Basına ve kamuoyuna
19-26 Aralık 1978 yılında Maraş’ta insanlık tarihin en ağır katliamlarından biri yaşandı…
Bebeklerin, hamile kadınların, ihtiyarların katledildiği bu dönem aslında insanlığın bittiği bir zaman dilimiydi. Bu zalimce olaylar her ne kadar sağ-sol kavgası şeklinde takdim edilse de, devlet içindeki “bazı odakların” özel olarak yarattığı, planlı operasyonlardı. Katliam sonrası boşaltılan Alevi kürt coğrafyasının ,katliamın yanlız maraş‘la sınırlı kalmadığı bir bütünen Alevi Kürt bölgesinin boşaltılmasına dönük olduğu bilinmektedir.Bu Katliam Alevi inancı başta olmak üzeri,bölgenin kadim kültürü olan Kürt kültürüne dönük olduğu ve bugün Metropol ve Avrupa gibi yerlerde sudan çıkmış balık gibi bu kültürün yok olmayla karşı karşıya olduğu bilinmektedir
Aradan geçen 35 yıla rağmen katliamın gerçek sorumlusu olan derin devlet ve onun uzantıları olan Özel Harp güçleri gerçekleştirdiği katliamın belgeleri devletin gizli arşivlerinde saklanmaktadır.
Türkiye, Maraş’tan Roboskiye gerçekleştirilen bütün katliamlarla yüzleşmelidir. Bu yüzleşme sağlanmadan toplumsal adalet ve barış inşa edilemez.
-Türkiye, farklı inanç ve kimlikleri tanımalı, anayasal güvenceye almalıdır. Bu sağlanmadan onurlu bir barış ve ortak gelecek kurulamaz.
-Ülkemizde, gerçek bir demokrasinin gelişmesi ancak farklı inanç ve kültürlerin hiçbir baskıya maruz kalmadan, özgürce yaşatabileceği bir ortamda gerçekleşebilir.
-Devlet ve AKP hükümeti, günümüzde Alevilik inancını ve kültürünü sistemiçileştirme politikalarından vazgeçmiş değil. Sözde Alevi Açılımı adına yaptığı politikalarla yeni bir asimilasyon projesi devreye koymuş bulunmaktadır. Bu politikalardan vazgeçilmelidir.
Başta Kürt sorunun çözümü de dahil olmak üzere farklı etnik ve inanç topluluklarına dönük gerçekleştirilen katliamlarla yüzleşmelidir. İktidarın ve devletin inkarcı, asimilasyonist politikalardan vaz geçerek, Türkiye’nin demokratikleşmesi için Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurarak tarihsel bir yüzleşme sağlanmalıdır.
36 yıl evvel yaşanan Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçen Maraş katliamını kınamak ancak onun faillerini açığa çıkması için Alevilerin meydanlarda seslerini yükseltmesi ile gerçekleşebilir. Bu vesileyle Maraş’ta katledilen bütün canlarımızı saygıyla anarken, katliamı gerçekleştiren güçleri lanetliyor, 21 Aralıkta Maraş’ta gerçekleştirilecek olan anmaya duyarlı demokrat kamuoyunu katılmaya çağırıyoruz.
Tarihleriyle yüzleşmek bu devlet ve toplumları küçük düşürmedi aksine saygınlık kazandırdı. Türkiye de ancak kendi tarihi ile yüzleşebilirse, bu onurlu toplumlar ailesine katılabilir. Ülkemizde barış ve demokrasinin yolu geçmişin acıları ile yüzleşmekten geçer.
Evet bu ülkelerde yüzleşmelerden sonra kıyamet kopmadı, tersine buralarda toplumsal iç barışa ve yaşanan trajedilerin unutulmasına yönelik önemli gelişmeler oldu. Bunun için yeni olanaklar ve yollar açıldı. Maraş Katliamı insanlığa karşı işlenmiş bir soykırım gerçeğinden yola çıkarak Lahey Adalet Divanı başta olmak üzere Uluslararası Mahkemelerinde davanın görülmesi için Maraş Girişi olarak hazırlıklarına başladığımızı kamoyuyla paylaşıyoruz.
Saygılarımızla
MARAŞ GİRİŞİMİ
18 Aralık 2014