Ağabeyi ve yeğenlerini yitiren Kobanêli Abdulkadir Omerî, savaştan kurtardığı yakınlarını depremde kaybetti. Omerî, acılarını Semsûr’a ağıt yakarak dile getiriyor
Mereş merkezli yaşanan depremde ortaya çıkan yıkım bombalanmış şehirleri andırırken, bu yıkım Suriye’deki savaşın ardından topraklarını terk edip Türkiye ve Kurdistan kentlerine gelen mültecilerin travmasına daha da derinleştiriyor.
11 bin insanın hayatını kaybetmesine neden olan Semsûr’da (Adıyaman) binalar yerle bir oldu. Semsûr, şimdilerde adeta savaşın geçtiği bir kent gibi. Kriz Koordinasyon Çadırı’nda kalan ve 2014 yılında, IŞİD’in Kobanê saldırısında savaştan kaçarak Semsûr’a yerleşen Abdulkadir Omerî, savaştan kurtardığı yakınlarını depremde kaybetti.
Abdulkadir Omerî, depremde kardeşi Gelo Omerî ve çocukları Eyad ve Erich’i kaybetti.
Omerî deprem gününü şu sözlerle anlattı: “Deprem sırasında, şiddetli bir şekilde sallanmaya başladık. Dışarı çıktık daha sonra ağabeyim ve çocuklarına ulaşmaya çalıştık ama haber alamadık. Ağabeyim ve çocukları enkaz altında kalmıştı. Oğlumla birlikte, enkazın olduğu alana gittik, ağabeyim çocuğu hala yaşıyor ve ağlıyordu. Molozların altından, feryatları duyuluyordu. Enkazın kazmaya çalıştık fakat bacakları ve gövdesi enkazın altındaydı. 3 gün boyunca uğraştık ama kurtaramadık. Ağabeyim ve çocuklarını çıkaramadık.”
Polis ‘bu işlerden anlamayız’ dedi
Polisin 3 gün sonra enkaz alanına geldiğini ancak hazırlıkları olmadığı için müdahale etmediklerini vurgulayan Omerî, “Polisler geldi ve ‘bu işlerden anlamayız’ diyerek gittiler. Enkaz alanından cenazelerimizi çıkaramadık. Ağabeyim, oğlu Eyad ve kızı Erich enkaz altında kalarak yaşamını yitirdi. Ardından çok sayıda hayırsever, Amed’ten geldi ve cesetlerimizi çıkardı” ifadelerinde bulundu.
‘Sınırdan geçişimize izin vermediler’
Yaşamını yitiren ağabeyinin cenazesini sınırdan Kobanê’ye götürdüklerini söyleyen Omerî, “Ağabeyimin kızını, Semsûr’a defnettik. Ağabeyimin vasiyeti vardı. ‘Ölürsem beni topraklarıma götürün’ diye. Ağabeyimi ve oğlunu sınıra götürüp akrabalarımıza teslim ettik ve döndük. Çünkü sınırdan geçmemize izin vermediler. Akrabalarımız, ağabeyim ve oğlunu Kobanê’de defnetti” dedi.
‘AFAD gitmemizi istedi’
AFAD tarafından kurulan çadır kentten Suriyeli oldukları için kovulduklarını belirten Omerî, AFAD çadırından sonra Suriyelilerin bulunduğu çadırlara, ardından da Kriz Koordinasyon Merkezi Çadırı’na geçtiklerini söyledi. Omerî, “AFAD bize buradan gitmemizi söyledi. Biz de Suriyelilerin olduğu çadırlara gittik. Ama su, tuvalet, banyo dâhil hiçbir şey yoktu. Ondan sonra buraya yerleştik. Burada dayanışma çok büyük” diye konuştu.
Omerî son olarak, Kobanê’nin ardından geldiği Semsûr’un da yerle bir olmasıyla yaşadığı acıyı yaktığı ağıtla dile getirdi:
“Derdê min girane dê were lo,
Lo welatê xerîbiyê em perîşan in lo,
Bira bila ez bûma ne ciwanên te buna,
Li ser welatê me êriş hene em nikarin vegerin welatê xwe,
Agir bikeve mala zalim û dijminan top û bombe li ser welatê me hatin,
Bajarê Semsûrê tev hatiye xwarê qîr û hawara ciwan û xortan e,
Bajarê Semsûrê bajarekî şerîn e lê giran e heyfa xort û ciwanan…”
Haber: Zerrin Sargut – Mahmut Altıntaş / MA
#Semsûra #ağıt