Cuma, Aralık 5, 2025

“Nein zur Wehrpflicht!” Almanya da zorunlu askerlik! Eğitimciler, öğrenciler okul boykotunda!

“Bizim anayasamız o kadar basit ve pratiktir ki özünü kaybetmeksizin vurgularda ve düzenlemelerde yapılacak değişiklikler olağan dışı ihtiyaçların karşılanması her zaman mümkündür”

                                                      Franklin D. Roosevelt  

 1933 (Amerikan siyasi tarihinde ilk defa üç dönem görevde kalan devlet başkanı)

  

12 Kasım 2025 tarihinde Alman parlamentosunda zorunlu askerlik yasa tasarısı üzerine Uzlaşıldı!;Üzerinde uzlaşılan bu yasa tasarısı, 5 Aralık’ta  Bundestag’ta oylanacak. Yeterli ret oyunu almazsa Almanya’da 2011 yılından beri askıya alınan zorunlu askerlik uygulaması, hükümet koalisyonunun hazırladığı yasa tasarısıyla 2026’da yürürlüğe girecek. Rusya Ukrayna Savaşı’nın Polonya ve iç Avrupa’ya kadar ulaşması Avrupa Birliği’nin Avrupa’nın yeni Nato ordusunu kurma kararı Almanya’nın ise Savaşan yeni reform ordusu’nu büyütmek için zorunlu askerlik yasa tasarısını yürürlüğe girerse bu doğrultuda Almanya 2026 yılında 18 yaşına basmış her gence mektup gönderecek ve Foucault´ in  bio politika olarak anlatmaya çalıştığıni Almanya Nato ordusu Komisyonu 18 yaşına basmış her genci komisyona çağıracak boyuna,kilosuna,sağlığına bakıp “savaşıp, savaşamayacağına” karar verip beğendiklerine mührü basıp zorunlu askerliğe mecbur bırakacak bu yüzden Foucault´ın şu sözünü hatırlayalım ” Fabrika, okul, kışla ve hastanelerin, hapishanelere benzemesi bir tesadüf değil. Açılım; modern köle pazarı geldi!

05.01.2025 tarihinde Almanya’da öğrenciler ve eğitimciler zorunlu askerlik yasasından kaynaklı Savaşa değil, eğitime bütçe! savaşmak istemiyoruz! demek için greve gidiyorlar bugün Almanya’da öğrenci, eğitimci grevi var! Yarın sözü geleceğin beyinleri söyleyecek, kaz askerler değil!

“Uni in der Zeitenwende”(Dönüm Noktasında Üniversite) başlıklı bir barış politikası kararı aldı. Kararda şu ifadeler yer aldı: “Savaş, silahlanma ve zorunlu askerlik kararları, asla cepheye gitmeyecek kişiler tarafından alınıyor. Kriz anında hayatını riske atacak olanlar biziz – stajyerler, işçiler, öğrenciler ve güvencesiz çalışanlar.”(bianet.org)

Potsdam’daki öğrencilerin çağrısı: “Biz ve arkadaşlarımız rastgele seçilip öldürmeye ve ölmeye gönderilirken boş durmayın.”

Rusya ve Ukrayna arasındaki sıcak savaş NATO’nun kışkırtmacı politikalarını uygulayan Avrupa Birliği tarafından Polonya ve iç Avrupa’ya kadar genişlemiş durumda bu politikaların sonucunda Avrupa birliği  milyarlarca Euro bütçeyi Rusya’ya karşı oluşturulacak yeni reform NATO ordusu için ayırdı. (Amerika ve Rusya arasındaki savaşın uzun yıllardır sabotaj ateşi dışına çıktığını da görmedik ayrıca füze krizi en son hafızalarımızda kalan sıcak savaş görüntüleriydi) Sartre`nin dediği gibi savaşı zenginler çıkartır fakirler ölür! bu kural her yerde böyle. Her gün Alman haber kaynakları savaş kapımızda, sığınak hazırlayın, bankalara siber saldırı olacak sıcak para kenarda tutun, evde en az on beş gün sizi idare edecek gıda malzemesi bulundurun ve benzeri söylemlerle corona dönemi hazırlığının devamı olarak hem sıcak hem soğuk Savaş politikalarını NATO’nun postkolonyalist politikalarını hayata geçiriyorlar. Almanya NATO’nun zorunlu askerliğini gündeme getirdi. Gençleri ve kadınları ordu’ya çağırdı ve bu sebeple bugün parlamento da yasa tasarısı oynanırken gençler ret oyunu verecek Almanya’da liseli öğrenciler eğitim grevine gidiyor yani savaşa değil, eğitime bütçe! diyorlar ne yazık ki Almanya’da antimilitarist ve feminist hareketler sessiz ve refleks üretmeyecek konumdalar şu an.

