Pazartesi, Kasım 3, 2025

Alevi Raporu mu, İhanet Belgesi mi?

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi eski Başkanı Ali Rıza Özdemir öncülüğünde kurulan Alevi-Bektaşi Güç Birliği Platformu, kendisine Aleiyim diyen bazı kuruluşların imzasını taşıyan “Alevi Raporu”nu kamuoyuna sundu.

Rapor, ilk bakışta “Alevi toplumunun devletle ilişkilerini güçlendirme” amacı taşıyor gibi görünse de, içerdiği ifadeler ve kullanılan dil, birçok çevre tarafından “devletin Alevileri yaratma projesi” ve hatta “ihanet belgesi” olarak değerlendiriliyor.

Platform, “devlete doğru muhatap oluşturmak” ve “Alevi-Sünni kardeşliğini pekiştirmek” amacını öne çıkarırken, raporun tamamında devlet merkezli bir dil dikkat çekiyor.
“Devletimizle bütünleşmek irademizi sürdürüyoruz” cümlesi, birçok Alevi aydını tarafından bağımsız Alevi örgütlülüğüne karşı bir teslimiyet belgesi olarak yorumlanıyor.

Anayasa ve Diyanet Vurgusu: Milliyetçi Tonlar

Raporun en dikkat çekici bölümü, yeni anayasa tartışmalarına ilişkin bölüm. Platform, “Anayasa’nın ilk dört maddesi ve 66. maddesi korunmalı, Türk milli kimliği esas alınmalı” diyerek devletin milliyetçi çerçevesini sorgusuz biçimde benimsiyor.

Bu yaklaşım, Aleviliği tarih boyunca “eşit yurttaşlık” mücadelesi yürüten bir toplumsal kimlikten çıkarıp devletin ideolojik sınırlarına hapsetme girişimi olarak görülüyor.

Yine raporda Diyanet İşleri Başkanlığı’na “Alevi-Sünni birliği için rol üstlenme” çağrısı yapılıyor. Bu, Diyanet’in yapısal olarak Sünni-Hanefi yorumuna dayandığı düşünüldüğünde, Aleviliği Diyanet’e tabi kılma çabası olarak değerlendiriliyor.

Devletle Bütünleşme Çağrısı: İnançtan Çok İtaat

Raporun sonuç kısmında geçen “Devletimizle bütünleşme irademizi sürdürüyoruz” ifadesi, adeta bir inanç raporundan ziyade bir biat metni görüntüsü veriyor.

Aleviliği tarih boyunca direniş, sorgulama ve adalet arayışıyla tanımlayan çevreler, bu tür belgelerin inancı siyasal sadakat testine dönüştürdüğünü söylüyor.

Bir Alevi araştırmacı şöyle diyor: “Bu metin, Aleviliği bir inançtan çok bir devlet projesine dönüştürme niyetinin açık göstergesi. Raporun dili, bir toplumsal talep metni değil; devlete sadakat belgesi. Adeta bir ‘ajanlık belgesi’ gibi kaleme alınmış.”

Kültürel Talepler: TRT Kanalı, Hafıza Müzesi ve Resmî Denetim

Rapor, TRT’de bir “Alevilik-Bektaşilik kanalı” kurulmasını, Madımak ve Başbağlar olayları için “hafıza müzeleri” açılmasını öneriyor. Ancak bu öneriler bile “devlet eliyle Aleviliğin tanımlanması” endişesini ortadan kaldırmıyor. Çünkü raporun tümünde devletin gözetimi dışında bir Alevi kimliğine yer olmadığı açıkça görülüyor.

Bu rapor, görünürde “birlik” ve “kardeşlik” çağrısı yapıyor. Ancak satır aralarında devlete koşulsuz bağlı, milliyetçi ve tek tipleştirici bir Alevilik tasarımı okunuyor.

Bu nedenle birçok Alevi kurumuna göre “Alevi Raporu” bir inanç belgesi değil, bir kontrol belgesi, hatta bir ajanlık metni niteliğinde.

Alevilik, tarih boyunca zulme karşı durmuş, haksızlık karşısında “Hak” diyen bir öğretidir.
Bugün bu öğretinin “devletle bütünleşme” adı altında resmî ideolojiye eklemlenmesi, Aleviliğin özüne değil, iktidarın çıkarına hizmet eden bir tablo ortaya koyuyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz