Türkiye’nin dört bir yanında yaşanan orman yangınlarına ilişkin 7 Alevi örgütü ortak bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Soluduğumuz temiz havadan içtiğimiz suya, toprağa, taşa ve tüm canlılara saygımız ve sevgimiz inancımızın bir parçasıdır. Para, hırs ve aç gözlülük yüreğimizi kışkırtmıyor. Kapitalistlerinin cepleri dolsun diye katledilen, talan edilen doğa kapitalist zihniyetin açgözlülüğünün sonucudur. Bu zihniyeti reddediyoruz” denildi.
Yaklaşık 20 ilde 60’tan fazla noktada çıkan orman yangınları üç gündür devam ediyor. Çıkan yangınlar sonucunda birçok orman ve yerleşim alanı yok olurken 5 kişi hayatını kaybetti, 200’den fazla kişi de yaralandı. Binlerce hayvan ise öldü.
Yaşanan yangın felaketinin ardından, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Alevi Dernekleri Federasyonu (ADFE), Alevi Vakıflar Federasyonu (AVF), Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV), Alevi Kültür Dernekleri (AKD), Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) ortak bir açıklama yayınladı. Alevi kurumları yaptıkları açıklamada, Alevilik inancında doğanın önemli bir yeri olduğunu vurgulayarak, doğayı kar uğruna katleden kapitalist zihniyete karşı olduklarını belirttiler.
“DOĞAYI HIZLA KAYBEDİYORUZ”
‘İnancımızda; doğa, yaşam sistemimizdir’ denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Soluduğumuz temiz havadan içtiğimiz suya, toprağa, taşa ve tüm canlılara saygımız ve sevgimiz inancımızın bir parçasıdır. Geçim kaynağımız ve ekonomik faaliyetlerimizin çoğu aynı zamanda doğal dünyaya da bağlı olduğu için yaşamamızın anahtarı da doğanın kendisidir.
Doğayı kendini yenileyebileceğinden daha hızlı kaybettiğimizin farkındayız. Bu kirletilmenin önü bir an önce alınmazsa, insanlara ve gezegene önemli zararlar kaçınılmazdır. Artan küresel nüfus için yetersiz gıda ve su, ekonomilerimize önemli zararlar açmakla kalmayacak, tahmini bir milyon türün kitlesel yok oluşuna neden olacaktır.”
“TALAN EDİLEN DOĞA AÇGÖZLÜLÜĞÜN SONUCUDUR”
Doğayı yakıp yıkanlara karşı inançlarındaki kutsallıktan güç alarak mücadele ettiklerini vurgulayan Alevi kurumları; “Çünkü doğaya taparcasına aşığız. Para, hırs ve aç gözlülük yüreğimizi kışkırtmıyor. Bitki, böcek, hayvan veya insan ayırt etmeksizin her varlığa “Can” diyen hepsinin taşıdıkları ruhtan ötürü kutsal sayan, suya tükürmenin suyu inciteceğini düşünecek kadar nezaket dolu bir toplumuz. Hayatımızın bütün süreçlerinde ve tüketim davranışlarımızda çevremize karşı sorumlu ve saygı bilinciyle hareket ederiz; zarar vermekten kaçınmanın ötesinde niyazla karşılarız; günü, güneşi, havayı, taşı toprağı.
Çünkü bize göre insanın üstünlüğü ve özelliği kâmil oluşunda ve ikrarında gizlidir, bu nedenle iyilik kavramını bencilleştirip insanı doğanın halifesi yapan onu şımartan ve acımasız kılan, varlıklara istediği gibi davranan ve bu davranışlarla dindarlığı ölçen ya da ölçeklendiren anlayışı ret ediyoruz. Üretim biçimini değiştirip; doğayı satan-yakan-yıkan ve talan edilmesine izin veren anlayışı mahkum etmemiz gerekiyor. Kapitalistlerinin cepleri dolsun diye katledilen zeytinlikler, yok edilen ormanlar, doldurulan denizler, havalimanları, köprü, otoyol diyerek talan edilen doğa, kesilen ormanlar bu zihniyetin açgözlülüğünün sonucudur. Bu zihniyeti ret ediyoruz” dedi.
“CAN YANIYOR, CANIMIZ YANIYOR”
Kapitalizmin yarattığı tehlikenin gün geçtikçe derinleştiği belirtilen açıklamada son olarak şunlar aktarıldı:
“Doğada kapanmaz yaralar açılıyor. Birilerinin sermaye varlıkları uğruna yok oluyoruz, sorunun özünü ciddiyetle kavrayarak, inancımız gereği doğa talanına karşı mücadele etmek insani sorumluluğumuzdur. Çünkü can yanıyor, canımız yanıyor.”
(PİRHA HABER MERKEZİ)