Alevilik, bilimin, akıl ve vicdanın rehberliğinde yeniyi yaratabilme cüretidir. Alevilik kendi kökleri üzerinde, her türlü şiddete, asimilasyona ve dejenerasyonlara rağmen yeni filizler açabilen kadim bir inançtır. Geçmişi ile gurur duyarken, buna kuru lafazanlık ya da kof beylik sözlerinden ibaret bakmayıp, tarihte yapılanlar ile de yetinmeyerek başta yol ulularımızı ve yaptıklarını rehbere (okula) dönüştürerek inancını geleceğe taşımasını bilmiştir. Bunca birikimin ve kemalet sahibi bir halkın yaratılması, bu halkın öz tarihini okula dönüştürmesi ile olmuştur.
Bizim açımızdan yol ulularımızın her biri, bilim ile gidilen yolun kendisidir ve dahası onların şahsiyetleri bizatihi dört kapı kırk makam okuludur.
Örneğin; Yezidlik kimliğine göre Ali biat etmeyen bir asiyken, biz Aleviler için Ali yaşamın kaynağı olan ANA/SIR’dır…
Yani Aleviler açısından zalimliğin, zorbalığın adı Yezid’lik iken, onlara karşı direnenlerin rehberi Ali’dir.
Ali, adalet, bilim, eşitlik gibi insana özgü erdemlere giden yol olmuştur.
Her dönemin Yezidi varsa Hüseyini de var derler. Bu söz de Ali’dendir.
Kendini sürekli geliştirerek yaşadığı çağın ötesini hedefleyen, kadına, çocuğa ve doğaya eşit bakan inancın Alisi yoksula yoldaş olandır.
72 millete bir nazarla bakanların rehberidir Ali…
Bu bağlamda biz Alevilerin varlığı, herhangi bir dinin içinde mi dışında mı türünden sığ yaklaşımlara sığdırılamaz.
Nesimi’nin; ”Bende var iki cihan, ben bu cihana sığmazam.”
sözlerini hatırlayalım. İki cihana sığmayan Alevilik, nasıl olur da herhangi bir dine, mezhebe, siyasete sığabilir? Çünkü biz, Musa ile Tur dağında buluşup, bir gece Meryem’e mihman olup, Hz.İsa’nın öz babasıyız diyebilen öğretinin ta kendisiyiz. Yani biz, bir kandilden bir kandile atılıp yeryüzüne saçılan ışığın içindeyiz. Dinlerin değil insanın içindeyiz.
Aleviler, zalime karşı direnirken ALİ’yi rehber bilir. Başta evlerinin ve tüm kutsal mekanlarının baş köşesine onun temsili resmini asar.
Bizim açımızdan Şah Hüseyin’e ihanet eden de bir, Pir Sultan’a gül atanda bir. Ama Hz.Ali’yi tek başına Zülfikardan ibaret gören ve bizi bizim Alimizden koparmaya çalışanda birdir.
İhanet’de profosyonelleşmiş.!
Zamane yezitlerinin yeni saldırı silahının adı, ”Alisiz Aleviler” söylemidir. Osmanlı devleti, başta serçeşme olmak üzere yüzlerce dergahımızı işgal etmişken, şimdi onun izinden gidenler hızlarını alamamış olacak ki, bir arada durma sebebimiz olan Ali’yi bizden koparmaya çalışıyorlar. Yani bizi sembolsüz bırakarak dağıtmak istiyorlar. Üstelik bunu zamane yezitlerine karşı halkımızı aydınlatarak mücadele eden Alevi kurumlarımızı hedef alarak yapıyorlar. Çünkü bizim yeniden bir araya gelmemizden iri ve diri olmamızdan korkuyorlar.!
Evet korkaksınız çünkü bizim Alimiz, sizin taraf olduğunuz zihniyete karşı mücadele etti.
Çünkü bizim Alimiz, yoksula yoldaş, mazlumun yanında, zalimin tam karşısındadır.
Çünkü ALİ Yar’dır yaradandır.
Çünkü Ali bize rehberdir.
Ali Alevilerin adalet ve direniş sembolüdür.
Bizi ALİ’ye el etmeye çalışıyorlar.
Ama ALİ size yar olmaz.
Tüm kurumlarımız ve kadrolarımızla, zamane yezitlerine karşı direnmeye devam edeceğiz.
Bu böyle biline..
