PİRHA-AKP’nin okullara imam atamasına tepki gösteren Sinemilli Ocağı pirlerinden Süleyman Deprem, “İnanç bireyin kendi özgür iradesiyle belirlediği bir yaşam biçimidir. Bu devletin kuralına sığdırılamaz” dedi. “Ben Aleviyim benim çocuğum Alevi kültürü ile yetişmek durumundadır” diyen Deprem, okullara imam atanmasının asimilasyon politikası olduğunu kaydetti.
AKP iktidarında eğitim politikaları, büyük oranda dini eğitim ve ‘tek din-mezhep’ öncelenerek oluşturuldu. Öğrencilerin ve velilerin tercihlerini görmezden gelen eğitim politikaları nedeniyle dini eğitimin ağırlığı, hemen her yıl katlanarak arttı.
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından imzalanan, ‘Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi (ÇEDES)’ kapsamında okullara ‘manevi danışmanlık’ hizmeti adı altında imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı atanıyor. İlk olarak Eskişehir ve İzmir’de okullara atamalar yapılırken, proje kapsamında tüm illere buna benzer atamaların yapılması planlanıyor.
Projeye eğitimciler, veliler ve demokratik kamuoyu tepki gösteriyor. Sinemilli Ocağı pirlerinden Süleyman Deprem okullara imam atanmasını PİRHA’ya değerlendirdi.
Dinine, diline, ırkına, mezhebine bakmadan insana insan gözüyle bakan tek felsefenin Alevilik olduğunu ifade eden Deprem,”Kindar ve dindar bir Müslüman nesil yetiştirmeyi slogan edinmiş, Ebussuut’un fetvalarını esas alarak örgütlenmeyi esas alan bir yapı, bu konuda hiçbir eleştiri dahi kabul etmemektedir” dedi.
“ALEVİLİĞİ KÜLTÜR BAKANLIĞI’NA HAPSEDEMEZSİNİZ”
Deprem, “Dinde inanç bireyin kendi özgür iradesiyle belirlediği bir yaşam biçimidir. Sen bunu devletin bir kuralına sığdıramaz, Aleviliği özellikle Kültür Bakanlığı’na hapsedemezsin” dedi.
“Ben Aleviyim benim çocuğum Alevi kültürü ile yetişmek durumundadır” diyen Deprem, ”Vatandaş olarak benim talebim okullarda Alevi çocuklara Aleviliğin öğretilmesidir. Herkesin kendi toplumsal inançsal kültür değerleri açısından orada eğitim görmesi… O olmuyorsa da laiklik temelinde okula herhangi bir dini veya inancın ilkelerini dayatmak bir zulümdür, yok etme, bir imha ve inkâr, asimilasyon hareketidir” diye ifade etti.
“ÇOCUKLARIMIZIN KENDİ İNANÇSAL DEĞERLERİMİZ ÜZERİNDEN BÜYÜMESİNİ İSTİYORUZ”
“Ailelerin çok iyi düşünmesi ve çok iyi bir tavır sergilemesi gerekmektedir. Biz çocuklarımızın kendi toplumsal inançsal değerlerimiz üzerinden büyümesini istiyoruz. Bir başkalarının çocuklarımıza zorla başka inanç, başka bir anlayış öğretmelerini istemiyoruz. Alevilerin topluca hareket etmesi zorunluluktur” diyen Deprem, “Bu zorunluluk içerisinde gerekirse biz çocuklarımıza kendimiz eğitim veririz. Din eğitimi için okula göndermeyiz, bunu kabul etmiyoruz” ifadesini kullandı.
“CEMEVLERİMİZDE ÇOCUKLARIMIZA İNANÇSAL EĞİTİMİ KENDİMİZ VEREBİLİRİZ”
Cemevlerinde eğitim verilebileceğini belirten Sinemilli Ocağı pirlerinden Süleyman Deprem, şöyle devam etti:
“Cemevlerinde eğitimimizi veririz. Hatta bugün eğitim adına ucube bir sistem gelişmiş, çocuklar bilimden uzak eğitilmiyorlar kendi haline bırakılmış durumda. O anlamıyla şu anda bir cemevlerimizde eğitim okulları açabiliriz. Buna hakkımızda var, gücümüz de var, yeteneğimiz de var. Bunu çok iyi değerlendirmemiz lazım. Demokratik kurumlarla, sendikalarla dayanışma içerisinde olmalıyız. Bir dönem cezaevinde tutuklulara hükümlülere imam gönderdiler. Biz de o zaman cezaevindeki Alevilere her hafta bir dede gitmesini sağlayacağız, deyip onu ileri sürdüğümüzde, bu olay sönümlendi. Alternatifini ortaya koymak zorundayız.Bu anlamda görev bize düşüyor.”
Cebrail ARSLAN/ANTALYA