‘Her anımız mücadele değilse bu işi bırakmamız lazım’ sözleri ile hafızalarda kazınan bir Zülfikar geçti Semsûr’dan. Fedakar ve cesur kişiliği bu gün Semsûr’da arama kurtarma çalışmalarında yer alanlara ilham kaynağı oluyor
Reyhan Hacıoğlu / Semsûr
Semsur’da henüz “yaralar sarıldı” demek için o kadar erken ki. Çalışmaların ancak 3’üncü günün sonuna doğru başladığı kentte ne yazık ki hala birçok insanın enkaz altında olduğu tahmin edilse de arama kurtarma yerini enkaz kaldırmaya bıraktı. Şehrin portresi elbette her açıdan anlatılmaya değer ama artık her bina bir hikayeye dönüştü bu kentte. Onlardan biri de Zülfikar (Yılmaz) Başkan. Bugün adını sık sık HDP Kriz Koordinasyon Masası’nın kurulduğu yer olarak duyduğunuz Alevi Dernekleri Adıyaman Şubesi, Yenimahalle Cemevi Başkanı.
Arkadaşları anlattı
Adını ilk geldiğim gün kapalı bir odanın anahtarını sorduğumda duydum. “Anahtar başkanda, başkan da enkaz altında” diye. Arama kurtarma çalışmalarına katılmış bir genç 3’üncü gün koordinasyona gelip bir gence sarıldı. “Evinde bir sürü kitap vardı. Demokratik Modernite’den tut da başka birçok kitaba, demek okuyan bir arkadaşmış” deyip uzun uzun ağlayan genç, “Başkanın cenazesi çıktı” dedi. Ve birçok kez duyduğum ismi yenden duymuştum. Sonraki günler genç oluşu, duruşu, emekçiliği ve fedakarlığı ile adını sık sık duyuyorum. Annesi, kardeşleri, eniştesi ve komşularıyla Semsûr’da enkaz altında kaldı Zülfikar Başkan. Ben de bu kadar ismini duyduğum Zülfikar’ı yoldaşlarına sordum.
Birçok insan örgütledi
Zülfikar’ın hem arkadaşı hem yoldaşı avukat Yusuf Özperçin, Zülfikar 33 yaşında Dicle Üniversitesi’nde İktsat bölümü bitirdiğini ama ama asıl işinin tütün olduğunu belirterek, “Zülfikar tütün işçisidir ama birlikte tütüne gittiği çok insanı örgütlemiştir. Düşün dernek çalışmalarına bir sürü Sünni arkadaş katmıştır” dedi.
Her şey halk için
Evinin hemen yanında kıraathane işletiyormuş bir süredir. Semsûr’da kadınlar ve erkekler birlikte otursun diye de çok uğraşmış aslında. Ondan söz eden herkes enerjisinden, moralinden, birikiminden ve örgütleme gücünden bahsediyor. Özperçin’de bunları doğrulayarak, şunları ifade ediyor: “2014 mezunu. 2015’te yaşanan o acıları da gördü Kurdistan’da. Öfkesi daha büyüdü, orda da inanç çalışmalarındaydı. Buraya döndüğünde de oradan başladı. Yorulmak bilmezdi. Ne lazımsa deyin ben yaparım diyordu. En çok dediği şeyse, siz yapmazsanız deyin ben masaya yumruğumu vururum. Yeter ki halkımız için olsun. Bir iş olacaksa biz saatlerce planlamasını düşünürdük. Zülfikar ise ‘bir sakinim olun der, gider 15 dakika sonra gelir planlama yapardı. Öyle pratik, öyle zekiydi. Çok kitap okurdu.”
