Hak ve eşitlik mücadelelerini bastırmak ve de devrimci, sosyalist düşünceyi yok etmek için yapılan 12 Mart 1971 muhtırasından (darbesinden) hemen sonra 15 Mart 1971 tarihinde Deniz Gezmiş (25), Yusuf Aslan (25) ile birlikte bindikleri Motosiklet ile Nurhak’taki yoldaşlarına katılmaya giderken 16 Mart 1971 tarihinde Sivas’ın Gemerek ilçesinde etrafı sarılarak yakalanır. Yusuf Aslan da (25) burada kolluk kuvvetleriyle girdiği çatışmada vurulur ve Sivas Numune Hastanesine kaldırılır. Bu hastanede bir hafta tedavi görür. Deniz Gezmiş yakalandıktan hemen sonra Sivas’tan Kayseri’ye, Kayseri’den de Ankara’ya, götürülür. Hüseyin inan (23) ise 23 Mart 1971 tarihinde Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinde yakalanır.
Bu üç yiğit devrimci 16 Temmuz 1971 tarihinde itibaren Altındağ Veteriner Okulu binasında Tuğgeneral Ali Elverdi başkanlığında, Baki Tuğ savcılığında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1. No’lu Mahkemesinde yargılanırlar. Deniz Gezmiş ve yoldaşları, 16 Temmuz 1971 tarihinde başlayan “THKO-1 Davası”nda TCK’nin 146. maddesini ihlal ettikleri gerekçesiyle 9 Ekim 1971 tarihinde Anayasa 146/1 maddesi uyarınca idam cezasına çarptırılırlar. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamlarının önlenmesi için ülkenin dört bir yanında çeşitli girişim ve eylemler ortaya konulur. Bu eylemlerden bir tanesi de Mahir Çayan ve yoldaşlarının ortaya koyduğu eylemdir!
Mahir Çayan ve yoldaşları (“Onlar”), Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamlarını engellemek için 26 Mart 1972 tarihinde Ünye’deki NATO üssünde iki İngiliz (Gordon Banner ve Charles Turner) ve bir Kanadalı (John Law) radar teknisyenini kaçırırlar! Kendilerini Tokat’ın Niksar ilçesine bağlı Kızıldere (şuan adı Ataköy)’de bekleyen diğer yoldaşlarıyla buluşurlar. Yapılan bir ihbar sonucu, Mahir Çayan ve yoldaşlarının yerini belirleyen Jandarma 30 Mart 1972 tarihinde, sabah 05.00 sıralarında köye gelir ve Muhtar’ın evini kuşatır. Mahir Çayan ve yoldaşlarına karşı başlatılan Operasyon, Ankara Merkez Komutanlığı görevinde bulunan Tümgeneral Tevfik Türün tarafından yönetilir.
Kendilerini ezilen yoksul emekçi halkın ve mazlum halkların kurtuluşuna adamış Mahir Çayan ve yoldaşlarının etrafı havadan ve karadan sarılır. Rehineleri güvenlik güçlerine gösterirler ve ellerinde bulunan rehinelere karşılık idamların durdurulmasını talep ederler ancak talepleri kabul edilmez! Rehineleri bırakmaları halinde kendilerine zarar verilmeyeceği söylenir ve “etrafınız sarılı, kurtuluşunuz yok, Türk adaletine teslim olun” çağrısı yapılır. Bu çağrıya karşılık olarak Mahir Çayan, güvenlik güçleriyle iletişime geçmek için çatıya çıkıp bir konuşma yapar: “hayır teslim olmayacağız, sıradan askerleri çekin üst düzeyler gelsin”, biz bu yola dönmek için değil, ölmek için gerdik” diyerek cevap verir!
Mahir Çayan bu sözleri söyledikten sonra, komutan, görüşme talebinde bulunarak içeride bulunanlardan bir veya birkaç kişinin çatıya çıkmasını ister. Görüşme yapılması isteğine uyarak çatıya çıkan Ertuğrul Kürkçü, Mahir Çayan, Cihan Alptekin ve Saffet Alp çatıda beklerken, Saat 14.00 sıralarında ansızın üzerlerine makineli tüfeklerle ateş açılır. (“Bu ateşin kimin emriyle açıldığı ve neyi amaçlamış olduğu bugün de açıklığa kavuşmuş değildir.”) Köy makineli tüfek sesleri ve bomba sesleriyle yankılanır! Mahir Çayan başına isabet eden bir mermiyle orada yaşamını yitirir. Açılan ateşin ardından alınan karar gereğince İngiliz ve Kanadalı teknisyenler öldürülür ve çatışma başlar.
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilmelerini engellemek için gözlerini kırpmadan kendi canlarını ortaya koyan Mahir Çayan, Cihan Alptekin, Ömer Ayna, Saffet Alp, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Ahmet Atasoy, Ertan Saruhan, Sabahattin Kurt ve Nihat Yılmaz Kızıldere’de katledilir. (Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan 6 Mayıs 1972 tarihinde Ankara’da Ulucanlar Cezaevinde idam edilirler.) Ertesi gün ölülerini almak üzere gelen yakınlarının teşhisleri sırasında Ertuğrul Kürkçü’nün babasının katledilenlerin arasında oğlunun olmadığını söylemesi üzerine yapılan aramada Ertuğrul Kürkçü samanlıkta sağ olarak yakalanır.
30 Mart 1972 tarihinde Kızıldere’de katledilen Mahir Çayan ve yoldaşının anıları ve mücadeleleri önünde saygıyla eğiliyorum. Yıldızlar yoldaşları olsun.
EKLER:

