CHP’DE “NORMALLEŞME” DİYE SUNULAN SARAYA TESLİMİYETİN FİYASKOSU
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), son yıllarda içeride ve dışarıda büyük bir dönüşüm süreci geçiriyor. Ancak bu dönüşüm, partinin tarihsel misyonu ve ideolojik çizgisiyle giderek daha fazla çelişen bir hale büründü. Son dönemde yaşanan gelişmeler, bu dönüşümün geldiği noktayı gözler önüne seriyor. Özellikle “normalleşme” adı altında gerçekleştirilen “Saray’a teslimiyet projesi” ve bunun paralelinde yaşananlar, partiyi derinden sarsan, vicdanları yaralayan adımlara yol açtı.
Normalleşme denilen süreç, aslında CHP’nin yıllardır sürdürdüğü muhalefet çizgisinden, iktidar bloğuna daha yakın bir pozisyona kayma çabasıdır. Bu kayış, partinin temel değerlerine ve halkla kurduğu bağa ciddi zararlar vermektedir. Çünkü normalleşme adı altında yapılan bu değişiklikler, bir anlamda CHP’nin tarihi mirasına görünür olarak ihanet anlamına gelmektedir.
Ancak asıl vahim gelişme, partinin evlatları diye tanımlanan, yıllardır mücadele etmiş, partisinin ideolojik duruşunu benimsemiş isimlerin ihraç edilmesi ve yerine, Hrant Dink suikastının zanlılarından birinin partiye kabul edilmesi oldu. Birçok CHP’li, “normalleşme” adı altında yapılan bu değişimlere karşı çıkarken, partinin gerçekten de bir teslimiyet sürecine girdiğinden endişe ediyor.
Hrant Dink suikastı, Türkiye’nin en karanlık ve çözülmemiş cinayetlerinden biridir. Dink’in öldürülmesinin ardından yıllarca süren soruşturmalar, adaletin bir türlü tecelli etmediği bir dava sürecine dönüşmüşken; Hrant Dink’in katledilmesinin ardındaki karanlık bağlantılar hala tam olarak açığa çıkmamışken, bu cinayetle ilişkilendirilen bir zanlının, CHP’ye katılması ve partiye rozet takılması, vicdanları sızlatan bir gelişme olarak tarihe geçti.
Halkın gözünde CHP, yıllarca adaletin, özgürlüğün, insan haklarının savunucusu olarak tanısa da dönem dönem bunun uygulanmadığını da gördük. Ancak bugün, parti içinde yaşanan bu tür gelişmeler, bu imajı derinden sarsmaktadır. Partiyi bu noktaya getiren süreçte, iktidara yakınlaşmak adına gerçekleştirilen hamleler ve siyasi hesaplar, partinin asli kimliğini sorgulatır hale geldi. Hrant Dink cinayetinin zanlısı bir kişi, CHP’ye katılırken, partinin ne gibi bir siyasi hesapla bu adımı attığı da hala netleşmemesi de soru işaretlerini devam ettirmekte.
CHP’nin bu çizgide ilerlemesi, sadece iç politika için değil, aynı zamanda Türkiye’nin demokrasi mücadelesi açısından da büyük bir tehlike oluşturuyor. Çünkü bu tür tavizler, sadece CHP’nin kimliğini değil, tüm muhalefet bloğunun etkinliğini de zayıflatır. Hrant Dink’in katledilmesinin ardından yaşananlar ve özellikle bu davanın hala aydınlatılmamış olması, bu cinayetle ilgili sorumluluğu olanların hâlâ cezalandırılmaması, adalet arayışında ciddi bir tıkanma yaratmaktadır.
Bugün CHP içinde yaşananlar, partinin kendi içindeki siyasi ve ideolojik mücadelesinin çok ötesine geçiyor. Çünkü sadece parti içindeki bazı isimlerin ihraç edilmesi değil, aynı zamanda partinin temel değerlerinden sapması, Türkiye’nin demokrasi ve özgürlük mücadelesini de derinden etkiler.
CHP, geçmişte halkın ve emekçi kesimlerin sesi olmaya çalışmış bir parti olsa da bugün yaşananlar, bu kimliği kaybetmeye başladığını tamamen gösteriyor. “Normalleşme” adı altında yapılan bu teslimiyetçi adımlar, hem partiye hem de Türkiye’nin demokratik yapısına büyük bir darbe vurmaktadır. Partinin bu şekilde iktidar blokuna yaklaşması, sadece kendi içindeki ideolojik sapmaları değil, aynı zamanda toplumsal eşitsizlik ve adalet mücadelesini de zayıflatmaktadır.
Demem o ki , CHP’nin bu noktaya gelmesi, sadece parti için değil, Türkiye için de büyük bir kayıp. Hrant Dink cinayetiyle ilişkilendirilen birinin partiye katılması ve bu kişiye rozet takılması, sadece bir siyasi hata değil, aynı zamanda Türkiye’nin adalet ve demokrasi mücadelesine de darbe vurulması anlamını taşımakta. Eğer CHP, kendi tarihsel misyonunu koruyarak, bu sapmayı düzeltmezse, partinin geleceği, ideolojik ve siyasi olarak nasıl bir hal alacağı şimdiden görülüyor. Ne diyelim kolay gelsin.
Chp ye çok farklı bir misyon yülemişsiniz. Oysaki chp, hep iktitarın değirmeninde çalıştı. Yinede başarılar. ✌