O bir öncüydü
Çok anıları var çok yaşanmışlıkları var Yusuf’un Zülfikar Başkan’la. Anlatmaya devam ediyor: “Zülfikar halkın içinde yaşar, halktan kopmazdı hiç. En önde olan biriydi. İdeolojik olarak değil sadece sosyolojik, inanç olarak da hep öncüydü. Özünü koruyan ve en iyi aktaran biriydi. Yaşı çok gençti. O itikatla hareket eden az insandan biriydi Zülfikar. Ben de Aleviyim ama birçok kişiyi o özüyle buluşturdu diyebilirim. Deme giderdik en önce o dururdu, en önce o dara dururdu. Bu da onun güzelliğiydi. Ailesinden 7 kişi hayatını kaybetti. Şimdi bile bu alanda çalışan 13 kişiden 10’unu Zülfikar örgütledi.”
Her şeyiyle netti
Söylemleri ve çalışmalarının net oluşu ise insanları, arkadaşlarını etkileyen en önemli özelliğiymiş Zülfikar’ın. Zülfikar sık sık, “Arkadaşlarımız ve bizlerin her saniyesi bir etkinliğe ve mücadeleye adanmadıysa bu işi kirletmememiz lazım” diyormuş. Tek derdi halkı örgütlemek ve mücadeleye katmaktı diyor Özperçin, “Onun adına kurduğumuz Zülfikar Yılmaz Çadır Kenti’nde onu yaşatacağız, gece gündüz onun için çalışıyoruz. Ona sözümüz var, bu halkı bırakmayacağız. O olsa çok daha fazla çalışırdı çünkü” dedi.
Herkesi tek tek örgütledi
Melek Ruşen’de Özperçin’den farklı şeyler söylemiyor aslında. Ruşen, “Zülfikar farklıydı. Şehre gelir gelmez başladı çalışmaya. Hepimizi tek tek topladı. Başka çalışmadaydım aldı bu çalışmaya koydu” diyor. Aslında başkanlığı hiç istememiş ama yük gelmiş omuzlarına o da sırtlamış. Ruşen o süreci şöyle anlatıyor: “Önceki dede dedi ben artık hastayım yaşlıyım genç birine vereyim. Kim olsun dedik. Zülfikar olsun dedi. O da ben her şeyi yaparım ama başkanlık bilmem, yapamam dedi. Sen başkan ol yine ben yanında dururum dedi dedeye. Ama herkes ısrar edince o da mecbur tamam dedi. Sonraki gün hemen başladı çalışmaya. Hepimizi topladı derledi.”
Halk çok seviyordu
Zülfikar’ın fedakar ve cesur olduğunu sözlerine ekleyen Ruşen, “Ben insanlar ile arana biraz mesafe koy diyordum. O ise ‘yok herkese ihtiyacımız var. Herkesi çalışmalara katmamız lazım’ diyordu. Çok acı çekmesine rağmen hep gülerdi. Ben buna anlam veremezdim. Lüks biri değildi. Ne giyim ne başka bir derdi vardı. Halk da onu çok seviyordu. Bugün bile çalışmalara gittiğimizde hala onu soruyorlar” diye ifade etti.
Aydın, son olarak, “Şimdi çalışmalardayız diye yasımızı erteledik, ona layık bir defin yapamadık ama en kısa sürede yoldaşları onu anacak elbette” diyor.
Halkına sevdalı bir Zülfikar geçti Semsûr’dan. Bundan sonra adı en çok anılacak insanlar olacak belli ki. Emek verdiği, örgütlediği, ortak olduğu herkes tarafından.
” Bir ufka vardık ki artık
Yalnız değiliz sevgilim.
Gerçi gece uzun,
Gece karanlık
Ama bütün korkulardan uzak.
Bir sevdadır böylesine yaşamak,
Tek başına
Ölüme bir soluk kala,
Tek başına
Zindanda yatarken bile,
Asla yalnız kalmamak.”
Ve bir etkinlikte okuduğu Ahmet Arif şiiri tam da kendisi oluyor Zülfikar Başkanın.
#anını #halkına #adayan #bir #Alevi #genci