2018 seçimleri’de geçti. Devrim niteliği kazandırılan, devrimine sahip çıkılamayan bir geçiş sürecine kerhen de olsa evet dedirttirildi. Silah sesleri altında katliam sendromu ile. İnsan neye teslim olur ve nasıl teslim alınırın özeti oldu. Elde cesareti kırılmış açıklamalar ve oyu ne aşağı ne de yukarı çıkan MHP gerçekliği ile. İflas eden oy koruyucusu Adil seçim platformu, oy ve ötesi, oy ve arkası gibi kelli, felli sivil kurumların gözleri önünde, sistemleri çökertilirken Halk oy pusulaları ile tehdit altında bekledi. Bir cevap yazılamadı, bir açıklama yapılamadı. Atıp tutulan Ajansın sonuçlarına kalındı. Bu sadece bir tarafın hüneri değil bütünlüklü bir kararlaşmaydı. Devlet tarafını belli etti. Cumhuriyet hak getire. Muhalif bürokratik kurumsallık kaybetti. Muhalif vicdanlı Halk umudunu koruyarak kazandı. İstemediği adaylıklara eyvallah dedi, seçim komisyonlarının şımarık yaklaşımlarına olsun ne yapalım dedi. 5 kilometre yol yürüyüp oy kullandı silah altında. Olmadı canını verdi. Bürokratik muhalif sahipler, kendinden eminler çok üst perdeden attı ama onlarda anladılar ki Pul kadar değerleri yokmuş. Ferman yazılınca. Titrek eller arasında bir metne kurban gitmekmiş gerçeklik. Öyle muhalif falan olmak, cesur olmak, serden geçtim ben demek, öyle kolay değilmiş. Hiç olmazsa şu soru sorulaydı saat: 17:30’da kutlamalar için çağrı yapıldı neden. Bir iktidar seçmeni bile, herhangi birisi daha saatler 12:00 gösterirken bile “Oy kullanmama gerek yok, nasıl olsa öyle de böyle de alacağız” deme özgüvenine sahip ise. Ey muhalif bürokrasi sizin bundan hiçmi haberiniz olmadı. Yoksa ortak oyununuza el ele, kol kola bizleri alet mi ettiniz. Geldiğimiz durumda ne muhalif bürokrasi(Partiler v.d) kaybettiğinden birşey anladı. Ne muktedir bürokrasi kazandığından birşey anladı. Yine ortada hangi dinden olduğu bile belli olmayan bir seçim cenazesi var. Kimsenin kefenlemeye cesaretinin olmadığı. Duasını vermediği bir cenaze. Birde 50 günlük kampanyanın en anlamlı Tiviti damgasını vurdu. “ Yerini bildiğimiz tek lider Demirtaş” diye. Onurlu halklara şunu da gösterdiniz öyle bol kepçeden atmakla olmuyor liderlik. Zeybeğe durduğunda layıkıyla kalacaksın İnce İnce sıvışarak değil. 1,3 milyonluk farkı aklımızla oynar gibi 10 milyon fark var diyerek yedirmeyeceksin. Halkın teveccühünü bir mesaja kurban etmeyeceksin. Ondan sonra sözü Gürsel Erol andavallığına bırakırsın. Sokakla korkutulmak size söyleyelim Gazi ayaktaydı, Kadıköy ayaktaydı, Beşiktaş ayaktaydı, Diyarbakır ayaktaydı, Cizre ayaktaydı, Urfa ayaktaydı, Mardin ayaktaydı, İzmir ayaktaydı havluyu siz attınız efendiler. Halk atmadı. Artık seçim hak getire bize biçtiğiniz 1 oyluk demokrasi bedelini de ödedik. İlk taşı ayakta olanlardan beklediniz fakat yok öyle yağma bedelini Gazide, Gezide ödedik. 12 Eylül de ödettiniz darağaçlarında kendinizi garantiye alırken halkın çocukları işkence tezgahlarında ve darağacında idi. İlk taşı sen atacak cesareti göstermeyene kadar sizi birbirinizin cehennemine havale ederiz. Bu seçimden hayır bekleyen nafile bekler. 16 yıllık maaşı da helal etmiyoruz. Deneyim demiştiniz ya o da boş lafmış attığınız mesajdan anladık. Halka reva gördüğünüz bir mesajlık değerdir öyle mi. Yolunuz Yalova kaymakamlığı yoludur. Devlet nazarında değerinizinde pul kadar olduğu gerçeği ile. Yerel seçimleri de kurban ettiniz halkın sevgisi hiç mi cesaret vermedi size. CHP de Kılıçdaroğluna topyekün yükleneceksiniz hıncı birinden çıkarmanız lazım Baykal abicilerle. Sistem tüm odakları ile kendini konsolide etmeye karar verdi çünkü.
