Kaybedecek vakit yok, ölüyorlar!

Bu yazıyı geçen hafta Siyasi Haber için yazmıştım. Çünkü yüreğimiz ağzımızda nemrut iktidarın acilen olumlu bir şey yapmasını bekliyoruz milyonlarca insan.

Yazıyı hiç değiştirmeden aynen aldım. Çünkü hala talebimiz aynı.

Değiştirdiğim tek şey açlık grevinin gün sayısı oldu. Yazıyı yazdığımda 106. gündü. Şimdiyse 110. gün.

Yapılan tüm eylemlere, girişimlere AKP ve Saray yalanlar eşliğinde hayır diyor. Başka bir şey demiyor.

Biz ise Nuriye ve Semih ölmesin, yaşasın istiyoruz. Suçsuz yere, keyfi olarak tutuklular, Nuriye ve Semih’e hemen şimdi özgürlük diyoruz.

Söyleyecek yeni bir söz yok. Aynı şeyi söylüyoruz ve söyleyeceğiz.

***

Onları tanımıyorduk, kim olduklarını bilmiyorduk ama artık çok yakından tanıyoruz. Bir yandan ülkenin emek mücadelesine derin izler bıraktılar, diğer yandan yüreklerimizde.

En yakın arkadaşlarımız gibiler. Evin insanları oldular adeta.

Siz bu yazıyı okuduğunuzda Semih ve Nuriye açlık grevinin 106. gününde olacaklar.

Üç buçuk aydan uzun süre ediyor 106 gün.

Yıl dört mevsim, açlık grevi bir mevsimi çoktan aşmış oluyor 106 gün ile.

Yeni bir mevsime yine açlık grevi ile girdiler.

Mevsim diyorum. Ne kadar zamandır açlar anlayabiliyor mu sağır kulaklar. Bunun sağlık açısından ne demek olduğunu?

AKP hükumeti ve Saray onları içimizden alıp cezaevine tıkarak göz önünden çekmiş oldu.

Şimdi göremiyoruz, ne halde olduklarını ancak içerden yazdıklarından okuyabiliyoruz.

Ama yazı yazacak takatleri dahi yok. Nuriye son mektubunda yazmakta zorlandığını, ağrılarının çok yükseldiğini söylüyordu.

Kamuoyu ölümler olacak diye diken üzerinde.

Ne dense, ne yapılsa AKP ve Saray duymuyor.

Tek dertleri var burun sürtmek. Bir direnişi onurundan kopartarak kibirlerine yenik düşürmeye çalışmak.

Yoksa ne olacak ki sadece Nuriye ve Semih değil, haksız yere atılan binlerce insanı yeniden işe alsalar?

Vay ki susup oturmadınız, itaat etmediniz. Memleketin orta yerinde direndiniz. Başkalarının yüreğini pır pır ettirdiniz. Umut oldunuz.

Dün (Salı) basına yansıdığına göre CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başbakana mektup yazmış Nuriye ve Semih için bir şeyler yapmaları için.

Ülkenin Başbakanı komisyon istemiyorlar, direkt işlerine alınmak istiyorlar. Komisyon olmadan olmaz minvalinde açıklama yapmış. (Kaynak: Artı TV)

İki insan ölüm sınırında ülkenin başbakanının derdi onların direndiği nokta.

Oysa ortada komisyonluk durum yok. O iş onların hakkı. Çünkü haksız yere işlerinden edildiler.

Sizin kibriniz, kininizle kaybedecek vakit yok.

Hele bürokrasinizle hiç yok. Katarlılar için hızlı seferler ayarlayıp projeler gerçekleştirenler, her şey için bir gece aniden KHK çıkartan, yasa yapanlar ne komisyonundan bahsediyor?

Bu iki insan ölünce bunun sorumlusu kim olacak sanıyor bu gamsız açıklamaları yapanlar? Ölümleri istiyor olamazlar herhalde?

Nuriye ve Semih’in haklı talepleri acilen kabul edilsin.

Bir an evvel özgürlüklerine ve sağlıklarına kavuşsunlar istiyoruz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON EKLENENLER