 28 Aralık’ta başlattığı imza kampanyası devam ediyor.
Başta Türkiye’de olmak üzere Avrupa’da ve Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Alevi çatı örgütleri ve şubeleri, Alevi yurttaşlar, aydınlar, sanatçılar, şairler, gazeteciler, demokratik kitle örgütlerinin, ana okullarına da din dersi dayatmasına karşı desteklediği imza kampanyası 3 Mart’a kadar sürecek.
Kampanyayı yürütenler ve destek verenler paylaştıkları kısa videolarla zorunlu din dersinin kaldırılmasını ve laik bir eğitim sisteminin getirilmesini istiyor.
“GERÇEK İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜNE DAYALI LAİKLİK MÜCADELESİ VERMELİYİZ”
Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, paylaştığı mesajında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendi iktidarını tahkim etmek için dini inançlar ve mezhepler üzerinden toplumu kutuplaştırma siyaseti izlediğini belirterek, şunları dile getirdi:
“Tek adam yönetimine dayalı siyasal düzene uygun olarak toplumsal düzeni de dini esaslar çerçevesinde yeniden düzenlemeyi hedefliyorlar. Eğitim politikaları, kadın politikaları bu hedeflere uygun bir şekilde dizayn edilmeye başlandı. Şimdi bu siyaseti okul öncesi çocuklara kadar indirmek üzere girişimler söz konusu. Ancak şunu çok açık ifade edelim, bu politikalar şimdiye kadar tutmadı, bundan sonra da tutmayacaktır. Gerçek bir laiklik için, dinin devletten ve okuldan uzak tutulması için belediyeler dahil devletin çeşitli inanç gruplarına ve mezheplere destek vermemesi gerekir. Gerçek bir inanç özgürlüğü için mücadele ediyoruz. Gerçek inanç özgürlüğüne dayalı laiklik mücadelesini demokrasi mücadelesinden ayrı tutmuyoruz. Dolayısıyla demokrasi mücadelemizin bir parçası olarak gerçek laiklik için de mücadele etmeye devam edeceğiz.”
“DİNDAR VE KİNDAR BİR NESİL YETİŞTİRME ARZUSUNUN YAŞAMDA BİR KARŞILIĞI YOKTUR”
Veli-Der Başkanı Ömer Yılmaz ise kampanyaya destek olmak için paylaştığı videoda laik, kamusal, bilimsel bir okul öncesi eğitimin her çocuğun hakkı olduğunu vurgulayarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın MEB şurasında sunduğu tavsiye kararının yanlış olduğunu söyledi.
Tavsiye kararının uygulamaya geçmesi halinde çocukların bilişsel ve psikolojik gelişimlerinin yanında pedagoji bilimine aykırı bir şekilde soyut bilgilere dayalı bir eğitim verileceğini kaydeden Yılmaz sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bu kurumlar artık sadece dogmatik düşünceleri çocukların zihinlerine boca etmek istiyor. Bu eğitimlerin verildiği yerler, fiziki ve psikolojik şiddetin, cinayetin, tecavüzün kısaca her türlü vahşetin yaşandığı yerler haline gelmiştir. Eğitim kamusal bir haktır. Barınma hakkı da tüm çocuklarımızın en temel hakkıdır. Sosyal devlet ilkesinin temel prensibi olarak ücretsiz sağlanmalıdır. Çocuklarımızın ve gençlerimizin hayatta kalması ve demokratik bir eğitim alması bu döngünün kırılmasına, kamusal, bilimsel ve laik eğitimin yaşama geçirilmesine bağlıdır. Çocukların ve gençlerin etrafını çevreleyen hayat renklidir, çoğuldur, kamusaldır. Hayat, farklı olan kişi ve topluluklarla etkin karşılaşmalara açıktır. Dindar ve kindar bir nesil yetiştirme arzusunun yaşamda bir karşılığı yoktur.
Uygulamaya geçirilmek istenen eğitim hakkı ve çocuk hakkı ihlalidir. Özellikle biz yurttaşların, velilerin ve eğitimcilerin görevi bu yapılardan çocuklarımızı uzak tutmaktır. Zorunlu din dersi uygulamasının hayata geçirilmesi ülkemizin nitelikli, laik ve kamusal eğitimden daha da uzaklaşması anlamına gelecektir. Çocuklarımızın geleceğine sahip çıkıyor ve bu kararın kaldırılmasını istiyoruz.”
Kaynak: PİRHA/İSTANBUL