Yerküre’nin magmaya yaptığı baskı gibi, Dış Desim (Dersim) İç Desimi sıkıştırıyor. Zannediyor ki, bu yapıyı şekillendiren benim. Bu baskı ile magmada değişiklik yapıp, orayı kendine benzetmeye çalışıyor, oysa Magmada olacak bir patlamanın kendisini de darmadağın edeceğini, kimliksiz ve felsefesiz bırakacağını fark edemiyor.
Daha da kötüsü, içeriye yaptığı bu baskının ana nedeni, kendi dışındaki dinamikler. Oysa, dış çeperin, tıpkı yumurta gibi asıl görevi, merkezi yani onu şekillendiren ana yapıyı korumaktır. Kafası karıştırılan dış çeper, görevini unutup farklı bir görevi üstlenmiştir. Binlerce yıllık kültür, felsefe, inanç, dil, folklor, ritüeller ve doğa kendini dış dinamiklere karşı sağlam bir kabuk ile korurken, zamanımızda bu kabuk çatlayarak, içi dışarıya doğru hareketlendirdi. Desim’de bazı şeyler ruh’u temsil ederken, bazı şeyler bedeni temsil eder.
Dil, inanç-felsefe, ritüeller, doğa ve kültür bu toplumun ruhudur, bu yapıyla oynamayalım, patlar ve bizim de bütünlüğünüz darmadağın olur, birbirini besleyen iki yapıyı birbirine düşman iki yapı haline getirmeyelim. Doğa bu felsefede beden iken, insan ruhtur, birbirleri ile musahiptir. Felsefe, kültür, inanç, folklor ise toplumla musahiptir, harçtır. Harcınız bozulursa, bina çöker, bu kadar basit… Ve bu çöküntü sadece o coğrafya ile sınırlı kalacağını düşünenler yanılıyor, domino taşı etkisi yapar ve bir çok bina çatlar, zamanı gelince dökülür.
11/05/2021