17 Mayıs 2025’te Mannheim Cemevimizde gerçekleştirdiğimiz Almanya Alevi Kadınlar Birliği 12. Genel Kurulu, sadece bir başkanlık seçimi olmayıp, kadınların bir araya gelmesi, sistemin yıllardır görünmez kılmaya çalıştığı kadın emeğinin, sesinin ve iradesinin açık bir beyanı olmuştur.
Bu satırları yalnızca bir görev değişiminin ardından yazmıyorum. Konuşan, direnen, örgütlenen, yok sayılmaya karşı varlığını ısrarla ortaya koyan kadınların sözcüsü olarak sesleniyorum. Çünkü Alevi kadının mücadelesi, yalnızca inanç temelinde değil; aynı zamanda sistemin erkek egemen yapısına, adaletsizliğe ve eşitsizliğe karşı verilen bir direniştir.
Bizler, Bacıyan-ı Rum’un yolunu bugüne taşıyan kadınlarız. Yüzyıllardır süren bu erkek merkezli düzen, kadınları “gönüllü destekçi” rolüne indirgerken; biz o desteği özneye, o görünmeyen emeği örgütlü güce dönüştürmeye kararlıyız.
Bugün kadınlar hâlâ karar alma mekanizmalarından dışlanıyor, inanç özgürlükleri sorgulanıyor, toplumsal kimlikleri baskı altına alınıyor. Alevi kadınları olarak biz, bu eşitsizliğin yalnızca seyircisi olmayacağız. Bu yapıyı dönüştürmek için sözümüzle, bilincimizle, örgütlü varlığımızla mücadele edeceğiz.
Kadınların yok sayıldığı bir toplumda adalet olmaz. Kadınların sustuğu bir inançta hakikatten söz edilemez. Laikliğin hedef alındığı, eşitliğin ötelenip görmezden gelindiği bir düzende kadınların suskunluğu değil; itirazı yükselecek.
Alevilik, hak için direnmektir. Ve bu direnişin yarısı kadınlardır. Kadınsız bir yol yürünemez. Kadın iradesi olmadan alınan her karar eksiktir.
Almanya Alevi Kadınlar Birliği olarak yeni dönem hedefimiz; bu sistemin kadınları pasif kılan yapısını sorgulamak, dönüştürmek ve toplumsal cinsiyet eşitliğini tüm inançsal ve sosyal alanlara yerleştirmektir. Sözde temsil değil, gerçek katılım istiyoruz. Cemevlerinden sendikalara, okullardan belediyelere kadar her alanda kadınlar eşit söz ve karar hakkına sahip olmalıdır.
Mannheim’da gerçekleştirdiğimiz Genel Kurul, bu politik duruşun açık bir ifadesiydi. İnancımızla, emeğimizle, kararlılığımızla geleceğe dair güçlü bir söz kurduk. Başta Mannheim Cemevimiz olmak üzere katkı sunan tüm dost kurumlara, Yol TV’ye ve emeğiyle bu sürece destek olan herkese teşekkür ediyorum.
Bugüne kadar yapımıza emek veren başkanlarımızı ve yol arkadaşlarımızı saygıyla anıyor, onların bıraktığı mücadele mirasını büyütmeyi görev biliyorum.
Bu dönem, “kadının yeri evidir” diyen gerici zihniyete karşı, “kadının yeri her yerdir: Meydanda, yönetimde, kürsüde, karar mekanizmasındadır” diyenlerin dönemi olacak.
Çünkü biz biliyoruz ki:
Kadın yoksa yol eksiktir,
Kadın susarsa hak sessiz kalır,
Kadın yürürse yol değişir.
Almanya Alevi Kadınlar Birliği Başkanı