Sivas’ın Kangal ilçesinde yaşayan Aleviler için kutsallık arz eden Bakırtepe mevkiin
de siyanürle altın aranması için Demir Export adlı bir şi
rkete lisans verildi. Çalışmaların başlamasına bölgede yaşayan Aleviler tepki gösterdi.
Alınan bilgilere göre Maden Teknik Arama kurumu Yama Dağı’nın uzantısında yer alan sönmüş bir volkanik bir dağ olan Bakırtepe mevkisinde altın tespit etti ve bölgede kırk yıldır demir, krom çıkaran Demir Export firmasına 2006 yılında işletme ruhsatı verdi. Eylül ayında aramalar için harekete geçen firmanın çevre değerlendirme toplantıları protesto etti.
Yöre halkı tarafından inançsal değerleri açısından kutsal sayılan Bakırtepe Dağı siyanür tehlikesine karşı Bakırtepe Çevre Platformu, jeolojik özellikleri bakımından gölün korunmasını istiyor.
“Sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı, temel insan haklarından biridir. Bu hak, Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin bir gereği olarak anayasamızın 56. maddesinde; ‘Herkes, sağlıklı ve dengeli bir ç
evrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir’ şeklinde ifade edilmiştir.
Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakere başlıklarından biri de ‘Çevre Hakkı’ olup, Türkiye’nin bu konuda, hukuksal ve yapısal ödevle
ri açıkça belirtilmiştir. Çevre Bakanlığı bu nedenle kurulmuştur. Ancak ilgili mevzuatın küçük bir kısmı yürürlüğe sokulmuştur.” Açıklamada MTA tarafından Bakırtepe Dağı’nda altın arandığı ve bulunması sonucu bir firmaya verildiğini ve kadim mekana zarar verileceğini öne sürüldü. Çevreyi savunmak, hayatı savunmak olduğu belirten Bakırtepe Çevre Platformu, açıklamasına şu şekilde devam etti;
“Bakırtepe’de altın madeni işletmeye hazırlan
Demir madeni, o ocaklarda çalışanları öldürdü, altın madeni ise, çalışan, çalışmayan yüzlerce kilometrekarelik bir çember içinde yaşamakta olan tüm canlıları öldürecektir ve yüzlerce yıl o topraklarda ot bile bitmeyecektir. Ot bile bitmeyen topraklar bizim toprağımız değildir. Köylerimiz, toprağımız, tarlalarımız, çeşmelerimiz, gözelerimiz, derelerimiz, meralarımız, mezarlarımız, anılarımız, hayatlarımız, düşlerimiz ne satılıktır ne de kiralıktır. Çevre Bakanlığı’ndan bu projeyi iptal etmesini, doğamızı biz sahiplerine bırakmasını, Demir Export firmasından, çevreye, canlılara, insana zarar vermeden hatta onların hayatlarına destek olacak işlerle uğraşmasını, bir tek yaşamın binden daha çok paradan daha kıymetli olduğunu anlamasını istiyoruz.an Demir Export A.Ş ‘yi 1950’li yıllardan beri tanıyoruz. Yakın yörede işlettiği demir madeninde, kazma, kürekle çalışan babalarımız, amcalarımızdan hiçbiri kendi yaşantılarından daha uzun yaşamadılar, genç denilebilecek yaşlarda hayatlarını kaybettiler.