Ortaca Olaylarının üzerinden 55 yıl geçti

5 Haziran 1966 yılında yaşanan Ortaca Olaylarının üzerinden 55 yıl geçti. O dönemin tanıkları PİRHA’ya yaptıkları açıklamalarda arazi kavgasının Alevi-Sünni çatışmasına dönüştürülmek istendiğine dikkat çekip, devrimci gençlerin olayların büyümesinin önüne geçtiğini ifade etti. 

Muğla’nın Ortaca ilçesine bağlı Fevziye Köyü’nde 1966 yılının Haziran ayında çıkan arazi kavgası Alevi-Sünni çatışmasına dönüştürülmek istenmişti. 5 Haziran 1966 yılında çıkan çatışmalarda uzatmalı başçavuşun kabzasından çıkan kurşunla 15 yaşındaki Halil Sarı adındaki Sünni bir çocuğun yaşamını yitirdiği Ortaca olaylarında bunun dışında can kaybı yaşanmadığı, PİRHA’ya konuşan tanık anlatımlarıyla ortaya çıkmıştı.

HALK ÇIKMAK ZORUNDA KALMIŞ

Ortaca olayı yaşanmadan önceki dönemde, Hidivi Abbas Paşa’nın arazilerine ödeyemediği borçlarından dolayı el konulduktan sonra 1928 yılında devlet tarafından işletilmesi için Fransız bir şirkete kiralanmış. 1938 yılına kadar çiftliğin işletmesi Fransız şirkette kalırken daha sonra Dalaman Devlet Üretme Çiftliği’ne (TİGEM) dönüştürülmüş. Halk dilinde Kargılık olarak bilinen bu bölgede yaşayan yurttaşlar bu verimli araziden başka bir yere göç etmek zorunda kalmış. Böylece Dalaman Çayı’nın batısından doğusuna yerleşen halkın bir kısmı Güzelyurt ve Fevziye Köyü’ne bir kısmı da Ortaca Cumhuriyet Mahallesi’ne yerleşmiş.

TİCARET ALEVİLERİN ELİNDEYDİ

1966 yılında Ortaca olaylarından önce ağırlıklı olarak Alevilerin yaşadığı Fevziye Köyü’nde Arap, Yörük, Çerkez gibi farklı etnik kimlikler de bulunuyordu. O dönemde Fevziye Köyü’nde 2 ayrı yazlık sinema salonu bulunuyordu. Fevziye köyünün genel kültür düzeyi diğer köylere oranla daha yüksekti. Günümüzde Ortaca merkezde bulunan Fevziye Mahallesi’nde yaşayanların bir kısmı bu köyden oraya göç etmiş. Şimdi Cumhuriyet Mahallesi olarak bilinen mahallenin tamamında Alevi yurttaşlar yaşıyor. Fevziye Köyü 1966’da bölgede etkiliyken, Ortaca merkezde ise ticaretin büyük bir kısmını Aleviler yürütyordu.

NAZMİ YAVUZ ARAZİYİ 10 YILLIĞINA KİRALAR

Çatışmayı ortaya çıkaran sürecin başlangıcı ise o dönem Kızılyurt Köyü olarak bilinen ve şu an Güzelyurt olarak anılan yerde, toprak sahibi olan Sünni bir kişinin, Alevilerin yaşadığı Fevziye Köyü sınırları içerisindeki bir kısmı bataklık olan araziyi devletten kiralamasıyla başlar. Devlet Alevilere (Feyziye köylülerine) bu alanı kiralamak istese de Alevilerin ekonomik anlamda gücü olmadığından dolayı (traktör-makine) arazileri işletemez. Bunun üzerine bir kısmı su ile kaplı bataklık alanın Akçagöl mevkiinin Kızılyurt köylüsü olan Nazmi Yavuz 1957’de 10 yıllığına kiralar. Bu alanı Nazmi Yavuz’un kurutup, tarım alanına çevirmesi gerekir. 10 yılın sonunda yüzde 61’i Sünni yurttaş Yavuz’un, yüzde 39’u ise devletin/hazinenin olacaktır. 1963 yılına kadar Yavuz, bu araziyi tarım alanı olarak ıslah ederken, 1963 yılında devlet tek taraflı olarak sözleşmeyi fesh eder. Yavuz araziyi işletmeye devam ederek, daha geniş bir alanı tarıma elverişli hale getirir.

Yavuz’un bataklığı kurutarak ektiği alanı artırması kimi Sünni kişilerle aralarında yer yer tartışmalara neden olurken; olay, Alevilerin dahil olmasıyla birlikte daha da büyür. Yaşanan olayda bir kişi yaşamını yitirir. 1966 yılından bu yana yaşanan bu olay katliam olarak anılıp kınanırken, o dönemin tanıkları ise bunun “katliam” olmadığını söylüyor.

Ortaca Olaylarının tanıkları, asıl mevzunun arazi davası olduğunu kaydederken, jandarmanın zamanında müdahalede bulunmadığı için olayların büyüdüğünün altını çiziyor.

Ortaca Olaylarını gazetelerin Alevi-Sünni çatışması gibi verdiğini söyleyen dönemin tanıkları “Gazeteciler, fotoğrafımı çektiler. Sonra da tüfeği çocuğa vermemi istediler. Önce kabul etmedim ama gazeteciler ısrar edince silahı Birsen’e verdim. Onun da fotoğrafını çektiler. Daha sonra gördük ki gazeteciler fotoğrafımızla birlikte ‘Ortaca’daki Kadınlar Silahlandı-Kadınların Namus Nöbeti’ diye başlık atmışlar. Halbuki biz ne nöbet tuttuk ne de savaşa gider gibi silahlandık” dediler.

Ortaca Olaylarını durdurmak için Ortaca’ya giden devrimci öğrencilerin arabuluculuk yapmasıyla ‘Ortaca Barış Belgesi’ imzalandı. Hem Alevi hem de Sünnilerle görüşen devrimci öğrencilerden İTÜ Talebe Birliği Başkanı Baykan Kalaba, bir röportajında, “Olay henüz, kıvılcım aşamasında, çok büyümeden önlendi. Dostluk ve barış yeniden sağlandı” diyor.

(HABER MERKEZİ)

 

aleviortanca olaylarıpirha

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON EKLENENLER