Murat Yıldız isimli gencin Ağdat-Işıkvuran (Merxo) köyleri arasında bombalanarak yaşamını yitirmesi ilişkin açıklama yapan DAD, suçluların bir an önce bulunmasını istedi. Açıklamada, Suçluların bir an önce yargılanması, yeni gençlerin kaybedilmemesi, anaların ağlamaması için herkes bulunduğu yerde ses vermelidir” denildi.
Ovacık Tilek (Yoğunçam) köyünden Murat Yıldız adlı genç mantar toplamak için gittiği Ağdat-Işıkvuran köyleri kırsalında SİHA’lar ve helikopterler tarafından bombalandı.
Ovacık’ta mantar toplamaya giden ve Seyit Rıza’nın üç kuşak torunu olduğu belirtilen Murat Yıldız isimli gencin Ağdat-Işıkvuran (Merxo) köyleri arasında bombalanarak yaşamını yitirmesinin ardından, saldırıya tepkiler yükselirken, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) konuya dair yazılı bir açıklama yaptı.
DAD tarafından yapılan açıklamada “38’ Tertelesi’nde Dersim’in taşı, toprağı, havası, suyu ateşe verilirken, Pir Sey Rıza’nın hanesi yerle bir edildi, evlatları öldürüldü, kurtulanlar yıllarca sürgün yaşadı. Topraklarına, kutsallarına olan özlemlerini yüreklerine gömerek Hakk ile Hakk oldular” denildi.
Açıklamanın devamında şunlara yer verildi:
“Elazığ Buğday Meydanı Pirimiz için Kerbela meydanıydı. Evladıyla sınanıyordu. Sey Rıza’ nın küçük oğlu Resik Hüseyin gözlerinin önünde dara çekilmişti. Aradan 84 yıl geçmesine rağmen aile hala katliama uğruyor. Bu kinin sebebi nedir? Hangi aklın ürünüdür? Nahak zihniyet çok iyi biliyor ki tarihi ile ikrarlı olan her can atalarının mücadelesini devriye ettirir, unutmaz, unutturmaz. Bundandır zulmün artması. Yapılan katliam bir kişiye değil, bir toplumsal hafızaya yönelimdir, dolayısıyla Hakk ve hakikati görünür kılan kesimler hedeftedir, arada 84 yıl geçse de.
ÖLDÜRDÜKÇE RUHUNUZ KARARIR, DUYGULARINIZ ÖLÜR, İNSANLIKTAN ÇIKARSINIZ
Ovacık Ağdat- Işıkvuran köyleri arasında mantar toplamaya giden Pirimiz Sey Rıza’nın üçüncü kuşak torunu Murat Yıldız SİHA’lardan atılan bombalarla aracının içinde katledildi. Masum-u pak bir genç, devletten izin belgesi almışken yaşamı sonlanıyor. Öldürdükçe ruhunuz kararır, duygularınız ölür, insanlıktan çıkarsınız. Pirlerimiz boşuna dememişler “Beni ağlatma ki sen de gülesin”
“BU TOPRAKLAR KANA DOYMADI MI?”
Bu topraklar kana doymadı mı? Bu kutsal toparlakların taşı, suyu, ağaçları, vadilerimiz bir hafızayı barındırıyor. Mekan rızasız değildir. Bu coğrafya ve yaşamını devam ettiren cümle can Murat Yıldız canımızı unutamayacak. Ruhu, direnci, yaşam arzusu yeni kuşaklara devriye edecektir.
“DERSİM 38 TERTELESİ SİSTEMATİK OLARAK HALA DEVAM EDİYOR”
Zamanın ve mekânın utandığı, tarifi olmayan bir acının yaşatıldığı, Dersim Katliamı’nın yıl dönümünde, anneler gününün kutlandığı bir anda böyle bir katliamın yaşatılması zaman bakımından manidardır. Dersim Tertelesi’nin yıldönümünde bu katliamın yapılması, ‘Tertele’nin hala devam ettiği, analara acıların yaşatılmasına devam edileceği anlamına geliyor.
“ZAMAN BİR ARAYA GELME, HAYKIRMA, GAYRET ETME, ELE ELE VERME ZAMANIDIR”
Yola talip olan cümle canlara, Alevi kurumlarına, Dersimliler Derneklerine, demokratik kamuoyuna çağrımızdır: katliamlar hala devam ediyor. Dersim’e, hakikat ve özgürlük arayışında bulunan canlara yönelik zulüm sistemli bir şekilde zamana yayılıyor; adeta taksitle öldürülüyoruz. Masum-u pak olan canlarımızın kanları toprağa akıyor. Zaman bir araya gelme, haykırma, gayret etme, ele ele verme zamanıdır.
“SUÇLULAR BİR AN ÖNCE BULUNMALI”
Suçluların bir an önce bulunması, yargılanması, yeni gençlerin kaybedilmemesi, anaların ağlamaması için herkes bulunduğu yerde ses vermelidir. Bu davanın takipçisi olmalıdır. Bu topraklar hatır, gönül bilir, mihmanı Xizir olarak kabul eder. Gülistan Doku canımız Ocak 2020 yılında yine bu coğrafyada katledildi. Katilleri bilinmesine rağmen tutuklanmadı. İsteriz ki Murat Yıldız canımızın davası, hukuki süreci Gülistan Doku canımızın süreci gibi olmasın. Murat Yıldız canımızın ailesinin açısı hepimizin açısı olmalıdır. Murat Yıldız canımızın manevi huzurunda dardayız. Mekan rızasız, zaman sahipsiz, mazlum çaresiz değildir.”
(HABER MERKEZİ)