2) DUYGUSAL / PSİKOLOJİK ŞİDDET :
Şiddete karşı çıkmak şiddetin her zaman darp biçimine bürünmediğini kavramaktır..
Şiddetsizlik “güçsüz” bir konummuş gibi görünüyorsa şunu sormalıyız: Güçlülük sayılan nedir…” (1)
Judith Butler

Genelde örtülü şiddet olarak adlandırılan şiddet türüdür. Fiziksel şiddete göre teşhisi ve kanıtlanması daha zor bir şiddet türüdür. Duygusal şiddete maruz kalan kadının, duygusal şiddetin ne olduğuna dair fikri yoksa şiddete uğradığının bile farkında olmadığı bir şiddet türüdür. İnceltilmiş erkeklik dediğimiz toplumsal normların sonucudur. Genelde beyaz yaka erkek şiddetidir, tahlil etmesi ipte cambazın oynaması gibi flu bir alandır…
Genelde kadınlar fiziksel şiddete maruz kalmadığında ben hiç şiddete görmedim der, bakalım daha neler var imiş!
kamusal alanda ; işyerinde, kurumlarda mobbingi ayrı bir başlıkta değerlendireceğimiz için bu başlıkta özel alandaki psikolojik şiddete yoğunlaşacağız; genelde narsist, özgüven eksikliği, çocukluk travması olan, sırtını bir yerlere dayayarak kolay mevki edinmiş veya aile, aşiret, parti, örgüt , kurum vb. güç odakları sayesinde emek vermeden statüye konmuş niteliksiz bilgisi olmadığı halde görevlendirilen sahte diploma sahibi insanların psikolojik şiddet uyguladığına sıkça rastlanır, kendindeki yetersizliği ve eksikliği bir başkasına psikolojik şiddet uygulayarak kapatmaya çalışan insanlarda görülür, kamuflajın arkasındaki“kamu” flu durumu.. Ya da kadının duygusal emeğinin sömürülmesi durumlarında karsımıza çıkar…kadının tüm enerjisinin, sevgisinin, ilgisinin tüketilip veya görmezden gelerek ´vitaminsiz ´ bırakılması durumudur.
Psikolojik/ duygusal şiddet nedir?:
“Fiziksel güç kullanmadan da karşınızdaki kişinin canını yakabilir, onu cezalandır bilirsiniz. Duygusal şiddet tam olarak böyle bir şey. İlişkide güç kazanabilmek için duygusal güç kullanmaktır. Burada en temel amaç; ilişki ve kişi üzerinde hakimiyet elde etmek ve kontrolü sağlamaktır. Bunun için şiddet öncelikle karşısındaki kişinin kendisiyle olan ilişkisini zedeler. Böylece kişinin özgüveni ve kendisine olan inancı kırılır. Şiddet uygulayan kişi, doğruları ve yapılması gerekenleri kendisinin bildiğini hatta karşısındaki kişinin ne düşünmesi ne hissetmesi, nasıl davranması gerektiğinin de en doğrusunu kendisinin bildiğine inanır. Bu doğrultuda eleştiriler yapar. Kendi doğruları doğrultusunda hareket edilmesini ister ve bu olmadığında cezalandırma yöntemine gider. Cezalandırmayı fiziksel değil, duygusal güç kullanarak uygular. Bunun için suçlar, aşağılar, eleştirir, küser, hakaret eder, bağırır, dalga geçer, utandırır, yok sayar. En sonunda da karşısındaki kişiyi suçlu hissettirir”. alıntı ( bkz. Kalkedon psikoloji.com)
“Bir başkasının psikolojik bütünlüğünü, zorlama veya tehdit yoluyla ciddi şekilde zedeleyen kasıtlı herhangi bir davranış olarak tanımlanabilir. Bu davranış aşağılamak, korkutmak veya kontrol etmek amaçlı olabilir. Duygusal şiddet olarak da bilinen durum karşıdaki kişiyi toplumdan uzaklaştırma, küçümseme ya da aşağılama gibi eylemlere maruz bırakır. Özellikle ilişkide psikolojik şiddet yaygın olup karşı tarafı her açıdan kontrol etmeyi amaçlayarak yapılır. Psikolojik şiddet, kişinin karşısındaki bireyi başkalarından soyutlama, sözlü saldırı, tehdit, sindirme, kontrol etme, taciz veya takip etme, hakaret, aşağılama ve iftira, itibarsızlaştırma gibi eylemlerle sindirmesidir.”

Dikkat! Sevmek eylemi ile karıştırılan gri alana giriyoruz!
Aşağılama:
Aşağılama, tüm ilişki türlerinde öne çıkan duygusal bir mağduriyettir. Bu durum içinde karşı taraf sürekli küçük görülür ve kendisinin bir şey başaramayacağı hissi eleştirilerek verilir.
Yargılama:
İş yerinde de sıkça görülen yargılama karşı tarafın devamlı aşağılanması ve yetersizlik hissinden olmasını kapsar. Bunu yaparken kişi sesini yükselterek küfür ve hakarete başvurabilir.
Alay Etme:
Alay etme eyleminde takma isimlerle seslenme ya da fiziksel olarak bir kusurun ön plana çıkarıldığı durumlar göze çarpar. Böylece kişinin kendini eksik hissetmesine ve özgüveninin düşmesine sebep olur.
Tamponlama:
Özellikle ikili ilişkilerde evli insanların uyguladığı bir yöntemdir. Kişi, mevcut ilişkisinin eninde sonunda biteceğine dair vaatler vererek karşı tarafı ikna etmeye çalışır.
Aşırı Kıskançlık:
Aşırı kıskançlık gösteren kişi, karşısındakinin hayatını kendi isteklerine göre yönlendirebilir ya da kişinin tek başına hareket etmesini istemeyebilir. Bu durum şiddetlenirse partnerine hayatı zindan edebilir. Bu davranışlar en çok da evlilikte psikolojik şiddet olarak göze çarpar.
Akıl Bulandırma:
En tehlikeli durumlardan biridir ve karşı tarafın kendinin akıl sağlığını devamlı sorgulamasına neden olur. Akıl bulandırma durumunda kişi, kendi kendine kuruntu yaptığı, gerçekleşen durumun var olmadığı ya da kendisinin uydurduğu hakkında telkinlere maruz kalır.
Saklama:
Kadına yönelik psikolojik şiddetlerden olan saklama genelde flört/sevgili ilişki türlerinde ön plana çıkar. Burada kadına karşı taraf yasak ilişki yaşadığı izlenimi vererek toplumdan uzak yerlerde buluşmayı teklif eder. Bu şekilde davranan birinin mağdurdan bir şey saklama ihtimali yüksektir.
“Sen ne bilirsin ki! Sen kimsin ?” “Çok duygusalsın, Abartıyorsun.” “Çok biliyorsun!” “Yalancı!” “Aptal!” “Bizim hanım de kendisini akıllı zannediyor!” “O saatte neden online oldun? Kiminle görüşüyordun? ” Bu kıyafetle dışarı çıkamazsın” “Neredeydin? Kiminleydin?” “Ailenle/arkadaşlarınla görüşmeni istemiyorum. ”İstediğimi yapmazsan kendime zarar veririm.” vb.
cümlelere sürekli maruz kalıyorsanız psikolojik şiddet altındasınız!
Psikolojik Şiddet Belirtileri Nelerdir?
Psikolojik şiddet belirtileri bazı noktalarda anlaşılabilir. Ancak çoğu zaman kişi, maruz kaldığı durumu değerlendirmekte objektif olamayabilir. Bunun temel kaynağında ise kişinin en yakınları tarafından mağdur edilmesi vardır. Bu etkilere maruz kalan kişi devamlı kendini sorgular ve kendi kendini suçlayıcı bir pozisyona sokar. Diğer bir yandan kişi kendini duygusal olarak zayıf görebilir, karşı tarafın güçlü olduğunu ve onun iyiliğini istediğini zannedebilir. Bunun yanında aile içi psikolojik şiddette özellikle çocukların suskunluğu, çekingenliği ve kendini ifadede güçlük çekmesi en temel belirtilerdendir.
Psikolojik Şiddetin Sonuçları Nelerdir?
Psikolojik şiddete maruz kalan kişinin psikolojisi bozulabilir ya da fiziksel bazı semptomlar gözlemlenebilir. Psikolojik olarak kişide yalnızlık hissi, özgüvensiz davranışlar, korku ve endişe hali, huzursuzluk durumu söz konusu olabilir. Ayrıca mesleki yaşamdan uzaklaşma ve sağlıksız ilişkiler yürütmesi en dikkat çekici sonuçtur. Bu durum uzun süre devam ederse kişinin benliği tamamen yara alabilir. Böylece bağımlılıklar, travma sonrası stres bozukluğu, anksiyete ve majör depresyon benzeri hastalıklar oluşabilir.
