Paneller ve söyleşiler sonrasında kimi erkek arkadaşlar göğüsleri kabarmış, özgüven tavan halde yanınıza gelirler ve aranızda şöyle bir diyalog geçer:
“Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanıyorum. Bizim evde kadın ve erkek eşit. Benim bir kızım, bir oğlum var ikisine de eşit davranıyorum. Ama kadınlar dikkat etmeli” diyerek kendisini överler, sizden de övgü bekler.
Bilirsiniz ki bu cümle erkekliğin hazine sandığının aralanışına işaret eder. Üstelersiniz:
“Neye dikkat etmeli?”
“Mesela kadınların bazıları, ama hepsi değil (bu kısımda zaten yüksek çıkan sesi daha da yükselir ve bunun anlamı ‘Ben kadın dostuyum, yanlış anlaşılmasın buna rağmen söylüyorum’dur) açık giyinir, fazla süslenir. Çünkü erkeklerin dikkatini çekmek ister. Erkekler için süslenir. Oysa kendisi için süslense…”
“Siz kendiniz için mi süsleniyorsunuz?”
Beklenmeyen bu cevap karşısında yüzünde afallamış ifadeyle:
“Kadınlar için söylüyorum. Yani öyle olmuyor. Çok fazla makyaj, fazla süslenmek… Kadınların hem eşitlik isteyip hem erkekler için süslenmesini doğru bulmuyorum.”
“Kadınların karşı cins için süslenmesi normal ve olması gerekli bir şey. İnsanlar tanışırlar, flört ederler, birlikte konuşurlar, içerler. Bunda bir şey yok. Erkekler de kadınlar için süslenir. Ve onların dikkatini çekmek ister. Burada önemli nokta erkeklerin böyle durumlarda kadınlara şiddet uygulamadan, onlara karşı cinsiyetçi argümanlarla yaklaşmadan, kadınların da erkeklerle flört eve aşk yaşamak dahil aynı haklara sahip olduğunu kabullenip içselleştirmesidir. Mesela siz hiç kadınlar için süslenmediniz mi? “
Yayvan yayvan gülerek cevaplıyor sorumu “Süslendim.”
“Siz de karşı cins için süslenmişsiniz işte.”
“Ben erkeğim.”
“O da kadın.”
Göktaşı çarpıyor burada erkeğin kafasına. Az evvel kendisini cinsiyetçilikten sıyrılmış zannederek bir kadından övgüler almaya gelen erkek sıkışıyor, erkekliği ile karşılaşıyor.
“İnsanların birbirlerini sevmesinin ya da birbirleri için süslenmesinin ne gibi zararı olabilir? Sorun, erkek cinsinin bunu kendisine hak görürken aynı şeyi yaptığı için kadınları damgalaması. Sevdiği erkekle çıkıp gezmek isteyen kadına “namussuz, yollu” vb yaftalarla bakarsanız kızınızı da eve kapatmaya çalışır, onu kontrol ve takip etmeye başlarsınız. Buna da erkeklik diyoruz. Kadın düşmanlığı diyoruz. Zararlı olan bu, süslenmek değil.”
“Siz de kadınlara hiç toz kondurmuyorsunuz.”
“Tozlu olanlar erkekler de ondan. Tozlu olan cinsiyetçi fikirler de ondan. Kadınlar da tıpkı erkekler gibi çalışmak, gezmek, flört etmek, aşık olmak ister. Bu insanların hakkı. Sadece erkeklerin değil. Aslına bakarsanız erkeklerin de kadınlar için süslenmesini, bedenlerine özenmelerini ve temiz olmalarını ister kadınlar.”
Öylece kalakalıyor.
Yukarıdaki diyalog yaşandı. Buna benzer nice diyaloglar yaşadım, sizler de yaşamışsınızdır.
Erkekler her geçen gün daha cinsiyetçileşip, muhafazakarlaşıp hayatın gerisine düşüyorlar. Çünkü erkeklik iktidarında erkeklerin işine cinsiyetçilik geliyor. Kadınlarsa bunun aksine daha çok yol alıp, hayatlarını yaşamak istiyorlar.
Bu zıt durum kadınlar ve erkekler arasında gerilime neden oluyor. Ve erkekler kadınlara karşı daha saldırganlaşıyor. Sadece milliyetçi, dinci erkekler değil, solcu, demokrat, sosyalist, devrimci erkekler dahil.
Bu nedenle harika kocaların, eşitlikçi babaların, demokrat erkeklerin kadınlardan övgü beklemek yerine dönüp kendilerini yoklamaları gerekiyor.
Çünkü kadınların süslenmesini dert edinen erkeklere dünyanın her yerinde sadece cinsiyetçi, kadın düşmanı denir.