HDK Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu, Alevi kurumlarının Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne yönelik destek açıklamalarının yeterli olmadığını, bu sürecin Alevi toplumu tarafından öncelikli gündem haline getirilmediğini vurguladı. Kenanoğlu, Alevi heyetinin süreci kendi tabanına aktarma konusunda yetersiz kaldığını belirtti. “Toplantılara katıldın diye ‘Biz bu sürecin içindeyiz’ olmuyor” diyen Kenanoğlu, Alevi toplumu içinde sürece yönelik kaygıların bulunduğunu ifade etti.
Alevi kurumlarının, sürece dair çekinceli bir tutum sergilediğini belirten Kenanoğlu, bu durumu “endişe ve korumacı yaklaşım” olarak tanımladı. Alevi inancının barışa yönelik bir tutum benimsediğini hatırlatan Kenanoğlu, bu noktada Alevi kurumlarının daha etkin bir rol alması gerektiğini belirtti. Örneğin, 11 Temmuz’da yapılan silah yakma törenine Alevi kurumlarının katılmaması, bu tutumun bir örneği olarak gösterildi.
Kenanoğlu, Alevi kurumlarının geçmişle yüzleşme konusunda tereddüt etmemesi gerektiğini vurguladı. “Madımak, Roboski, Maraş, Çorum gibi katliamlarla yüzleşmeden kalıcı barış sağlanamaz” diyen Kenanoğlu, Alevi kurumlarının sürecin öznesi olması gerektiğini dile getirdi. “Artık biz eşit yurttaşlık talebinde bulunuyoruz” yerine “Biz bu işin öznesiyiz” denilmesi gerektiğini belirtti.
Alevi toplumu ve kurumlarının, Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde aktif rol almasının önemine de dikkat çeken Kenanoğlu, “Alevi kurum yöneticilerinin bilgi ve birikimi yüksek. Yeter ki bunda karar versinler” dedi. Türkiye’nin demokratik bir anayasaya ihtiyacı olduğunu vurgulayan Kenanoğlu, bu sürecin Alevi toplumu tarafından sahiplenilmesinin gerekliliğine işaret etti.