Günebakan Kadın Derneği, 25 Kasım etkinlikleri kapsamında nafaka hakkına ilişkin söyleşi gerçekleştirdi. Kadın avukatların, yasalarda yer alan nafaka hakkına dair bilgilendirme yaptığı söyleşide 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü eylemine de çağrı da yapıldı.
Mersin Günebakan Kadın Derneği, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü sebebiyle basın açıklaması ve nafaka hakkı ile ilgili söyleşi gerçekleştirdi.
Dernek binasında yapılan açıklamayı başkan Yüksel Gözen okudu. Gözen, 25 Kasım’da erkek şiddetine karşı sokaklarda olacaklarını belirterek, “Kadına, çocuğa, LGBTİ+lara erkekten ve sistemden gelen şiddetin engellenebilmesi için 25 Kasım’da tüm dünyada sokakları dolduruyoruz. Gücümüzün farkındayız. Dönüştürücü etkimizi biliyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin şiddetin sebebi olduğunu görerek hareket ediyor ve eşitlik için mücadele veriyoruz. Günebakan Kadın Derneği olarak hakta eşitlik, temsilde eşitlik, aşkta eşitlik taleplerimizi yine haykırıyoruz” dedi.
KADINLAR NAFAKA HAKKINI KONUŞTU
Açıklamanın ardından nafaka hakkına ilişkin söyleşi yapıldı. Söyleşide avukatlar Nalan Ateş Altuntaş, Nesrin Gözen Bilek, Şirin Güner ve Zahide Yıldıztekin konuşmacı olarak yer aldı.
İlk olarak söz alan Av. Şirin Güner, Türkiye’de Medeni Kanun’a göre hangi koşullarda nafaka alındığına ve mevzuata ilişkin hukuki bilgi verdi. Nafakanın sadece kadınlara verilmediğine, bu durumun Türkiye’de farklı bir şekilde ele alındığına dikkat çeken Güner, “Türkiye’ye baktığımızda hiçbir sosyal güvenliğiniz yoksa, tamamıyla eşe bağlıysanız nafaka dışında hiçbir çıkar yolunuz yok. Biz yaşam hakkı noktasında endişedeyiz. Bazen kadınlar, adamdan kurtulmak için nafaka dahil talep etmiyor. Yasadaki boşluk devletin üzerine düşeni yapmamasından kaynaklanıyor” dedi.
“NAFAKA ERKEKLERİ YOKSULLAŞTIRMIYOR”
Av. Nesrin Gözen Bilek de, nafakanın erkeği yoksullaştırdığı yönündeki algının doğru olmadığını belirterek, “Nafaka, kişiyi yoksullaştıracak bir miktarda değil. Asgari ücretli, ücretinin yarısını eşe vermiyor. Nafaka yükümlüsünü de yoksullaştırmayacak şekilde tedbir alınıyor. Meblağ buna göre belirleniyor” diye konuştu.
Zahide Yıldıztekin ise Japonya, Avusturya, Almanya, Hollanda, Arabistan, İsrail, Amerika ve İsviçre gibi ülkelerde nafakaların değişim biçimlerini aktardı. Avrupa’da boşanan eşlerin nafaka olsa dahi birbirleriyle ilişkisi kalmadığını ifade eden Yıldıztekin, bu durumun Türkiye’de tam tersi olduğunu ve sırf nafakadan dolayı kadınların şiddete uğradığını söyledi.
“ERKEKLERİN YÜZDE 66’SI NAFAKA ÖDEMİYOR”
Son olarak siyasi partilerin nafaka konusundaki tutum ve çalışmalarını ele alan Nalan Ateş Altuntaş, Yeniden Refah Partisi’nin Meclis’e sunduğu yasa teklifi ile ilgili bilgilere yer verdi. Öte yandan erkeklerin yüzde 66’sının nafaka ödemediğini de vurgulayan Altuntaş şunları söyledi:
“Erkek kadınla evlendikten sonra kadının dışarda kendi kazancını sağlamasına izin vermiyor. Erkekler neden bunu yapıyor çünkü birinin evin ihtiyaçlarını gidermesi gerekiyor. Zaten sosyoekonomik durum araştırması yapıldıktan sonra nafaka hakkında hüküm kuruluyor. Bu nedenle nafakanın öncesine bakılması gerekiyor. Evin temizliğini bakımını erkek yapsaydı, kadınlar dışarıda çalışsaydı, erkeklere nafaka öderdi. Nafakaya ilişkin tartışmaların kadını o yaşama mecbur bırakmak, ekonomik bağımlılığı erkekle sağlamak üzere bir çalışma olduğu kanaatindeyim. Amaç kadınların boşanmasını önlemek.”
Fatoş SARIKAYA/ MERSİN