Psikolog Dr. Gözde Özdikmenli’nin, 4. sınıf öğrencisi çocuğunun zorunlu din dersinden muaf tutulması için Muğla İl İdare Mahkemesi’nde açtığı dava ‘din dersi hukuka uygun’ denilerek reddedildi. Özdikmenli karara ilişkin, “Bu süreçte hep tek başıma mücadele ettim. Duyarlı kesimler bu duruma karşı çıkmalı, bu durumu protesto etmeliler. Tek kişi değil de çok kişi olsak kazanırız” dedi. Özdikmenli son çare olarak çocuğunun muaf tutulması adına Hıristiyan olmayı seçebileceğini de söyledi.
Muğla’da yaşayan Psikolog Dr. Gözde Özdikmenli’nin, 4. sınıf öğrencisi çocuğunun zorunlu din dersinden muaf tutulması için açtığı dava ‘din dersi hukuka uygun’ denilerek reddedildi.
Özdikmenli, PİRHA’ya yaptığı açıklamada, çocuğunun okulda dini eğitim almasını psikolojik açıdan uygun bulmadığından, din derslerinden muaf tutulmasını isteğini ancak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden başka bir dine mensup olduklarına dair belge istendiğini söyledi.
MAHKEME, ZORUNLU DİN DERSLERİNİ ‘HUKUKA UYGUN’ BULDU
Bu tür bir belgelemeyi yapamayacakları için Muğla İl İdare Mahkemesi’ne dava açmak durumunda kaldığını da aktaran Özdikmenli, mahkemenin ‘Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi hukuka uygundur’ diyerek ret kararı verdiğini belirtti.
Muğla İl İdare Mahkemesi’nin gerekçeli kararında, Din kültürü ve ahlak bilgisi dersinde sadece bir inanca yönelik eğitim verilmediği, çeşitli kültür ve dinlerin hepsine dair müfredat içeriğine sahip olunduğu ifadelerine yer verildi.
Derslerin ‘hukuka uygun’ olduğunu da savunan mahkeme, Anayasa Mahkemesi ve AİHM’in zorunlu din derslerine ilişkin vermiş olduğu kararları görmezden geldi.
“YAKIN ZAMANDA AYM, ZORUNLU DİN DERSLERİNE DAİR HAK İHLALİ KARARI VERMİŞ”
Bir üst mahkeme olan İzmir Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz başvurularını yaptıklarını dile getiren Özdikmenli, şunları kaydetti:
“Bu sırada bir Anayasa Mahkemesi kararı çıktı. 13 yıldır mücadele veren bir yurttaş varmış, onun davası olumlu sonuçlanmış. Anayasa Mahkemesi zorunlu din dersleri konusunda hak ihlali kararı vermiş. Avukatım bu kararı emsal göstermek için bulmaya çalışıyor. Bulup bunu da dosyamıza ekleyeceğiz. Ancak buradan da olumsuz bir yanıt geleceğini düşünüyorum açıkçası.
“YARGIDAN OLUMLU BİR CEVAP ALAMAZSAM HIRİSTİYAN OLMAYI DENEYECEĞİM”
Ben çocuğumu bir yıldır Din kültürü ve ahlak bilgisi dersine göndermiyorum. Bu çocuğumun eğitim hayatında olumsuz bir durum teşkil ediyor. Derslere girmediği için ortalaması düşüyor. Bu durum üniversite sınavına girişini de etkileyecek. Çünkü puanı düşecek. Bunun için yargıdan olumlu bir cevap alamadığım takdirde farklı bir yol deneyeceğim. Hıristiyan olacağım. Farklı bir dine mensup olduğumda zorunlu din derslerinden muaf tutulabiliyorum. Aslında ateistim ama mecburen böyle bir yola başvurup, çocuğumun din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinden muaf tutulmasını sağlayacağım. Tabii eğer Hıristiyan cemaat kabul ederse.”
“DUYARLI HERKESİN ÇOCUĞUNU ZORUNLU DİN DERSLERİNE GÖNDERMEMESİ GEREKİR”
Aslında böyle bir şey yapmayı istemediğini ancak hükümetin kendisini bu yola zorladığını aktaran Özdikmenli, “Ben ve ailem çok fazla mağduriyet yaşıyoruz. Adaleti bulma yolunda bir tepkisellik olarak Hıristiyan olmayı düşünüyorum. Bu süreçte hep tek başıma mücadele ettim. Hiçbir kurum, sendika, siyasi parti, Veli Derneği yanımda olmadı. Hala da yanımda kimse yok. Kendine sol, sosyalist, demokrat diyenler çocuklarını nasıl din kültürü ve ahlak bilgisi gibi derslere gönderiyorlar. Başta bu kesimler bu duruma karşı çıkmalı, bu durumu protesto etmeliler. Çocukları göndermemeleri gerekir. Tek kişi değil de çok kişi olsak inanın kazanırız.”
“HİÇ BİR ALEVİ KURUMUNU BU SÜREÇTE YANIMDA GÖRMEDİM”
İlerici kesimlerin zorunlu din dersleri konusuna duyarsız kaldıklarını ifade eden Özdikmenli şöyle devam etti:
“Korkuyorlar mı, rahatları bozulsun istemiyorlar mı ya da çocuklarının din kültürü ve ahlak bilgisi dersi almalarından rahatsız olmuyorlar mı? Bu konuda gerçek anlamda mücadele eden hiç kimse yok. Din dersleri anaokullarına kadar indirilmeye çalışıldı. Buna birçok kesim çok tepki gösterdi ve geri adım atıldı. Herkes bunu garipsedi ancak ana sınıfından sonraki yaşlarda da din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinin verilmesi normal değil, kabul edilebilir değil. Bu konuda en duyarlı kesim Alevi kesimi ancak ben Muğla’dayım ve böyle bir mücadele veriyorum, hiçbir Alevi kurumunu bu süreçte yanımda görmedim” dedi.
Melis CİDDİOĞLU/ANKARA