Maraş Katliamı, Türkiye’nin Kahramanmaraş şehrinde 19-26 Aralık 1978 tarihleri arasında gerçekleşen bir olaydır. Bu olay, Türkiye’nin tarihindeki en kanlı ve acı dolu olaylardan biridir. Maraş Katliamı, Aleviler ve Kürtlere olan ayrımcılığın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
1970’lerin sonlarına doğru, Türkiye’de sol ve sağ gruplar arasında çatışmalar artmış, ülke genelinde bir siyasi gerilim yaşanmıştır. Bu dönemde, Alevi ve Kürt toplulukları da ekonomik ve sosyal olarak güçlenmeye başlamıştır. Ancak, bu durum bazı kesimlerde rahatsızlık yaratmış ve ayrımcılık ve nefret söylemleri yayılmıştır.
Maraş Katliamı’nın fitili, 19 Aralık 1978 tarihinde bir grup sağcı genç tarafından ateşlenmiştir. Bu grup, Alevi ve Kürt mahallelerine saldırarak evleri ve işyerlerini yakmış, insanları linç etmiş ve öldürmüştür. Katliamın ardından ciddi bir göç dalgası başlamış ve Maraş’ın asıl halkı yerlerinden edilerek kendi topraklarından uzaklaşmak zorunda kalmıştır. Tahminlere göre, 500 bin ila 700 bin arasında Kürt ve Alevi Maraş’ı terk etmek zorunda kalmıştır.
Maraş Katliamı, insanlık dışı bir şiddet olayıdır. Tanıkların anlattıkları, o dönemde yaşanan dehşeti ve korkuyu gözler önüne sermektedir. Bebeklerin anne karnında katledildiği, insanların kazanlarda diri diri ateşe verildiği, kadınların tecavüze uğradığı ve öldürüldüğü korkunç olaylar yaşanmıştır. Bu acılar, hala yaşayanların belleğinde derin izler bırakmıştır.
Maraş Katliamı’nı anlatan belgeseller ve kitaplar, bu karanlık olayın hatırlanmasını ve unutulmamasını sağlamaktadır. Ancak, 45 yıl geçmesine rağmen, faillerin hala adalet önüne çıkarılmamış olması, Aleviler ve Maraş halkı için büyük bir hayal kırıklığıdır. Bu olay, Türkiye’nin tarihindeki utanç verici bir sayfadır ve toplumun adalet arayışı devam etmektedir. Maraş Katliamı, insanlığın en karanlık yüzünü gösteren bir olaydır ve bu tür olayların bir daha yaşanmaması için sürekli olarak hatırlanmalı ve üzerinde çalışılmalıdır.