Bu mana ile; herkes işinin başına umudunu korumaya. Türkiye demokrasisi oturmamış bir ülke belirlemesi ile, artık Padişahım çok yaşa zamanları. Şimdi hanesini koruma, komşusunu iyi seçme, işinde iradeli olma, uyanık olmak zamanları. Bol kepçeden atana hele dur şöyle bu işler bu kadar kolay değil deme vakitleri. Hazırlanma içlerimizden layıkıyla duracak yeni canlar çıkarma zamanları. Ekonomi falan iyi gitmeyecek herkes kendini ona göre ayarlasın. Bir yerde boş duran bir toprağınız var ise oraya tohum ekme zamanları GDO’lu olmadan. Uzaklaştığınız köyünüzden, toprağınızdan dönüp af dileme zamanı. Kızacaklar bugüne kadar nerdeydin diye birşey olmaz aldırmayın. Yoksa birlikte hareket edebileceğiniz birkaç can dostu biraraya getirme zamanı, zenginlik hayalleri kurmadan. Kimseye dava açılacak zamanlar değil, meseleleri kendimizin toplum ahlakı ile çözeceğimiz zamanlar. Halk olarak birbirimize güveni kıran yaklaşımlara karşı tekrar birbirine dokunma zamanları. Sır saklama zamanları. Sırrı kemaletle taşıma zamanları.
Ortadoğuya bir savaş iktidarı lazım dünya bunu istiyor. Muhalif bürokrasi de buna teslim oldu. En çokda İngiliz, Alman, ABD ve İsrail bir dönem daha bunu güçlü sürdürecekler. Onlarda şunu bilmelidir bir kavimler göçünü kimse kaldıramaz. Havaya bunca silah sıkılmanın manası da bu. Bunca zulüm arasında barışı dilemek bir canın yüzü suyu hürmetine olsa bile şerefli işlerdir. Şerefli işleri dilemek zamanı. Şerefli işlerde ısrar önemlidir. Tesellilerimiz var. Meclise zorla da olsa gönderdiğimiz, bir avuç da olsa direnme gücü olan canlarımız var. Büyük iş düşüyor hepsine. Bunca emeğin kıymetini bilin lütfen. Çünkü, biz halk olarak tüm çelişkileri tabanlarda yıkmaya hazır olacağız. Hazır olmalıyız, dağıtmaya gerek yok. Bu süreç bize çok şey öğretti, en önemlilerinden bir tanesi. Birlikte çalışmak. Halk olarak birlikte çalışmak. Şunu da unutmamak gerekir kendilerine yediremedikleri konu da halkın birlikte çalışma gücünün yarattığı baskıdır. Artık tuzu kuruluğunda bir karşılığı yok. Çünkü kimse güvende değil.
Artık şuda yerine doğru oturmalı iktidar ve muhalefet cephesinde seçimler demokratik ısrar araçlarıdır. Devrim ve ya sulta kurma modelleri değil. Bu minvalde 16 yıldır iktidar olan bürokrasi kendini 81 milyona hizmet eder yaklaşımı ile yürümelidir. O zaman bazı sorunları çözme gücü elde edebiliriz. Lakin sorunlarımız hiçte hafife alınır değil. Yoksa 1 yıla kalmaz ikinci bir erken seçim kapımıza düşer. Bu sefer işi vatan, millet, sakarya ile de götüremezsiniz. Muharrem İnceye reva görülen size reva görülür. Bu süreçler itibarsızlaştırma süreçleri olarak işler. Dünya geride hiçbir kahraman bırakmak istemiyor çünkü. Muktedirin muktediri bir verip beş alır. Olan biz halklara olur. Kaynaklarımız yine seçimlere kurban gider. Burdan bir dikta inşa etmek isteyenler var ise tavsiyemizdir. %50 ile hiçbir dikta ayakta duramaz. Ortadoğu da hiç duramaz. Başka alternatifler üzerine düşünmek gerek, başka bir yol bulmak gerek. Yoksa savaşlara gebedir zaman. Hele bu kadar elin olduğu Ortadoğu da bu durum kapıdadır. Biz Halklar olarak bunu istemeyiz. Bu durumu bize dayatan yaklaşımlara karşı da duyarlı olmak gerekir. İktidar olanlar bu aklıselim yaklaşımları korumalıdır. İktidarın yanına verilen emniyet subabı bu durumu kaşıyacaktır. Fakat bilinmelidir ki bu durumun kimseye bir faydası yoktur. Zor bir dönem biz Muhalif Halkları bekliyor. Birlikte durmak ise tek seçenek.
Bu zulumat halinde gayret ile umudunu koruyanlara aşk ile, Xızır yardımcımızdır.