Dicle Üniversitesi (DÜ) eski Rektörü Ayşegül Jale Saraç hakkında açılan davada yaptığı savunmada, “FETÖ/PDY” üyesi olmadığını, herhangi bir maddi yardımda bulunmadığını ileri sürerek, “Hiçbir zaman FETÖ ile alakam olmadı. 17/25 Aralık sürecinden sonra çok dikkatli ve titiz davrandık. FETÖ/PDY ile bağlantılı tek bir kişi bile üniversiteye alınmadı” iddiasında bulundu. Mahkeme, Saraç ve Sır’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
“FETÖ/PDY” soruşturması kapsamında tutuklanarak ihraç edilen Dicle Üniversitesi (DÜ) eski Rektörü Ayşegül Jale Saraç ve yardımcısı Aytekin Sır ile tutuksuz yargılan Aslan Bilici ve Sabri İyigün hakkında “Terör örgütü kurma ve yönetme” suçundan 22.5’ar yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması görüldü. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya, tutuklu sanıklar Saraç ve Sır katılırken tutuksuz sanıklar ise katılmadı. Sanık avukatlarının hazır bulunduğu duruşmaya sanık yakınları izleyici olarak katıldı. İddianamenin kabul kararı okunması ve kimlik tespiti ardından başlayan duruşmada ilk olarak Ayşegül Jale Saraç savunma yaptı. Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen Saraç, rektörlük seçimi nedeniyle kendisini hazmedemeyen kişilerin kendisine iftira attığını savundu. Şu ana kadar kendisi hakkında hiç bir soruşturma açılmadığını, KHK ile ihraç edildiğini ifade eden Saraç, Diyarbakır’da katılım bankası olmadığı için Bank Asya’da 1997 yılında açtığı hesabı 2010 yılına kadar kullandığını söyledi. 15 Temmuz darbe girişimi için “çirkin” ve “kabul edilemez” ifadelerini kullanan Saraç, darbeye karşı ilk bildiri yayınlayan ilk üniversite olduklarını ileri sürdü. Çevresinden gelen yoğun ısrarlar sonucunda 2007 yılındaki genel seçimlerinde AKP’nin aday adayı olduğunu hatırlatan Saraç, dönemin başkanı Erdoğan’ın “üniversitelerde hocalara çok ihtiyacımız var” diyerek kendisini son sırada yer verdiğini belirtti.
‘HİÇ BİR ZAMAN FETÖ İLE ALAKAM OLMADI’
Mahkeme başkanının “Üniversitede FETÖ/PDY üyesi tanıdığınız kimse var mı?” sorusuna Saraç, “Benim tanıdığım ve bildiğim kimse yok. Daha önce bunları bilmiyorduk. Daha önceki dönemlerde kimin ne olduğunu anlamak mümkün değildi. Emniyet veya MİT’ten bir uyarı gelseydi, biz buna uygun davranırdık. 17/25 Aralık sürecinden sonra onların gerçek yüzünü gördük. 17/25 Aralık sürecinden sonra çok dikkatli ve titiz davrandık. FETÖ/PDY ile bağlantılı tek bir kişi bile üniversiteye alınmadı. FETÖ’ye herhangi bir maddi yardımda bulunmadım” iddialarında bulundu. AKP Diyarbakır Eski Milletvekili Cuma İçten’in rektörlük seçimleri döneminde kendisine rakip olan Ahmet Keleş’i desteklediğini ifade eden Saraç, “Vekil sıfatına yakışmayan tarzda benden şahsi beklentileri olduğunu, imalı olarak söyledi. Ben de kendisine kanunsuz iş olmayacağını söyledim. Sonra basına 64 maddelik bir iftira listesi okudu. YÖK ve Sayıştay denetçileri geldi ve bizi denetledi. Bir şey bulamadılar” diye belirtti. Fetullah Gülen’in kendisine selam gönderdiği yönündeki iddiaya ilişkin Saraç, “Fethullah Gülen’den selam getirdiği çok çirkin bir iftira. Fethullah Gülen’in bana ziynet eşyası gönderdiği iddiası yalandır. Hiçbir zaman FETÖ ile alakam olmadı. Devletime ve milletime bağlı bir insanım. 8 yıl boyunca terör, rant çeteleri ve mafya tarafından tehdit edildik. Yetimin hakkını yedirmedik. Vali ve emniyet müdürü, Sayın cumhurbaşkanımızdan hep takdir gördük. Bazılarının küçük hesapları yüzünden 11 aydır mağduriyet yaşıyorum. İki dünyada elim yakalarında olacak. Amerika kıtasına hiç ayak basmış değilim. Herkes giderken ben o tür olaylara karşıydım. Sur olayları sırasında ilaç gönderdiğimiz iftiradır” dedi. Saraç, tahliye ve beraatını istedi. Ardından savunma yapan eski rektör yardımcısı Aytekin Sır ise üzerine atılı suçlamaları reddederek, hakkında asılsız ve gerçeği yansıtmayan iftiralar atıldığını belirterek, 1 yıldır cezaevinde olduğunu bundan dolayı mağdur olduğunu söyledi.
‘CEMAAT REFERANSI OLMADAN ÜNİVERSİTEYE ALIM YAPILMIYORDU’
Savunmaların ardından mahkeme tanık olarak dinlenen Hakan Samur, rektörlük seçimleri yapıldığı dönümde Dicle Üniversitesi’nde İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde o dönemde öğretim üyesi olduğunu hatırlatarak, rektör yardımcısı Sabri İyigün ve Mehmet Akın isimli kişilerin Ayşegül Jale Saraç’ın bütün cemaatlerin ortak adayı olduğunu belirterek kendisinden oy istediğini söyledi. Sabri İyigün’ün seçimlerden sonra kendisini enstitü müdür yardımcısı yaptığını ifade eden Samur, “Bir süre sonra sıkıntılar baş göstermeye başladı bir yıl sonra belirli yerlerde kadrolaşma olduğunu belirttiğinden dolayı Sabri iyi gün ile aramız bozuldu görev ve ders bunlarında haksızlık ve hukuksuzluk baş gösterdi Her işe ayrım koyuldu. İşin en başında FETÖ vardır sadece FETÖ değil cemaat yapılanmaları vardır FETÖ, 28 Şubat döneminden beri uzak durmaya çalıştığım bir yapıdır. Üniversite yöneticileri FETÖ’ye hizmet etmişlerdir. Cemaat olmadan üniversiteye alım yapılmıyordu. Üniversite yöneticileri FETÖ’ye yardım ediyorlardı. Cemaat referansı olmadan alımlar yapılmıyordu Rektör ve yardımcılarının FETÖ’ye üyesi olup olmadığını bilmiyorum ancak o dönemde üniversitede yapılanlar bunların bu yapıyla bağlantılarının olduğunu gösteriyordu” şeklinde ifade verdi.
Tanıkların dinlenmesi ardından avukatlar savunma yaptı. Avukat savunmalarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, kuvvetli suç şüphesini gerekçe göstererek, Saraç ve Sır’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme dava dosyasındaki eksikliklerin tamamlanması için davayı Eylül ayına erteledi.