Sinemilli Ocağı’nın inançsal mekanlarından Îvik Dede’nin evi harap halde

Sinemilli Ocağı’nın merkezi olan Elbistan’ın Kantarma Köyü’nde Alevi inancının toplumsal hafızalarından olan ve Îvik Dede’nin de (İbrahim Bakır) yaşadığı 200 yaşından büyük ev harap haline rağmen ayakta durmaya çalışıyor. Birçok sanatçının gelerek deyişler topladığı ve müze yapma sözü verdiği bu tarihsel mekanda duvarlar ve taşlar olmasa da, anılar ve erkanlar da hala canlılığını koruyor.

Eski yerleşim yeri su yatağı olan ve oluşan seller sonrasında daha üst taraflara taşınan Maraş Elbistan’a bağlı Kantarma Köyü’ndeki tarihi evler ve duvarları halen ayakta kalmaya çalışıyor. 200’den fazla yıldır kolektif emekle inşa edilen ve Sinemilli Ocağı’nın bilinen meşhur pirlerinden Îvik Dede’nin de (İbrahim Bakır) yaşadığı ev, kaderine terkedilmiş durumda. Sinemilli Ocağı etrafındaki Alevilerin tarihsel ve inançsal mekanlarından bu evi ziyaret eden birçok sanatçı da  bu tarihsel hafızayı geleceğe taşıyacak bir adım atmamış.

Alevi inancının tarihsel mekanlarından bu ev, şimdilerde ise kendisi ile biriktirdiği anılar ve erkanlar ile yok olmayı bekliyor.

HEYBETİ İLE BÜYÜLÜYOR

2019’un kış ayında  Kakai (Yaresan) heyetinin ziyareti sırasında ziyaret ettiğimiz köyde ilgimizi çeken bu harabe ama bir o kadar heybetli evin hikayesi oldukça ilgimizi çekmişti. Zaman sıkıntısından kaynaklı ayrılmak zorunda kaldığımız bu heybetli evin hikayesini yazmak bir görev olarak önümüzdeydi. Bu tarihsel mekan yazılmalı diyerek yeniden buluştuğumuz bu evde değişen tek şey mevsimlerdi.

Ev yaklaşık 500 metrekarelik bir alan üzerine kurulmuş. Evlerin çatılarında kullanılan yuvarlak, uzun ve kalınca çınar ağacı yaklaşık 20 metre uzunluğunda. Bu koca çınarlar o dönem büyük kağnılarla getirilerek çatılarda kullanılmış. O dönem yapılan bu evin temelinden bitimine kadar bütün köylüler ortaklaşa imece usulü hizmet etmiş. O yüzdendir ki bu ev geniş bir alana yayılan Sinemilli Ocağı taliplerinin gelerek niyaz oldukları ev haline dönüşmüş. Uzaklardan gelen talipler adaklarını bu evin kapısı önünde tığlamış.

BU TARİHSEL MEKAN BİRÇOK CEM, DÜĞÜN, ERKAN GÖRMÜŞ

 Sinemilli Ocağı talipleri için artık bir ziyaret haline dönüşen bu evde ayrıca Pir İbrahim Bakır (Îvik Dede) yaşamış. Bu inançsal ve tarihsel mekan bu döngü içerisinde nice cemler, erkanlar, düğünler, kurban tığlaması, hakikat sohbetleri görmüş. Köydeki yaşlıların neredeyse hepsinin bu evde bir anısı var.

“200 YILDAN FAZLADIR AYAKTA, İMECE USÜLÜ YAPILMIŞ”

Yaklaşık 200 yıldan fazladır yapıldığı bilinen bu tarihsel mekan ile ilgili bilgi veren ve evin kolektif emekle inşa edildiğini aktaran Sinemilli Ocağı’ndan Süleyman Deprem, “Bu evin yapımında kullanılan merteklerin her biri 20 metreye yakın. Bir veya iki kişinin gücü ile buraya taşınıp evlere yerleştirilmesinin imkanı yok. Tamamen imece usulü yapılmış. Aslında Rıza kenti dayanışma kültürüne bağlı olarak bütün köylünün birlikte yaptığı bir evdir. Birinin evi yapılıyor ise herkes ona yardım ederdi. Kimi yemeğini hazırlar, kimi kaba gücünü kullanır, kimi taşlarını çeker, kimi çamurunu yapardı. Bu mertekler dağdan buraya kağnılar ile getirilmiş. O kağnı sesi hala kulağımızda çınlar. Bunları gördükçe o duygusallığı yaşamamamız mümkün değil” diye konuştu.

“MÜZE YAPACAĞIZ DİYEN SANATÇILARIN HİÇBİRİ KATKI SUNMADI”

Deprem, Sinemilli Ocağı etrafındaki Aleviler için toplumsal hafıza olan bu mekanda nice nice cemler, toplantılar, düğünler, yemekler ve erkanlar yapıldığını hatırlattı. Bu evi ziyaret eden birçok sanatçının ise bu tarihsel hafızayı geleceğe taşıyacak bir adım dahi atmadığı eleştirisini yönelten Deprem şöyle devam etti:

“Sinemilli Ocağından İbo Dede’nin (İbrahim Bakır) eviydi. Yakın köylerdeki talipler kurbanlarını getirerek pirin kapısında tığlar ve erkanlarını yapardı. Bir çok sanatçı burada gelip ceme girip, bağlama çalmıştır. Pirin evini müze yapacağız diye söz vermiştir.  Buyurun işte müze. Herkes Aleviliğin değerleri üzerinden bu köyden beslendi. Ama hiç kimse bu değerleri tarihe taşımak anlamında bir katkıda bulunmadı. Deyişlerimizi alıp götürüp onunla para kazandılar. Bir gün dahi bu köyün üzerinden sosyal, kültürel, inançsal hafızanın güçlenmesi doğrultusunda bir çaba sarf etmediler. Buranın değerleri üzerinden herkes kendini pazarladı. Şimdi her taraf virane, gelen giden yok. Olması gereken Sinemilli Ocağı’nın merkez kültürünü inancını, edebiyatını yansıtacak ve tarihsel hafızayı geleceği taşıyacak bir müze yapılması şart.”

Ersin ÖZGÜL/MARAŞ

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON EKLENENLER