Yazar Ali Yıldırım, kurban kesmenin Aleviliğin ruhuna aykırı olduğunu söyleyerek, hayvan kesip, kan akıtmanın tamamen İslam’a dair bir düşünce tarzı olduğuna işaret etti. Yıldırım, “Bizde esas ve ilkesel olan bu dünyayı cennet kılmaktır. Bu dünyayı cennet kılmak için de aslında şu yaşadığımız dünyada bütün canlıların yaşama hakkını savunmalıyız” yorumunda bulundu.
Yazar Ali Yıldırım, ‘Alevilikte kurban ve Kurban Bayramı’ değerlendirmesinin ikinci bölümünde ‘Canlı hakkı’ konusuna işaret etti. Yıldırım, kurban ve Aleviliğin bir araya getirilmesinin mümkün olmayacağını söyleyerek günümüzde yapılan kurban ritüelinin tamamen İslam’a dair bir düşünce tarzı olduğunu vurguladı.
“ALEVİLİĞE DAİR DEĞİL”
Yazar Ali Yıldırım, bir ibadet biçimi olarak kurbanı tanımlamanın asla söz konusu olamayacağını belirterek şu hususlara dikkat çekti:
“Kurban kesip ibadet etmek Aleviliğin ruhuna da aykırı olur. Yani bizi arındıracak, Yahudilerin ‘Günah Keçisi’ diye bir şeyi vardır, ortaya bir keçi koyarlar, herkes günahlarını, yapıp ettiğini onun üstüne atar, sonra da o günah keçisini bir çölde bırakırlar. Böylece günahlarından arınırlar! Alevilik’te böyle bir arınma yok. Alevilikte bütün yapıp ettiğiniz yanlışların hesabını toplumun önünde bu dünyada vereceksiniz. İnsanlara karşı hesap vereceksiniz. Sizi yargılayacak bir başka zaman da ahiret zamanı, hiç tanımadığınız etmediğiniz bir yargı yetkisi ile gerçekleşen bir yargılama zamanı söz konusu değil. Burada, şu zamanda bu zamanın insanları ile o haksızlıkları yaptığınız yerde vererek arınabilirsiniz. O yüzden Alevilik yılda bir kez bütün canlara böyle bir sorgudan, görgüden geçirerek arındırma işlemi yapar. Siz bunu bir tarafa bırakarak ‘Hayvan keserek, kan akıtarak bu günahlardan kurtulurum. Yaptığım haksızlık, hukuksuzluklardan sonra da ahirete gider defterimi açıp ‘bak kurban da kesmiştim’ derim o da beni tartar’ falan diye düşünüyorsanız yandınız. Bu Aleviliğe dair bir şey değil. Tamamen İslam’a dair bir düşünce tarzıdır. Ve bu dünyadaki haksızlıklarınızın üzerini örtme yaklaşımının bir ürünüdür.”
“KİTABIMIZIN BİRİNCİ MADDESİ DOĞA HAKKI OLMALIDIR”
Yazar Ali Yıldırım, Aleviliğin cana kıymaktan öte cana tüm canlıların yaşam hakkını koruyan bir inanç sistemi olduğunu da söyledi. “Kitabımızın 1. maddesi doğa hakkı olmalıdır” diyen Yıldırım, şunları söyledi:
“Bizde önemli, esas ve ilkesel olan bu dünyayı Cennet kılmaktır. Bu dünyayı Cennet kılmak için de aslında şu yaşadığımız dünyada bütün canlıların yaşama hakkını savunmalıyız.
Bizim kitabımızın 1. Maddesi doğa hakkı olmalıdır. İkinci maddesi ise bütün canlıların yaşama hakkı. Biz, ‘İnsan merkezli bir inancız, yoluz’ derken şunu ifade etmeye çalışıyoruz; ‘İnsanın üzerinde, onu kendi iradesi ile şekillendiren bir bilgisayar programı halinde iradesiz hale getiren her şeyi tasarlayıp yapan eden üstün bir güç yoktur’ anlamında diyoruz. Yoksa buyurulduğu gibi ‘İnsan, eşref-i mahlukattır, yani bütün varlıkların en üst, en olgunudur. O yüzden de yeryüzünde ne varsa hovardaca istediği gibi kullanabilir’ anlamında değil. Sen hangi hakla yeryüzünü, doğayı kendi keyfinin hizmetine sunabiliyorsun ki? Tevrat’ta da öyle diyor; ‘Yeryüzünü yarattım hadi insanlar, istediğiniz gibi tüketin’. Böyle bir dünya, böyle bir yaklaşım bizim yolumuzda söz konusu olamaz. O yüzden bütün canlıların eşit yaşama hakkını gözetiyor isek kendi yanlışlarımız için bir başka canlıyı kurban ederek bundan kurtulacağınızı düşünmemiz çok saflık olur. Şunu söyleyebiliriz; Aleviler de tabii ki hayvan kesip et yiyorlar. Bir lokma olarak bunu da paylaşıyorlar. Bunlar Aleviliğin vazgeçilmezleri olmasa da Alevi geleneğinin içerisinde olan durumlar. Bunu reddedemeyiz. Ama bunu bir kurban ibadeti, topluca bir kıyım haline getirmek ve bir de bunu ‘kan bayramı’ haline getirip kutlamasını yapmanın zerre kadar Alevilikle bağdaşır yanı yoktur. ‘Hayvanları keselim sonra da Sırat köprüsünde sırtına binip öbür tarafa geçelim’ bizim işimiz olmasa gerek.”
Eren GÜVEN/ANKARA