EMRE CANDI, SALTIK AŞIKTI…!!!
Fani olan tendir,
Aşkın Canı hep bakidir…
EMREM…!
Bizden toprağa düşen üçüncü cemresin…
Bava Düzgın Aşkına
Xızır keremine
Şahı Merdan Ali Himmetine
Dersim Erenleri niyetine;
Elin, dilin, telin, mızrabın, sesin, sazın, özün, sözün, hakikatin nuruna vakıf olan gözün gitmedi bir yere…
Bizimsin, bizdensin, bize ait olansın;
Türkü tadında yaşayacaksın bizimle…
“Biz” derken; EMREM…!
Şahı Merdan’ın elinde Zülfikar,
Ana Fatma ile mürşit olan,
Şahı Şehidan Hüseyin-i Hüdavendigar ile Kerbela’da sır olan biz…
Ebu Müslim ile teberdar,
Mansur ile Dicle suyunda sır olan biz…
Fazlullah ile huruf-u hakikat,
Nesimiyle iki cihana sığmayan biz…
Hünkar ceminde, Kadıncık Ana deminde, ARA BUL aşkına Turna Katarında pervaz olup,
Diyar diyar Aşk-ı Hakikati ARAYAN biz…
Hacıbektaş iliminde Serçeşme olan biz…
Yunus ile haldaş, dildaş, yoldaş,
Kuşlarla konuşup, bulutla ağlayan biz…
Zalim ve zulüm merhamet bilmez ama EMREM;
Karlı dağların başında salkım salkım duran bulut
Saçın çözüp yaşın yaşın ağladığı biz…
Taptuğun tapusunda
Kul olduk kapusunda
Evvel miskin çiğ idik…!
Aşkın nar-ı hammarı ile kanatlanıp kuş olan, yanıp pişen biz…
Baba İlyas’la pervaz olup Harşena Dağından kale burçlarını aşıp Kudret-i Kandil’e şule olan biz…
Mezopotamya ilinde Fırat kıyısında Kefersud derler bir kadim diyardan;
Yar, yaren, can, canan,
Oğul, kız, ana, baba huruç edip
Dedekargın himmetiyle
Baba İshak izinden Urum Eline
Hak ve hakikat aşkına yürüyüş eyleyen biz…
Serez’den, Kahire’ye… Şam’dan, Tebriz’e Kuran-ı Sabiti ezber edip
Kuran-ı Natık olan biz…
Aydın illerinin ORTAKLARI,
Sakızlı Rum Gemicilerin yelkeni olup,
İriş Dede Sultan iriş nidasına erişen,
Torlak Kemal olup vuruşan,
Yardan gayrısı Bedrettin’le sarışan biz…
Şems’in gönlünde sema
Kul Himmetin Deyişinde tema
Virani Babanın tamburunda pena olan biz…
EMREM…!
Sen aşık û sadıksın bilirsin aşkın narını…
Pir Sultan’ın SARI TAMBURASINDA öten
Xızır olup mazlumun carına yeten biz…!
Bölük bölük oldu beyler
Dikildi sayvanlar tuğlar
Koyun Abdal durmuş ağlar
Gel gitme güzel Kalender
Diyen,
Lakin yine onunla yar yaren olup,
Münkire kılıç çalan,
“Başsız Yaylası”nda İmam Hüseyin katarına karışan biz…
EMREM;
Dersim’in mahzun aşığı…!
Hakkın nurundan aleme geleli
Kamil olup Biz bizi bileli
Ağıt söyler dilimiz, tambur çalar elimiz…
Yaşamda,
Adalet kadar adil
Karanlıkta,
Kırk budaklı kandil
Nazlı yârin koynunda öpüp koklanan ipek mendiliz…
EMREM…!
KATLİAM devranının ertesinde Dersim’de Hak Yolunu Haklayıp ZULÜM Mevsimine göz açan çocuk…!
Bilir misin..?!
“Mağaralara doldurulup fareler gibi yakılan”lara Munzur Suyu hala ağıt terennüm eder.
Dersim dağlarının ufkunda şafağın rengi,
Uçurum kıyısında kurşuna dizilen çocuk kanı rengindedir.
Halvori’de girdap olunca çığlığımız
Harçik suyu kan kırmızı
Golla Çeto’da niyaz edilesi oldu halimiz…
Pir Seyit Rıza ile gecenin kör karanlığında, BUĞDAY PAZARINI İNLETİP sonsuzluğa MAZLUM’un özgürlük hasretini haykıran EVLAD-I KERBELAYIZ BİZ…
İhanetini katilin tabancasına gümüş kabza yapıp
ALİ ŞÊR’e cellat olan Rayber ismini kirleteni bilir misin sen?!..
İkrar verenler elmaya
Zülfikar’a Murtaza’ya
Ardından teller çektiler
Biz uymayız eşkıyaya
Deyişinde TAKİ, 12’ler gibi can baş verdi HAKİKAT UĞRUNA…
Dersim’de Dağların uçurum diplerinde hala KADIN ÇIĞLIKLARI yankılanır EMREM…!
ZARİFE ANA’nın göz, gez, arpacık ikrarından dönmeyen bir kutsal yenidir.
BESE ANA yalçın kayalardan kanatlanan bir ak güvercin…!
ŞAHI MERDAN, ŞİRİ YEZDAN Aşkına
Hakikat ceminin DEVRİDAİMİNDE
Vücuda gelip, meydanda mert olan İBO
Zindanda üç kandil olan MAZLUM değil miyiz kurban…?
De hele EMREM…!
Açlıkta paydaş, acıda yoldaş olmadık mı?
Dilimiz boynumuza ilmek olup,
Sazımıza gönül kanımız damlayanda
MADIMAK’ta yakılan canlarımızın HASRET’i nar oldu yüreğimizde.
33 Kere Pir Sultan olup,
İkinci kere NESİMİ olduk
Şimdi ÇİMEN yeşili umudumuz…
AKARSU’lar gibi akasımız
Varlığımızı hakikatin aşkı uğruna yakasımız var.
EMREM…!
Daha deyişlerimiz vardı seslendirecek,
Türkilerimiz vardı söyleyecek,
Ağıtlarımız vardı yakacak,
Yezit’in katmerli zulmüne inat baharı HAYIR ile çiçeklendirecektik…!
EMREM…!
Ten ölür de can kalır.
Canı canana götür…
Sazına bir düzen verip,
Kırklar ceminde ZAKİR ol…
Zamanda devridaim,
Yürekte kadim olasın.
Dersim erenlerinin nur-u himmetine nail olasın…
Sevenlerin sazında, sesinde bulsun seni.
Mekanın PÜR NUR OLSUN…!
Dersim Halkının
Alevi Toplumunun
Sanatçı dostların
Saltık ailesinin
HEPİMİZİN BAŞI SAĞ OLSUN…
Aşk ile…
Kemal BÜLBÜL – BÜLBÜLÎ ŞEYDA (11 Mart 2017 Ankara)