Psikolojik şiddetin fiziksel sonuçları
Özellikle sürekli yorgun hissetme ve baş ağrısı semptomlar arasındadır. İlave olarak kişide fizyolojik olarak ise iştahının kesilmesi, açlık hissinin artması, bitkinlik ve uykusuzluk gibi sorunlar da gözlemlenebilir.
Psikolojik Şiddetle Başa Çıkmanın Yolları
Psikolojik şiddetle başa çıkabilmenin yolları aşağıdaki gibi listelenebilir:
. Kişinin ilişkilerinde kendi sınırlarının olması ve buradan hareketle kendini koruma altına alabilmesi
. Bireyin olumsuz uyaranların ne olduğunu tespit etmesi, bu etkilerden minimum etkilenecek şekilde duygu ve düşünceye sahip olması
. Kişinin duygusal zekasını geliştirecek eğitimlerde bulunması ya da özgüvenini geliştirecek adımlar atması
. Bu durumu gerçekleştiren kişi belliyse derhal ilişkinin sonlandırılması
. Yaşadığı bu süreci kabullenerek olayların anormal olduğunu anlaması
. Eğer bu muameleyi yapan kişi tam olarak yaptığının farkında değilse uyarılması
Destek alınabilecek kurumlar
Kişi, psikolojik şiddet yaşadığı süreci en iyi şekilde yönetebilmek için ruh sağlığı ve rehabilitasyon merkezlerinde psikolog eşliğinde seanslara girilebilir. Psikoterapide farklı yaklaşımlarla süreci destekleyebilir. Özellikle çocuğa psikolojik şiddet varsa aile terapisi ya da grup terapisine başvurulabilir. Bunun yanında bilişsel davranışçı tedavisi ile kişinin duygu durumu dengelenebilir. Yine kadına yönelik şiddetle mücadele eden kadın kurumlarına başvuruda buluna bilinir. Feminist avukatlarla iletişime geçile bilinir. Psikolojik darp raporu almak için yine feminist psikologlarla iletişime geçile bilinir.
Kendi kendine baş etme stratejileri:
Kişinin bu süreçle mücadele edebilmesi için öncelikle kendi duygu durumunda zayıflıkları ve eksiklikleri tespit etmesi gerekir. Devamında ilişkide fedakârlık olarak yaptığı aşırı durumları fark ederek tekrarlamaması önemlidir. İlk olarak ilişkide sınırlarını çizmesi ve gerektiğinde ‘hayır’ demeyi bilmesi de kritiktir. Ek olarak istemediğiniz şeyler devamlı yapılıyorsa bu durumun farkında olarak içinde olmaması önerilir. Tüm bu aşamalarda kadın platformlarından, ruhsal uzmanlardan yardım alabilir, ayrıca hobilerine yönelerek kişi kendini tanımaya bir adım atabilir. Kendimize su soruları sorabiliriz; Kendimi bu ilişkide güvende hissediyor muyum?
- İkimiz de eşit haklara sahip miyiz?
- Ondan bağımsız bir alanım olmasına izin veriyor mu?
- İlişkimde kendimi yalnız, suçlu ya da çaresiz hissediyor muyum?
- Arkadaşlarımla, sosyal çevremle rahatça görüşebiliyor muyum? Onlarla ilişkime dair sorunlarımı rahatça paylaşabiliyor muyum?
- İstemediğim bir şeye rahatça hayır diyebiliyor muyum?
- Sürekli onay alma, onaylanma ihtiyacı duyuyor muyum?
- Duygularımı, fikirlerimi rahatça ortaya koyabiliyor muyum?
- Korkmuş ya da tehdit altında hissediyor muyum?
- Her zaman her şeyin sorumlusu ve suçlusu ben mi oluyorum?
alıntı(bkz memorial.com.tr), (kalkedonpsikoloji.com)
Love bombing, ghosting, gaslighting, narsisistik istismar, hoovering gibi kavramları bir sonraki bölümde flört şiddetinde ele alacağız (bkz. klinik psikolog Tuğçe Isiyel´ín aposto.com adresindeki köşe yazılarına Tuğçe Isıyel`in cümleleri ile “Güneş nasıl ki balçıkla sıvanmaz, ne yazık ki narsisizm de sevgiyle sıvanamıyor. Çoğu kişi partnerini iyileştirmeye veya değiştirmeye yelteniyor ancak bu beyhude bir çaba çünkü kişi ancak kendi isterse iyileşebilir, değişebilir.”
Kadın Dayanışması Yaşatır!
Judith Butler tarafından yazılan ve toplumsal çatışmalarda şiddete ve şiddetsizliğe başvurmanın etik ve politik boyutlarını inceleyen bir kitaptır.
(devamı gelecek)