Rusça ve ukraynaca aynı dil ailesi grubunda doğu Slav dil ailesi iki kardeş halkı i̇ki halk da Ortadoks inancına sahip müzikleri kültürleri sanatları gelenekleri bayramları bir çok ortak noktası var tek fark aralarında geçen Avrupa birliği gibi görünen Nato sınırı tel örgüler! Yani  Karaman’ın koyunu sonra çıkar oyunu her zaman farklı inanç farklı kimlik ve farklı haklar arasında bir savaş çıkartmaya güçsüz gördüğünü sömürmeye çalışmıyor kardeş hakların arasına bile nifak tohumu ekebiliyor ne tesadüftür ki tam da bugünlerde Amerika’nın masaya oturduğu Suriye ve Rojava, Türkiye ve Kürtler, Kürdistan ve Arapların barışı masası var!  kolonyalizmin post hali böyle bir şey olsa gerek! NATO’nun  Avrupa Birligini kışkırtmacı politikaları olmasaydı sonuç buralara kadar gelmezdi aynı dili konuşan iki halkın dünyada birbiriyle savaştığı örnekler dünya tarihi boyunca karşımıza çok fazla çıkmamaktadır. Ukrayna’nın kimi bölgelerinde hala Rusça konuşulduğunu biliyor muydunuz yani tarihin bir yerinde bu halklar birlikte yaşamışlar ki uçan arabaların üretildiği, dijital para dönemine geçildiği, başka gezegenlerde hayat emarelerinin arandığı sözde postmodernizm çağında hala sınır savaşlarının olması bile kendine modern diyen emperyal güçler tarafından çelişkili ve komik bir sonuçtur ama hayat hissedenlere trajedi, düşünenler ise komedidir! Demiş Jean de La Bruyère

konumuza dönecek olursak;

Tarihteki birkaç savaş ekonomisine yönelmenin yarattığı krizlerden örnek vereceğim Dünya tarihi yine gerçekten tekerrürden ibaret!

  • Kara Perşembe, 24 Ekim 1929: Wall Street Çöküşü

Kara Perşembe, 24 Ekim 1929, finans piyasalarındaki “büyük paniğin” başlangıcıydı. İlk olarak New York Borsası’nda 12 milyon hisse satıldı. 29 Ekim 1929 Salı günü, insanlık tarihinin en kötü ekonomik felaketini tetikleyen yüzde 30’luk bir fiyat düşüşü kaydedildi. Bu olayın adı 1929 borsa çöküşüdür.

  • Creditanstalt için 11 Mayıs 1931’de iflas başvurusu yapıldı.

1929 krizinin uluslararası yansımaları halen devam etmektedir. Avusturyalı bir finans kurumu olan Creditanstalt iki yıl sonra çöktü. Bunun sonucunda Avusturya borsası çöktü, onu Almanya borsası izledi ve Avrupa ekonomisi bir felakete sürüklendi.

  • Birleşik Devletler bankaları 5 Mart 1933 tarihinde Başkan Roosevelt tarafından kapatıldı
  • Bugünlerde de sürekli bankalara siber saldırıların olacağı ve evlerimizde sıcak para tutmamız gerektiği ve savaş hazırlıkları yapmamız gerektiği uyarıları yapılıyor aslında modernizm namına son yüzyılda değişim pek de bir şey yok!
    • 6 Mart 1933’te Başkan Roosevelt altın ticaretini yasakladı

    Roosevelt, Büyük Buhran’ı sona erdirme planının bir parçası olarak altın ihracatına yasak getirmiştir. Nisan 1933’te altın standardını terk ettikten sonra Başkan bu politika yaklaşımını yeniden teyit etti.

