PSAKD Samsun Şube Başkanı Cem Sultan Ermiş, 4-6 yaşındaki çocuklara pedagojik açıdan hiçbir dinin öğretilmesinin doğru olmadığını belirterek, “Ne demiş Hünkâr ‘bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır’. 21. yüzyılın ortalarındayız hala o ışığı arıyoruz. Gelecekle ilgili de kaygılıyız ama mücadeleye de devam edeceğiz, ne kadar zor koşullar olursa olsun” dedi.
20.Milli Eğitim Şûrası’nda 4-6 yaş grubu çocuklara din dersi verilmesi tavsiye kararına ve okullardaki zorunlu din dersine karşı başlatılan imza kampanyası sürüyor. Kampanya kapsamında İstanbul Kadıköy’de yapılacak ‘Demokrasi ve Laiklik buluşmasının başta olmak üzere Türkiye’nin pek çok noktasında da 27 Şubat Pazar günü saat 15.00’te eş zamanlı açıklamalar yapılacak.
Konuya ilişkin Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Samsun Şube Başkanı Cem Sultan Ermiş, PİRHA’ya konuştu.
4-6 yaşındaki çocuklara pedagojik açıdan hiçbir dinin öğretilmesinin doğru olmadığını belirten Cem Sultan Ermiş, “Bu Alevilik dahi olsa. Çünkü çocuk daha çocuktur” dedi.
“FEN LİSELERİ DE İMAM HATİPLEŞTİ”
Cem Sultan Ermiş, geçmişte sadece imam hatip liselerinde dini eğitim verilirken şu an fen liselerin de imam hatipleştiğine işaret ederek, “O açıdan fizik, kimya, biyoloji, matematik gibi bilimsel derslerin sayıları azaltılarak, dini derslerin seçenekleri çoğaltarak hem öğrencilerimizin geleceği ile hem ülkemizin geleceği ile oynandı. Devlet laiktir. Devletin dinlerin karşında gözü kördür, kulağı sağırdır. Devlet bütün inançlara eşit davranması gerekirken, bir dinin, bir inancın, bir mezhebin dayatmasını dört yaşındaki çocuklara anlatmaya çalışıyor” diye konuştu.
“BAKANLIĞI BİR AN ÖNCE BU KARARDAN DÖNMEYE ÇAĞIRIYORUM”
“Bu geleceğimizi karartır, ülkemizi Arabistan çöllerindeki Ortadoğu’daki vahabi anlayışının esiri haline getirir ve bunun köklerini yarın gelecek iktidarlar da temizleyemez” diyerek uyarıda bulunan Cem Sultan Ermiş, şunları ifade etti:
“Din dersini aslında aldırmak istemeyen veliler bile mahalle baskısından dolayı din derslerini seçmek zorunda kalıyorlar. Biz tek başımıza kendimize özgürlük istemiyoruz tüm yurttaşlara özgürlük istiyoruz. Aslında öncelikle bu Diyanet İşleri’nin varlığı Sünniliğe bir baskıdır. Çünkü Diyanetten gelen bir hutbe cuma günleri Türkiye’de bütün camilerde okutuluyor. Aynı Diyanet 28 Şubat’ta türbana yasak derken, bugün de başka fetva veriyor. Hükümetin elinde bir din olmaz, dinler özgürdür.
“21. YÜZYILDA HALA IŞIĞI ARIYORUZ”
Bu Alevilik de, Sünnilik de, Hristiyanlık da, Yahudilik de olsa bir din dayatırsan bu çok tehlikeli boyutlara gelir. İşte bunu da çok çıplak bir şekilde Suriye’de gördük. O açıdan bakanlığı bir an önce bu karardan dönmeye çağırıyorum. Ne demiş Hünkâr ‘bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır’. 21. yüzyılın ortalarındayız hala o ışığı arıyoruz. Gelecekle ilgili de kaygılıyız ama mücadeleye de devam edeceğiz, ne kadar zor koşullar olursa olsun. Çünkü biz Kalender Çelebilerden, Pir Sultanlardan, Şeyh Bedrettinlerden, İmam Hüseyin’in Kerbelada verdiği mücadeleden miras kalan bu ruhu, nefesimizin sonuna kadar devam ettireceğiz. Kendimiz için değil tüm dünya insanlığının aydınlanması için mücadele bayrağını bırakmayacağız.”
KAYNAK: PİRHA/ANTALYA