“Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza attıkları için haklarında dava açılan 15 akademisyen İstanbul 34. ve 36. Ağır Ceza mahkemelerinde hakim karşısına çıktı.
“Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza attıkları için haklarında “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla dava açılan barış akademisyenlerinin duruşmasına İstanbul 34. ve 36. Ağır Ceza mahkemelerinde devam edildi. 13 akademisyenin 34. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 2 akademisyenin ise 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmalarını çok sayıda akademisyen de takip etti.
BİRLEŞTİRME TALEBİ RET EDİLDİ
İlk olarak İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Koç Üniversitesi Öğretim Görevlisi Başak Can Bulut’un duruşması görüldü. Kimlik tespitinin ardından Bulut, savunma için ek süre talebinde bulundu. Bulut’un avukatı Benan Molu, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dosyanın istenmesini ve mevcut dosyayla birleştirilmesini istedi.
13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava dosyasının iddianame örneği, duruşma zabıtları, Adalet Bakanlığı’ndan kovuşturma izni yazısı ve bakanlığın cevabi yazısının geldiğini belirten savcı, avukatın talebinin değerlendirilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde istenen dosyaların incelenmesinin ardından birleştirme kararını değerlendireceğini belirterek, bu aşamada talebin reddine karar verdi. Duruşma 19 Haziran’a ertelendi.
BERAAT TALEPLERİ YENİLENDİ
Ardından Arel Üniversitesi Öğretim Görevlisi Umut Şah’ın duruşmasına geçildi. Şah da savunma için süre talep ederken, Avukatı Meriç Eyüboğlu, dosyaların birleştirilmesini talep etti. Eyüboğlu, mevcut aşamada sorguya gerek kalmaksızın derhal beraat talep etti. Savcı, derhal beraat talebinin reddini istedi. Mahkeme de mevcut aşamada derhal beraat talebinin reddine karar vererek duruşmayı 19 Haziran’a erteledi.
‘SAVCI CIMBIZLAMIŞ’
Ardından İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan akademisyenlerin duruşmaları başladı. İlk olarak Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Araştırma Görevlisi Egemen Cevahir hakim karşısına çıktı. Kimlik tespitinin ardından söz alan Cevahir, iddianamenin kendisine tebliğ edilmediğini belirterek, savunma için ek süre talebinde bulundu. Usule dair söz alan Avukat Özlem Ayata ise bildiride savcıların belli yerleri cımbızladığını dile getirerek, bildirinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Dosyalar arasındaki hukuki bağa atıfta bulunan Ayata, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 2016/65 esas sayılı dosyanın istenmesine karar verilmesini talep ederek, müvekkili için beraat talebinde bulundu.
İddia makamı, “Atılı suçun unsurlarının tartışılmadan derhal beraat kararı verilemeyecek olması, suç kastının bulunup bulunmadığı yönünde sanığın savunmasının alınmasıyla unsurların tartışılabilecek olması ve sanığın savunmasının alınmamış olması” gerekçesiyle derhal beraat talebinin; “Suça konu bildirinin aynı olması dışında dosya arasında herhangi bir şahsi, fiili, hukuki sorumluluk bulunmaması, savunma aşamasından sonra yargılamanın her aşamasında mahkemece birleştirme kararının verilebilecek olması, bildiriye imza atmaları nedeniyle hakkında dava açılan kişi sayısı ve bu kişi sayısı nedeniyle yargılamaların uzayıp ve makul sürede bitmeyebileceği hususları gerekçesiyle” de birleştirme talebinin reddini, talep edilen ek sürenin ise verilmesini istedi.
MAHKEMEDEN RET
Mahkeme heyeti ise, “Suça konu bildirinin bir bütün halinde değerlendirilmesi ve suç kastının tespiti açısından sanık savunmasının alınması gerekmesi” gerekçesiyle derhal beraat talebinin reddine; “İki dosyada ortak olan tek şeyin bildiri olması, bildiriye imza veren yaklaşık 200 sanığa dava açılmış olması, imza toplamının 1128 kişi olması, kalan şahıslar hakkında da dava açılması ihtimalinin bulunması, bu sayıda sanığın savunmalarının alınmasının yargılamanın uzamasına ve adil yargılama hakkının ihlaline neden olabilecek olması” gerekçesiyle 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosyanın celp ve birleştirme talebinin reddine karar verdi. Duruşma, 25 Eylül’e ertelendi.
KARAPEHLİVAN’IN DURUŞMASI GÖRÜLDÜ
Ardından Marmara Üniversitesi’nden ihraç edilen Dr. Funda Karapehlivan’ın duruşması görüldü. Avukat Özlem Ayata, bir önceki duruşmadaki derhal beraat ve birleştirme taleplerini yineledi. Savcı aynı taleplerde bulundu, mahkeme heyeti aynı kararlarını tekrarlayarak, duruşmayı 25 Eylül gününe erteledi.
‘SAVUNMA YAPMAYACAĞIM HAKKINIZ YOK’
Sonraki duruşmada ise Özyeğin Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’nden Yrd. Doç. T. Deniz Erkmen hazır bulundu. Mahkeme Başkanı, “’Bugün savunma yapmayacağım’ deme hakkınız yok. Tebligat yapıldıysa savunma yapılmalı. Savunma hakkı kutsaldır, kısıtlamayalım diye süre veriyoruz. Mahkemeler isteyenin istediğini yapma ya da yapmama yeri değildir, hatırlatalım” dedi. Avukatı, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dosyasının bekletici neden yapılmasını, bu uygun görülmezse dosyanın 13. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasıyla birleştirilmesini talep etti.
Savcı, önceki duruşmadaki gerekçelerle birleştirme talebinin reddini, talep edilen ek sürenin verilmesini istedi. Mahkeme heyeti, 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosyasının sonucunun bekletici sebep yapılmasını ve birleştirme talebini ise reddetti. Mahkeme başkanı, kararının duyulmamasına yönelik salondan yükselen itiraza “İzleyenlere duyurmak gibi derdimiz olsa duyururduk” yanıtı verdi.
YÖRÜK DURUŞMADA HAZIR BULUNDU
Ardından Koç Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Erdem Yörük de duruşmada hazır bulundu. Avukat Benan Molu, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosyanın istenmesini, birleştirme kararı verilmesini, TCK 301. madde yönünden Adalet Bakanlığı’ndan izin istenmesini talep etti. Savcı, bu husustan açılmış dava olmadığı gerekçesiyle TCK 301. madde için izin talebinin reddini, diğer duruşmalardaki gerekçeler ile birleştirme talebinin reddini, ancak savunma için ek süre verilmesini istedi. Mahkeme heyeti, “mahkemece yargılamanın başında bu yönde karar verilmesinin ihsası rey anlamına gelebilecek olması ancak bu durumun sanık savunması alınıp deliller toplandıktan sonra suçun nitelendirilmesine yönelik takdir aşamasında değerlendirilebilecek olması” gerekçesiyle 301. madde yönündeki talebini ve birleştirme talebini reddetti. Heyet, diğer talepler için önceki kararlarını tekrarlayarak duruşmayı 25 Eylül gününe erteledi.
İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmalar görülmeye devam ediyor.