Başta feministler olmak üzere kadın örgütlerinin aylar süren mücadelesine rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İsteseniz de, istemeseniz de yasa meclisten geçecek” meydan okumasıyla müftülük yasasını erkekler meclisten geçirdi.
Müftülük yasasına kadınlar açıktan ve ısrarla karşı çıktılar. Yasa kadın erkek eşitliğini kabul etmiyor, bu zemini ortadan kaldırıyordu. Kadınları erkelere ve aileye teslim ediyordu. Kız-oğlan çocukları (ama özellikle kızları her yaştan erkekle) evlendirmeyi ve yasal olmayan evlilikleri kolaylaştırıyordu.
Kadınları daha artan oranda erkeklerin ve ailenin dayağına, psikolojik, duygusal baskısına, ekonomik olarak teslim alınmasına neden oluyordu.
Vatandaş olmak isteyen yabancı kişilere ahlak kriteri koyuyordu. Bu kriterin özellikle kadınlar için kullanılacağı açık. Ve ahlak deyince erkeklerin ve maalesef hala çok sayıda kadının ne anladığı malum.
Diyanet İşlerine bağlı çalışan müftünün nikah kıyması Diyanet’in, yani dini bir kurumun medeni yasalara müdahalesi demekti. Zamanla bu müdahale olmaktan çıkıp, esas halini alacaktır. Atılan adımlar, çıkartılan yasalar ve KHK’lar, iktidarın Diyanet’e yaptığı yatırım bunların işareti.
Müftülük yasası dinin hukukla eşitlenmesi değil, bilakis dinin hukukun önüne konmasının açık örneği. Çünkü müftüye verilen nikah yetkisi “gelenekler” vb bahanesiyle öncellenecek.
Yine müftünün nikah kıyması farklı inanç ve dinlerin olduğu ülkemizde toplumu inançlar üzerinden iyice kutuplaştıracak. Bu, yeni gerilim ve şiddet ortamları yaratabilecek. Farklı inançlara sahip çiftlerin evlenmesi durumunda daha ilk adımda o birliktelikleri, aile, akrabalık ilişkilerini olumsuz etkileyecek.
Tüm bunlar ve daha başka nedenlerden (merak edenler bu konuda feministlerin çokça yazısı çıktı, okuyabilir) dolayı karşı çıktığımız müftülük yasasının aynı zamanda kendi başına sadece müftüye nikah yetkisi veren bir yasa olmadığını da söyledik.
Müftülük yasasının hemen birkaç gün sonrası maalesef haklı çıktık.
“Arabuluculuk yasası” adında boşanmayı zorlaştıran bir yasa üzerinde çalışmakta AKP. Bu yeni bir konu değil. Bir süredir duyuyor, muhalefet ediyorduk. Müftülük yasası sonrası artık bu yasayı da geçirmeyi planlamaktalar.
Bu yasa geçince ne mi olacak?
Müftülükle çocuk yaşlardan itibaren, belki de haberi dahi olmadan, aile ve erkeklerce evlendirilen kız çocuklar ve kadınlar, arabuluculuk yasası ile boşanmaktan vazgeçirilmeye çalışılacak. Boşanmalar zorlaştırılacak.
Yani kadınlar erkekler onları dövse de, öldürse de, aç bıraksa da, tecavüz etse de boşanamayacak. Sevmedikleri, yüzünü dahi görmek istemedikleri adamlarla evli kalmaya zorlanacaklar.
Tıpkı müftülük yasasında olduğu gibi arabuluculuk yasasında da yine hukuk alanına dini bir müdahale yapılmış olacak. Çünkü boşanmak isteyen çiftler mahkemeye başvururken, arabulucuk yasası burada devreye girecek. Boşanmak isteyen çiftlerin mahkemeye gitmesi ertelenecek, arabulucular (ki bunlar imam, müftü, imam hatip mezunu dini eğitim almış kişiler olacak, malum imam hatip mezunlarına iş olanakları açmak lazım, böylece bir taşla iki kuş vurulmuş olacak) devreye girecek ve kadınlar boşanmasın diye ellerinden geleni yapacaklar.
Arabulucuk yasası da tıpkı müftülük yasası gibi erkeklerin lehine bir yasa. Bu yasa da kadınları erkek ve aileye muhtaç bırakmayı hedefliyor ki kadınlara istediğini yaptırabilsin.
Bu yasa da yine müftülük yasası gibi erkeklerce hazırlanıp erkeklerce meclisten geçirilecek.
Kadınlarsa buna karşı yine sesini yükseltecek.
Burada şu iki soru akla takılıyor.
Erkeklerin tamamı müftülük yasasından memnun mu? Müftülerle mi nikah kıyacaklar? Böyle bir hayat mı istiyorlar? Kadınları kendilerine eşit görmüyorlar mı? Neden bu yasalara sadece kadınlar itiraz ediyor, erkeklerin gıkı dahi çıkmıyor? Demokrat, özgürlükçü, eşit bir dünya isteyen erkekler, laik erkekler neredeler? Niye sokaklarda yoklar ama mecliste kadınların söz haklarını gasp ederek hava atıyorlar?
İkinci soru Alevi kurumlarına. Ve tabii Alevi kurumlarındaki kadınlara.
Kadın erkek eşitliğini dilinden düşürmeyen Alevi kurumları müftülük yasasına karşı neden seslerini çıkarmadılar? Müftülük nikahı Alevileri asimile etmeyecek mi? Diyanet kaldırılsın talepleri olan Alevi kurumları (Türkiye ve Avrupa’dakiler) bu yasa ile Diyanet’in daha güçlendiğini, ülkedeki hukuk alanının bu gidişle ele geçireceğini göremiyorlar mı? Yoksa erkekliklerine mi yenildiler? Onlar da mı inançlarına rağmen kadınları eşit görmüyorlar? Kadınların İslam dini, İslamcı erkekler ve onun devleti ile kontrol edilmesinde Alevi erkelerin çıkarı mı var?
Alevi kadın kurumlarının sessizliğini anlamak mümkün değil. Bir tek açıklama yapamaz haldeler mi?
Aylarca yazılan çizilen, eylemler yapılan, medyada kadınları ve çocukları bekleyen erkeklik tehlikesini anlatan kadınları sosyal medyada beğen tuşuna basarak “desteklemekten” başka ne yaptılar?
Bu yasalara karşı bilinç yükselteme mi, panel mi, söyleşi mi yaptılar? Sokaklara mı çıktılar?
Önümüzde arabulucuk yasasının getirilmesi ve ona karşı kadınların mücadelesinin olacağı günler var. Umarım Alevi kurumları ve Alevi kurumlarındaki kadınlar yine susmazlar.
Kuşku yok ki gelen tehlikenin ilk adreslerinden biri Aleviler.
Ve Aleviler bunları çok iyi biliyor.