  • Roosevelt tarafından 4 Mart 1933 tarihinde oluşturulan “Halk için Yeni Bir Düzen” dediği yeni dünya düzeninin aslında ikinci Dünya emperyalist paylaşım Savaşı’nda kurulan iskeleti. üçüncü emperyalist paylaşım savaşına kadar gelen sürede dünya demokratlar cumhuriyetçiler gibi dünyanın her yerinde böyle yönetildi adı yeni Dünya düzeni! oldu neo liberalizm! oldu ama liberalizmin de bir sonu var “soğuk savaş bitti” ! ya Amerika’nın kopyasısın ya da çemberin dışındasın! 
  • O zaman dert Sovyet Rusyaydı, Sovyetlerin demokratik komünal ekonomisinin şimdilerde reel Sosyalizm deyip yüzüne bakılması da ulus devletler ve milliyetçiliğin yükseldigi ikinci emperyalist paylaşım savaşı zamanında Sovyetler her ulusun kendi kaderini tayin hakkını savunmuş ( Sovyet Rusya’nın Erzincan´a kadar geldiği Erzincan’da bir Sovyet oluşturma deneyimi olduğu ve o dönem Qoçgirli aşiretler ile görüşüp fikir alışverişi yapıldıgi bilinmektedir 1917) Sovyetler Birliği’nde bir çok ülke ulus devlet olarak kendini beyan ederek sovyetler birliği üyesi ancak i̇çte özerk ve bağımsız olarak yaşamaya devam etmiştir. Yani buna karşı olan işgalci dünyanın 10 büyük ülkeleri gibi başka ülkelerin kaderine ekonomilerini yönetim şekillerine müdahale etmemiş emperyal politika yürütmemiş işgal etmemiş asimile etmemiş tarihte ezilen ulusların tam bağımsızlık ilkesi ile Sovyetlerden daha iyi sömürülmeden işgal edilmeden yaşadığı bir devlet düzenini tarih daha görmemiştir. Velhasıl kolektif komünalleşme toplumsallaşma yaşayan Sovyet halkından ve sosyalizmden ücretsiz yemekhaneler, kreşler, çamaşırhaneler ücretsiz eğitim ücretsiz sağlık ve patronsuz çalışma ortamlarından ve benzeri haklardan dünya haklarının sosyalizmden etkilenmemesi için geliştirilen bir ideoloji olan yeni dünya düzeni ve neoliberalizm Sovyet Rusya’yı dert edinip tez, antitez şeklinde diyalektik bir tarihsellikte ilerledi. bugün ise dert yine Rusya!
  • Almanya’da benzer bir Konjektörün içerisinde geçiyor aşırı sağa kayan, militarizmi, zorunlu askerliği, savaşı pompalayan patriyarkayı besleyen, yabancı düşmanlığı yapan, Sovyetlerden kalan sosyal hakları yok etmeye çalışan i̇kinci Dünya Savaşı’nda ki gibi savaş ekonomisini yönelik aşırı sağ yükseltip ekonomisini çökertmeyi amaçlayan bir Konjektör aynı 100 yıl önceki marshall planı Amerikan projesi gibi nur topu Konjekkontür!
  • Alman sosyal demokratlar Nato`nun zorunlu askerliğini! vatan savunması ile mi karıştırıyor?
  • Ayrica biyo politika demişken! buradan Cem Özdemir’e iki laf etmeden geçemeyeceğim Ermeni ve Alevi diasporasından oy i̇steyip  duran yeşiller Partisi tarım Bakanı, sözde ekolojist yeşilin savaşın rengi Abd dolarından mi geliyor? Barış ormanları’ndan mı? Alevi gençlerini Baden Württemberg Meclisinde toplayıp zorunlu askerliğe el kaldırtıp! Methiyeler dizen bu adamı biri durdursun!( tam bu noktada Almanya Alevi Birlikleri federasyonu Almanya’da zorunlu askerlik yasasına karşı olduğuna dair gençlerini koruyan acil açıklama yapıp tavrını koymalıdır! diyeceğim ama bizim de üç dönem erkekler koltuk savaşı sorunlarımız var!) Biri bu adama anlatsın NATO’nun zorunlu askerliğinin, vatan savunması olmadığını! Arif değilsen girme yola, Özün eğri ise yola zararsın bir ikrarda durasın militarist Cem Özdemir!Ez cümle judit Butler savaş tertipleri kitabından bir parafla;” cinsiyet Siyaseti işkence ve seküler zaman bu zamana özgü cinsiyet Siyasetini incelemeye yönelen kişi gayet çetrefilli bir sorunla karşı karşıya bulur kendini çünkü bu zamanla hangi zamana atıf yapıldığını bu zamanın etkili olduğu yeri ve bunun hangi zaman olduğuna dair kiminle uzlaşma sağlayacağını bilmeden bu zamandan bahsedilemez. Zamansallığın uzam içinde uzan nasıl örgütlendiği bakmak gerekir” aslına bakılırsa şiddetsizliği pratiğe dökmek için şiddete karşı gelmek gerekir( bu ikisi gayet yakından ilişkilidir) ancak kişinin karşı çıktığı şiddetin, sadece dışarıdan gelmediğini tekrar etmekte fayda var”

     

     

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz