DAD Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan’ın gözaltına alınması İstanbul’da protesto edildi. Dernek binasında yapılan basın açıklamasında, “Mevcut yönetim anlayışı emek, barış ve demokrasi güçlerine, farklı etnik yapılara, kimliklere, İnançlara, kadın özgürlükçü anlayışa, eşit ve özgürlükçü bir yaşamın mücadelesini verenlere karşı zulmün binbir türlüsünü rava görmektedir” dedi.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) İstanbul Şube dernek binasında DAD Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan’ın gözaltına alınmasına ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Yeşil Sol Parti Milletvekili Cengiz Çiçek katıldı.
“DEVLET KÜÇÜLSÜN, HALKLARIN BİRLİKTELİĞİ GELİŞSİN”
DAD Genel Merkez Sekreteri İmam Balsever, konuşmasında “Gözaltılar, sindirmeler, tutuklamalar silsilesi tüm toplumsal kesimler üstünde devam ediyor. Toplumun hakikati, gerçekleri, inancı yok edilmek isteniyor. Bunlardan biri de Gezi Davası’dır. Gezi isyanı Türkiye’de adaletsizliğe, doğasına, suyuna sahip çıkma mücadelesidir. Gezi’de Alevi gençleri vuruldu. Devlet Alevi gençlerini hedef seçti. Sonuç olarak bugün gelinen noktada Gezi Davası müebbetle, tutuklamalarla sonuçlandı. Bunu kabul etmiyoruz. Biz diyoruz ki devlet küçülsün, halkların birlikteliği demokratik olarak gelişsin” ifadelerine yer verdi.
“ZULME SESSİZ KALMAK ZULME ORTAK OLMAKTIR”
DAD Genel Merkezi tarafından yapılan basın açıklamasının tamamı ise şöyle:
“Tekçi zihniyetten kaynaklı Türkiye’de yaşanan kaos ve kriz hali, demokratik teamülleri baskılayan mevcut yönetim anlayışı; emek, barış ve demokrasi güçlerine, farklı etnik yapılara, kimliklere, İnançlara, kadın özgürlükçü anlayışa, eşit ve özgürlükçü bir yaşamın mücadelesini verenlere karşı zulmün binbir türlüsünü rava görmektedir. An yoktur ki inancımıza, değerlerimize, toplumsal hafızamıza, kurumlarımıza, yol yürütücülerimize baskı, zülüm, işkence, göz altı, tutuklamayı normalleştirmesinler. Zulmünüz artsın, yaşattığınız kadar yaşarsınız. Bu tekçi anlayışın baskısı altında masum û pak olan evlatlarımız, irademizi temsil eden, ikrar verdiğimiz seçilmişlerimiz, Ana kadının kemaletini devriye eden kemalet sahibi kadın canlarımız, yol yürütücüsü Analarımız, pirlerimiz, jiyarlarımız, diyarlarımız, dergahlarımız, ırmaklarımız, coğrafyamız, Herde Dewreş feryat figan yaşamaktadır. Bu zulme sessiz kalmak, zulme ortak olmak anlamına geliyor. Bu hakikati görmeden, baskılara karşı durmadan yol yürünmez, yola talip olunmaz. Tekçi zihniyet son günlerde Demokrasi güçlerine, Alevi süreklerine yönelik çökertme planını adım adım yürütmektedirler. Fiziken yok edemediği rıza toplumu süreklerini kültürel katliamla, asimilasyon ile yok etmeye çalışmaktadır. Alevi Bektaşi Kültür Cemevi Başkanlığı’nın kurulması, Sivas – Madımak Katliamı sanıklarının serbest bırakılması, ÇEDES projesi ile devam eden süreç Alevi Kurum yöneticilerinin göz altına alınması ile devam etmektedir. Geçen hafta PSAKD Genel Başkanı Cuma ERÇE canımız ve Alevi kurum yöneticilerimiz göz altına alındı. Bugün itibariyle Demokratik Alevi Dernekleri Eş Genel Başkanımız Kadriye Doğan canımız sabaha doğru göz altı işkencesine uğramıştır. Ayrıca Pir Sultan Abdal Kültür Derneklerine bağlı Bir Mayıs Cemevi yöneticisi Halil AKSU canımız da bu zulme uğramıştır. Eş Genel Başkanımızın hanesi biliniyor, yurt dışı yasağı yok, kaçak yaşamıyor, bilinen bir canımızdır. Yıllarca öğretmenlik yapmış, binlerce öğrenci yetiştirmiş, kemalet sahibi, bilge bir kadın; inancına sıtkı bütün bağlı ikrarlı bir yol evladıdır. Asla zulme boyun eğmemiş, yaşamı boyunca hak ve hakikati dile getirmiş, demokratik siyasetin öznesi olmuş bir canımızdır. Gecenin bir vaktinde baskın düzenlenerek göz altına alınmasını asla kabul etmiyoruz. Bu zulme rıza göstermiyoruz. Diyoruz ki, “zulüm ile abad olanın sonu berbat olur.”
“BU GÖZALTI, YOLA İKRAR VEREN BÜTÜN KADIN CANLARA UYGULANMIŞTIR”
Bu gözaltı Eş Genel Başkanımız şahsında yola ikrar veren, kadın özgürlükçü yaşamı savunan, “Jin jîyan Azadî” diyen, her şart altında hakikati haykıran, eril zihniyete “hayır” diyen bütün kadın canlara uygulanmış olarak kabul ediyoruz.
Bütün bu yaşananlar bizlere tarihsel sorumluluklar yüklemektedir. Yaşanan olaylara, baskılara karşı dik durmak, boyun eğmemek inancımızın geregidir. Arsıza, hırsıza, nursuza, pirsize karşı bir olmak, iri olmak zamanıdır.
HDP yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 20 kişiye yönelik İçişleri Bakanlığının, Emniyet yetkililerinin ev baskınlarını “terör örgütlü faaliyeti yürütenler” şeklinde basına servis etmesi bir algı operasyonudur. HDP mevcut yasalarla kurulmuş, yerel yönetimlerde seçilmişleri olan, TBMM’de milletvekilleri, Meclis Başkan Vekili görevini yerine getiren anayasal bir kurumdur. “Terör” ile ilişlilendirilmesi, adaletsizliklerine, haksızlıklarına kılıf uydurmaktan başka bir şey değildir. Başta Eş Genel Başkanımız Kadriye Doğan canımız olmak üzere ve demokratik zeminde siyaset yürüten diğer canlarımız bir an önce serbest bırakılmalılar. Bu zulme sessiz kalmayacağız. Baskılar bizi yıldıramaz.
Zulme sesiz kalmak doğal düşkünlüktür. Zaman sahipsiz, mekan rızasız, mazlum çaresiz değildir.”
PİRHA/ İSTANBUL